Resim yeteneğimin gelişmesine neden olan organizasyondur. Futbolcularımıza (o zamanki) olan sevgimi göstermek adına elimdeki kartpostala bakarak günlerce uğraşıp ortaya bir sanat harikası çıkarmıştım.
türkiye adına imanlının bol gol kaçırdığı, i. mansızın üç gol attığı turnuva.
dünya üçüncüsü olmuştuk. teknik direktör şenol güneş idi. karizmatik değil diye başını yediler adamın. giyinmesini bilmiyormuş, köylüymüş falan dedilerdi.
bize avcı gibi karizmatik adamlar lazım, gerdeğe girecez ya amk.
ha futbol mu siktret yahu, antrenör karizmatik olsun yeter. varsın 6. dünya kupamız da olmayıversin canım.
galatasaray sayesinde katılıp 3. Olduğumuz dünya kupası. Maçlar sabah ve öğlen saatlerinde oynanırdı. Brezilya-türkiye maçını izlemek için okula gitmemiştim yazılım olduğu halde. Iyi ki de gitmemişim. Değdi. Gerçi piç hakem yüzünden yenildik ya neyse. Benim için hep en çok anlam ifade edecek dünya kupasıdır. Gerçi bundan başka dünya kupasına katılamadık ki amk ben hayattayken. Bu tüpçü gibiler olduğu sürece de katılamayız.
şimdi bakıyorsun da hakikaten kadro sağlammış mk.
keleci rüştü en iyi döneminde. defans alpay hakan bülent ergün fatih akyel...
orta saha yıldıray tugay suat emre okan hasan şaş
forvet hakan ilhan arif nihat
futboldan cok fifa 2002 ile hafizama kazinmis bir dunya kupasi senesiydi.simdiki liseliler bilmez , ozamanlar daha 3-4e gidiyorduk.uzun ugraslar sonucu carsiya gidip aldigim fifa cd mi minubuste allahim insallah calisir dualariyla arka kapaktaki oyun resimlerine bakip hayal kurup eve gelmistim.sansimada pc kaldirmisti.oyuncularin kafalari neredeyse kup olsada topa vururken alev cikardi hatta kaleciye kaydiginizda kirmizi kart verilirdi.nedense simdi o cocuklugumdaki zevki alamiyorum oyunlardan.kimbilir buyuduk belki de..
hiçbir avrupalı takımı yenemeden 3. olduğumuz ve başarılı sayıldığımız turnuva. yendiğimiz takımlar çin, japonya, senegal ve güney kore. azcık dişli kosta rika çıkıyor ondan da emre sayesinde son dakikalarda beraberliği kurtarabiliyoruz.
zaten bu başarının (!) ve şenol güneş'in ne olduğu ertesi sene euro 2004 play off'unda letonya'ya elenerek ortaya çıkıyor.
playstation'da carlosu ileri alıp çılgın gibi oynadığımız günlerdi. hatta brezilya maçında okul var-yok tartışması başlamıştı. sanki okul müdürü forvet oynayacak. keyifli yıllardı ama. ah-lar vah-lar şeklinde hatırlanmaktadır hala.
sözlükteki kamillerin ortaya çıktığı, üretilme aşamasında lduğu dönemde düzenlenen turnuvadır. güney kore'nin italya ve ispanya'yı 12. adam olarak hakemleri yanına alarak elediğini ancak sonradan videolardan izleyebilen, izlese de idrak edemeyen ortaokul imam hatip öğrencisi gelmiş 50 senede bir göt zoruyla, balla gidebildiğimizi, giderken de isveç gibi kazmalar topluluğunun peşinden güç bela 2. olup baraja kaldığımızı, barajda keza avusturya gibi çerez takımı elediğimizi bilmez, hak ederek müthiş bir zafer elde ettik, şenol güneş süfer bi' hoca der çıkar işin içinden. be hey kamil, o kadar iyiydik de ertesi sene aynı kadro aynı teknik adamla letonya'ya niye elendik desem bilmez tabi ne bilsin garibim?!
o sıralar orta okulda okuyordum ve öğleciydim. maçın ilk yarısını evde izledim hatta ronaldo'nun golüyle iskemleyi tekmeleyerek ayağımı incittim. hakemin ilk yarıyı bitiren düdüğüyle birlikte istemeye istemeye okula gittim. ama ne göreyim? bütün hocalar sik kadar odaya toplanmış maçı seyrediyorlar. biz ders var diye geldik ama hem dersler boş hem de hocalar maçı izliyorlar. sikerim adaleti çekerim emaneti dediğim gibi çıkardım cebimden 7.65'liği. ama nasıl içkiliyim.