Köklü bir üniversitede başvurduğum sosyal bir bilim dalında, yüksek lisans mülakatında elenip kazananlara bakıp, 5 adet matematik mezunu ve bir kaç alakasız bölüm öğrencilerinin kazandığını gördükten sonra şaşırmadığım durum. işsiz güçsüzlerin boşluktan dolayı akademisyen olma çabalarının getirdiği sonuç.
patent sayısı azlığının öğretim görevlisi maaşlarının azlığı veya çokluğuyla alakalı olduğunu öğrenmemize yarayan tespittir. sanki bilim öğretim görevlilerin evde kendi imkanlarıyla yaptıkları bir olguymuş gibi...
işlerini doğru düzgün yapmadıklarını iddia edersin anlarım ama bunu çok maaş alıyorlar o yüzden yatıyorlar şeklinde açıklamak saçmalıktır. patent almak demek olmayan bir şeyi üretmek/keşfetmek demektir ki bunun üniversite yemekhanesinde çıkan yemekle ne alakası var o kısmın netleştirilmesi lazım. en basiti üniversite hastanelerinin borçları her geçen gün artmakta ve ilaç, gerekli malzeme vs. temin ederken bile zorlanmaktadırlar. bu hastane çalışanlarından siz neyin araştırmasını yapmasını, neyin patentini almasını bekliyorsunuz ki?
akademisyen maaşları ne kadar , iyi öğrenciler akademisyen olarak kalmak istiyor mu?
araştırma görevlisi alımında genel ales yeterli mi ? mesleki bilgisine bakılıyor mu ?
iş bulamadım hadi alese gireyim. iş yok bari akademisyen olayım diye akademisyen olan varsa bir memlekette gelişim ilerleme nasıl bekleyebilirsiniz ki...