imanlılar atamıyordu, imansızlar atıyordu,
koreliler, bize avrupalılardan daha yakındı
rüştü, nerdeyse kaleye çaput bağlamıştı
hasan en karizmatik keldi
collina vardı bir de
unutmak ne mümkün.
japonya ve senegal maçlarında deliye döndüğümüz kupadır. diğer maçlarda da tabiki heyecan doruktaydı. ancak unutamamızın tek sebebi bizim maçlar değil tabiki. diğer maçlar da çok heyecan vericiydi ve tatmin ediyordu.
bahsedilen türkiye' nin 2002 dünya kupasında gösterdiği performans ise, geçmişle yaşamaktır. evet, türk milli takımı bu turnuvada hepimizin göğsünü kabartan başarılar kazanmıştır ancak 8 sene önce yapılmış bir turnuvayı hatırlamak yerine bugünün tohunlarını ekersek daha yararlı olabilir.
gerçekten öyledir unutulmaz. brezilya-türkiye maçını okulun altındaki toplantı salonunda izlemiştik. müdür kral adamdı televizyon koymuştu, ortaokuldaydık peh peh biz büyüdük ve kirlendi dünya kupası.*
sulu boyalarla yüzümüzü kırmızı beyaza boyayıp, bir arkadaşın evinde toplanıp, ekran başına geçtiğimiz günlerdi. çocuktuk lan güzeldi. ne bilim işte. anlatılmaz yaşanır.