öncelikle zoraki tanım: 1990 larda cocuk olmaktan yola cıkarak aynı paralelde 2000 li yıllarda üniversite hayatı yaşamaktir.
ne güzel, 1950 lerde çocuk olan bireyler, babasından ne görüyorsa onu uygulayabiliyordu bu toprakta çünkü zaten hiç bir şey değişmiyordu, yine ispanyol paçalar, yine tek tük radyolar, yine "babam ne diosa o" felsefesi ve
.. yine babadan aldığın eğitimin aynısını çocuğuna geçirme telaşı.
yıl 1970 lerde yine aynı senaryolar.
ha keza geri doğru gittiğinde dünyanın kuruluşundan beri her çocuk babasının kendisine yaptıklarını, pek tabi oğluna yapabiliyordu, yada zaman içindeki yeniliklere alışık oluyordu çünki zaten bu yaklaşık 10 yıl süren bir gelişim süreciydi.
bu nedenledirki nacizane kişisel görüşüm türkiye olarak bu kadar gerideyiz, teknolojiyi süzgeçten geçirip altta kalanları avrupaya verdik, süzgeçte kalanları aldık sindirmeye calısıyoruz ama beceremiyoruz.
1980 lerde 20 yaşında olan bir baba ile 2000 lerde 20 yaşında olan evlat arasında dünyalar kadar fark var, babanın ayak uyduramadığı teknoloji var ve madalyonun öbür yüzünde evladın babayı anlayamama sıkıntısı var.
toplumun en çekirdek yapısı olan ailede sorunlar var evet;
-çünkü ailenin babası, oğlu yaşındayken internet nedir bilmiyordu, tek tük arabalar vardı, savaş vardı darbe vardı asker vardı.
hadi bunlar bir şekilde aşıldıgını düşünürsek ve dikilecek olan apartmanın temelini sağlam atamadıgımız bilgisinide cebimize koyarak,
peki ya:
toplumun en önemli ilim irfan yuvalarında çok büyük sorunlar var evet;
-çünkü rektörler üniversite öğrencisiyken, 2 katlı üniversitelerde 2 3 tane hocadan ders almışlardı ve yine onlar üniversite öğrencisiyken savaşlar vardı okullarda, darbeler, sokağa çıkma yasakları, sağ sol kargaşaları, imam nikahları ile evlilik, başlık paraları, görücü usülü karşı cinsle tanışma zorunlulukları ve aşılması cok güc maddi sıkıntılar. bunların içinden sıyrılıp rektor yada yardımcısı yada dekan yada profesor olan bunyelerden 2000 lerde üniversiteli olan gencecik, internetle donanmış, çoğu maddi sıkıntı görmemiş, yenilenen kız erkek ilişkikeriyle, yenilenen kötü alışkanlıklara cok kolay kendini kaptıran, bu kadar kalabalık üniversitelerde okumak zorunda bırakılmış öğrencilerin sorunlarını ne derecede anlamısını bekleyebilirsiniz ki.