yüzüne boya ile bayrak deseni çizip,gol olduğunda mahalleyi ayağa kaldıran ve birinin çıkarak "ses yapmayın hasta var." diye uyardığı efsanevi nesil...
ben tam brezilya maçının olduğu gün londra'daydım bir pubda izleyelim dedik, bir girdik ki tamamen türk var nerdeyse. ülkeden uzak olunca daha bir heyecanla izledik. pub çalışanlarının maç bitiminde ağlayan biz türkleri görünce şok olduklarını hatırlıyorum.
brezilya maçının olduğu gün hastayım diye okula gitmemiştim. 4.sınıftaydım o zamanlar. hasan şaş sol çaprazdan golü atınca evin içinde koşmuştum, nasıl sevineceğimi bilememiştim. evde tek başıma izlemiştim o maçı. gerçekten de efsane nesildir.
o maçları izlemek için bir saniye dışarı bile çıkmamış yerinden kıpırdamamış efsane nesildir. evi tribüne çevirip rahmetli babasıyla maçlara sevinmekte idi.
okumanın değerini anlamam için babam tarafından konfeksiyon da çalışmak için gönderildiğim yıllardı o yıllar. belki de futbola olan sevgim o yasakçı zihniyet yüzünden bu kadar fazla. emre nin gs li olduğu yıllardı o yıllar. ya da biz öyle biliyorduk. kosta rika ya attığı o müthiş gol. sabahın köründe kalkıp bülent korkmaz ın golünü gördük biz. hasan şaş ın kolyesini. ümit davala nın japonya ağlarını havalandırırken fenomen olmuş saç stilini. hakan şükürün formsuzluğunu ve türkiye nin yeni reklam yüzü olmuş ilhan mansız ı. güzel günlerdi, çocuktuk ve keşke hep öyle kalsaydık.
O sene 4. sınıftaydım. Öğretmenimizin izniyle sınıfa televizyon koymuştuk ve maçları sınıfça izliyorduk. Okulda yüzünü kırmızı beyaza boyayan çocuklar marşlar "goooool" sesleri hala aklımdadır. Çok güzel günlerdi be hacı. Sevilesi baş üstünde tutulası nesildir.
Okullarda toplu maç izlemiş olan nesildir. Koca bir iddaa bayii düşün hocalar falan hepsi Türkiye'ye oynamış; biz gol atınca yer yerinden oynuyor. Zaten dönemin son zamanları. Dersler de fasafiso olmuş. Keyifle okula gider maçımızı izler sonra bir posta da sınıfça maç yapardık. Güzel günlerdi.