dolar %30 artmıştı. işsizlik 2,5 milyon olmuştu. millet türkiye battı diyordu. şimdi dolar %70 arttı. işsizlik 5,5 milyon oldu. aynı millet çağ atladık diyor. allah şifasını versin.
bile isteye belli odaklar tarafından ülkeye getirilip halkı korkutarak yeni arayış içerisine çekmek amaçlı organize edilmiş kriz. ak parti bu kriz sayesinde iktidar oldu. halk öyle korktu ki cem uzan az daha muhalefet oluyordu bu ülkede. akla mantığa yatan bir tane vaadi olmadan yaptığı 10 reklam kampanyası ve dağıttığı şeylerle. onun için iyi okumak lazım bazı şeyleri atıp tutmamak lazım. evet.
mal muhaliflerinin ülkeyi batırmalarını sıvamaya çalıştıkları kriz. bir çok intihara aile bölünmelerine ve ülke esnafının batmasına yol açmıştır. 1milyar dolar para bulamayan ülkeyi yönetmiş ve yönetmeye talip malları da gün yüzüne sermiştir.
içindeki trollük içeren bir entry olsa, karı, kızlı bir entry olsa atlanırdı hemen.
işte durum şu ki bilgi içeren entryler girdiğinde duvara konuşuyorsun kimse merak etmiyor. ama yüzlerce kişi milyonlarin bacisi'nin yeni resmini tek eli malum yerde, diğer eli yenile tuşunda bekliyor.
bu kadar sığ bir sözlük. ekşi'de en azından bilgi içerikli entrylere değer veriliyor. evet sağcılar yer bulamıyor kendine bu bir gerçek ama en azından sözlük işlevini tek yönlü de olsa koruyarak ilerliyor.
ecevit'in suçlandığı krizdir ne vahimdir ki ecevit'in bu olaylarda gram suçu yoktur. bir düşünün elimizde amerika'ya bir çok noktada karşı gelmiş bir lider var. her ne kadar o resimlerde mahcup gözükmesini alay konusu edenler varsa da. dünyada iktidarlar 3 yönden düşürülür
1. yol iç savaş (suriye)
2. ekonomik kriz
3. dışarıdan müdahale (ırak)
amerika 2 yolu kullandı. imf mahkum kaldı belirli hesaplamalar ile türkiye ki bu ecevit zamanından önce de var olan birşeydi ki ecevit abd buyruğuna girmedikçe kemeri iyice sıktılar ve dayanamadı ülke bu duruma hükümet düştü.
bir de işin diğer yanı var. ortaya bir parti çıkıyor. devlet'ten maddi bir destek alınmamış. önceki partinin birebir tekrar kurulmuş halide değil. fazilet kapanmış saadet kurulmuş peşinden erbakanın partisi duruyor yani, hala da durmakta.
ama ne hikmetse bu parti yeni kurulmuş partiyken içlerinde milyarderler falan yokken her televizyonda yer bulup geniş kitlelere erişebiliyorlar pek rahat ki denildiği gibi 2001 krizini görmüş bir ülkede 2 kişi bu kadar güçlü durabildi biri cem uzan ki türkiyenin en zenginlerindendi kanalı vardı(star tv) 2. ise ak parti . ( kaynak nereden geldi acaba ?)
amerika'nın ısrarla ırak'a girmek istediği dönemde ecevit saddam'ın tarafını tutuyordu. düştüğünün ertesi yılı amerika ırak'a girdi. ertesi yılda amerika türkiye'den siyasi müttefik olarak bahsetti. incirliği açacak kadar ileriye gidemediler milliyetçi kesim yüzünden. ama oyun iyi oynandı elinin tersiyle itilmiş izlenimi iyi verildi.
imf nin dillere destan borcu bakın bir anda bitti. bir anda, imf türkiye'yi zorlamak için bir kozdu yabancı devletlerin elinde. bu kozu pekala da koruyabilirlerdi ama bu kozdan vazgeçildi. siyasi iktidarı güçlü tutan millete her istediğini dini bir vecibeymiş gibi gösteren kukla bir lider tabiki de kukla olmayan işini zorlama ile yapan liderden daha fazla iş görecekti.
sonuç olarak : ecevit düştüyse kendi suçundan değil haram'a el uzatmayan, satın alınamayan bir lideri düşürdü ki benim gözümde bu ülkeye atatürk'ten sonra gelen en iyi 2. liderdir, yerine kendi adamını devşirdi.
bunu da öyle güzel yaptı ki yıllardır söz geçiremediği adamı şaklaban, yerine koyduğu kuklayı ise kurtarıcı olarak gösterdi.
20 büyük bankanın kasası sahipleri tarafından boşaltılmıştır. belki de dünyada sahipleri tarafından yapılan bu tür hırsızlık ilktir. devletin hazinesi sonuçta talan edilmiştir. eğer sen ciğeri kediye emanet edersen o ciğerin canına okur. Öyle ayakkabı kutusuyla olmaz o işler.
Herkes ahmet necdet sezer'in ecevit'e anayasa fırlatmasıyla başladığını sanır. Evet belki görünür sebep odur, ama nasıl 1. dünya savaşı gerçekten Avusturya-Macaristan prensinin öldürülmesi nedeniyle başlamadı, 2001 krizi de kitapçık fırlatmak gibi komik bir olayla "sadece tetiklendi."
Krizin temelleri bir yıl öncesine ve 2000 Kasım ayında Demirbank'ın batmasına kadar gider. Demirbank çok zor durumdaydı; BDDK bir kurtarma planı hazırladı; şu an detaylarını tam hatırlayamadığım bir ihaleyle Demirbank'a finansman sağlanacak, Demirbank yükümlülüklerini ödeyecek, Banka kurtulacak Türkiye'de zaten eli kulağında olan bir bankacılık krizinden kurtulmuş, en azından zaman kazanmış olacaktı ki yeni bir IMF paketi yoldaydı ve Ecevit hükümeti bu pakete çok olumlu bakıyordu.
Ama iki tane hain banka -kim oldukları hala tartışılıyor ama şüpheler Akbank ile Garanti üzerine yoğunlaşıyor- sadece Demirbank'ı batırmak için, zararına o ihaleye katıldılar, Demirbank'ın ucuzdan alabileceği tahvillerin fiyatını sürekli pey sürerek arttırdılar ve Demirkbank ihale neticesinde alabileceğinin onda biri kadar tahvil alabildi -kaynakları zaten kısıtlıydı-. O zaman Hazine'de de çok para yoktu, başka bir kurtarma planı da hazırlayamadılar. Ve koca Demirbank, battı gitti. Bu, durum bütün dengeleri altüst etti ve domino taşı hareketi başladı.
Aslında bu kriz Özal zamanından beri süre gelen, Tansu Çiller zamanında tavan yapan usulsüzlük, yolsuzluk, kuralsızlık, yasalara riayetsizlik, benim memurum işimi bilircilik, rüşvet, adam kayırma, kayınlara verilen kredilerin şuyun buyun toplamıydı. Kabak en dürüst, en saf üç siyasetçi Ecevit, Sezer ve Bahçeli'nin başına patladı. Belki oyunu kurallarına göre oynamadıkları için cezalandırılmalarıydı amaç ama yangın kontrolden çıkıp tüm ülkeyi yıktı geçti.
Ve tabi bu ortamda fırsatçılara gün doğar. Recep Tayyip gibilere de gün doğdu işte.
Bugün o iki bankayı bulsak sikmemiz evladır...açgözlülükleri, bir rakibi devredışı bırakma istekleri belki bugün Türkiye'nin başındaki musibetlerin en büyük sebebi...
O zamanlardan farklı olarak şimdi daha çok dolar milyarderi servetine servet katıyor. Halk yine her zaman ki gibi parasız.
Şimdinin o zamanlardan tek farkı bankaların daha çok kredi vermesi.
1999'da meydana gelen büyük marmara ve düzce depremlerinden sonra ülkenin en zor dönemlerinden biriydi. o dönem belki çocuk olanlar hatırlamayabilir o günleri ama ben hiç unutmam döviz fiyatları ikiye katlamıştı borcu olanlar çok zor durumlara düşmüştü. ancak dolar milyarderleri servetlerine servet katmıştı. freni patlayan bir kamyon gibiydi türkiye ekonomisi, sanayi şehirleri bursa ve istanbul başta olmak üzere batıda durgunluk hat safhaya ulaştı. esnaf kepenkleri indirdi, yüzlerce küçük esnaf battı, kurtarıcı olarak bir yerlerden kemal derviş getirildi ama sanırım o da kurtaramamıştı ekonomiyi. umarım ülkemiz bir daha o günleri yaşamaz.
bu ülkede neler yaşanmış insan hayret ediyor. kumarhanede dayak yiyen başbakan(mesut yılmaz) vardı bir de anayasa fırlatan cumhurbaşkanı (Ahmet necdet sezer). ekonomi pamuk ipliğine bağlıydı ve birileri de bu kaostan zengin oluyordu.
şimdi milliyetçi geçinenler (devlet bahçeli)o zamanlarda terör örgütü liderini ipten kurtarmıştı.
fethullah Gülen çok sevdiği Bülent Ecevit'e şefaat bile edecekti.
çiller, özal, demirel, mesut yılmaz ve hüsamettin özkan gibi isimlerin sebep olduğu krizdir. ama hepsi çekildi ihale ecevit'e kaldı, adam kemal derviş ile beraber iki büklüm ülkeyi düzlüğe çıkardı. kaymağını akp yedi, hala da yiyor.
cumhuriyet tarihinin en büyük krizi. üniversitede iken yakalandığımız, bir genci hayata küstürecek kadar şiddetli kriz. siyasiler meseleyi anayasa fırlatmaya bağlamaya çalışmışlardı ama tabii ki bu göz boyama idi. 2001 krizini görenlerin bütün parlamentoyu tasviye edip akpyi seçmesine şaşırmamak gerek.
Türkiye Cumhuriyeti ilk dış borcunu 1930 yılında ABD'den 10 milyon dolar olarak aldığını bilmeyen kemalistin ilk borç yapan menderes sözleriyle ecevit'i savunduğu krizdir.