insanın en çok sokakta oynadığı oyunları hatırlamasıdır. sokakta gördüğü çocukları kıskanıp keşke onlarla oynayabilsem demesidir. babasının keseriyle su yolu kazıp hortumdan o kanala su akıtarak dere elde etmek ve o derenin içinden oyuncak traktörle geçme hevesinin içinde kalmasıdır.
saçmalıktır. 20'li yaşlar geçmişi özleme değil; özlenecek bir geçmişe sahip olmak için uğraş verme yaşlarıdır. gençliktir, yaşamdır, kıymetlidir. iyi değerlendirilmelidir.
24 yaşında özlemekten iyidir. insanın hayatında mutluluk verici gelişmeler olmaya görsün. öyle olmayınca değil 90ları, 2000leri bile özlüyorum. lise yıllarım üni yıllarımdan bile iyiymiş de haberim yokmuş.
21 yaşımın sonlarında olabilirim ama kendimi lise yıllarımdan çok da uzakta görmüyordum.
yani benim hayatımda var olan ve hala olmaya devam eden çoğu insan çoğu farkındalık bana 16 yaşımda katılmaya başladı ve bu yüzden o yıllar o yaş hep tazedir bende.
dün spordan çıktım yine orda spordan cıkmıs bi kız bana abla dedi. inanamadım. Az bi konustuk kız 16 yaşında.
yanındaki annesi de durup durup 'ablası biliyo musun şöyle şöyle' diye bi sürü anlamsız şey diyor.
içimden diyorum ne ablası.
sonra durdum ve dedim ki o özlediğin hala olduğun sandığın kıza 5 yaş mesafedesin kendine gel.
20 yaşında olup geçmişi özlemek için önce 20 yaşınızla yüzleşmeniz gerekiyor.