okullarda öğretmenlerin, öğretmenler odasında maç takip etmesi sebebiyle derslere geç gelmesine sebep olan kupadır. kantinde öğrenciler ayrı takip ederdi. tüm türkiye kenetlenmişti amk. kadını erkeği yaşlısı futboldan anlamayanı bile takip ediyordu. ülke berbat dönemler geçirmişti ama yine de 2002 de heyecanla gülmesini bilmişti.
Lise yıllarıma Denk gelmişti ve şanslı nesil olduğumuzu düşünüyorum. ilk maçı, okulun spor salonunda küçük bir televizyondan tüm okul izlemiştik. Gol gelir gelmez o çoşkuyu unutamıyorum, muhteşemdi.
2002 yılında Japonya ve G.Kore'de düzenlenen Dünya Kupası bir çok ilginç gelişmeye sahne oldu. 1998 şampiyonu Fransa'nın gol atamadan ilk turda elenmesi, Milli Takımımız'ın 1954'ten sonra ikinci kez kupaya katılması ve Dünya üçüncülüğünü elde etmesi, ev sahibi G.Kore'nin hakem hatalarıyla yarı finale kadar ilerlemesi, Arjantin'in ingiltere, isveç ve Nijerya'nın yer aldığı ateş grubundan çıkamaması ve Brezilya'nın 5. kez mutlu sona ulaşması turnuvanın en önemli satır başlarıydı.
2002 Dünya Kupası aslında Milliler'in gövde gösterisine dönüştü. C Grubu'nda Brezilya, Kostarika ve Çin ile eşleşen A Milliler ilk maçta Brezilya karşısında 2-1'lik şanssız bir yenilgi alarak turnuvaya kötü bir başlangıç yaptı. Bu maçta hakemlerin Brezilya lehine verdiği kararlar çok tartışıldı. ikinci maçımızda Kostarika karşısında Emre ile öne geçsekte 86. dakikada Parks'ın golüne engel olamadık ve 1-1'lik skora razı olduk. Son maçta rakip Çin'di ve mutlak kazanmalıydık. Ama bizim kazanmamızın yanında, Brezilya'nın da Kostarika'yı yenmesi gerekiyordu. Sonunda beklenen oldu Milliler, Çin'i Hasan, Bülent ve Ümit Davala ile 3-0 yıkarken, Brezilya'da Kostarika'yı 5-2 ile geçiyordu. Türkiye bu sonuçla son 16 takım arasına kalma başarısını gösterdi.
ikinci turda rakip ev sahiplerinden Japonya idi. Japonlar'ı 45 bin seyircisi önünde Ümit Davala'nın şık bir kafa vuruşuyla 1-0 mağlup etme başarısını göstererek çeyrek finale yükseldik.
Çeyrek finalde rakip turnuvanın flaş takımı atletik Senegal'di. Maçın normal süresi berabere bitti ve uzatmalara gidildi. Uzatma dakikalarında Ümit Davala'nın isabetli ortasına mükemmel vuran ilhan Mansız attığı altın golle Milliler'i yarı finale taşıdı. 1-0'lık galibiyetten sonra tüm Türkiye sokaklara dökülmüştü. 48 yıl aradan sonra katıldığımız Dünya Kupası'nda yarı finale kalmıştık.
Yarı finaldeki rakibimiz, daha önce grupta karşılaşıp şanssız şekilde yenildiğimiz Brezilya'ydı. Maçta çok iyi mücadele etsekte Ronaldo'nun golüne engel olamadık ve 1-0'lık mağlubiyetle çok yaklaştığımız final şansını kaçırdık.
Yarı finalde Almanya'ya 1-0 kaybeden ve final şansını kaçıran G.Kore ile yaptığımız üçüncülük maçını ilhan'ın (2) ve Hakan Şükür'ün golleri ile 3-2 kazandık ve büyük bir başarıya imza attık. Dünya üçüncüsüydük... Millilerimizin ilk golünü atan Hakan Şükür 11. saniyede attığı golle Dünya Kupası tarihinde atılan en hızlı golün sahibi oldu.
Final maçında ise Brezilya ile Almanya karşılaştı. 69 bin biletli seyircinin izlediği karşılaşmayı Brezilya, Ronaldo'nun 67. ve 79. dakikalarda attığı iki gollerle 2-0 kazandı ve 5. defa Dünya Şampiyonluğu'na ulaştı.
Gol krallığına 8 golle Ronaldo ulaşırken, Yaşin ödülünü Almanya kalecisi Oliver Kahn aldı.
türkiye adına imanlının bol gol kaçırdığı, i. mansızın üç gol attığı turnuva.
dünya üçüncüsü olmuştuk. teknik direktör şenol güneş idi. karizmatik değil diye başını yediler adamın. giyinmesini bilmiyormuş, köylüymüş falan dedilerdi.
bize avcı gibi karizmatik adamlar lazım, gerdeğe girecez ya amk.
ha futbol mu siktret yahu, antrenör karizmatik olsun yeter. varsın 6. dünya kupamız da olmayıversin canım.
sabahın 9'unda kalkıp maç izlediğimiz dünya kupasıdır. daha gözümüz açılmadan gol atmışızdır.
(bkz: 13 haziran 2002 türkiye çin maçı)
ayrıca turnuvada ne kadar çekik varsa,*** hepsiyle oynayıp, yendik.