sakallı ve sakalsız olarak iki gruba ayrılmaktadır. kuvvetle muhtemel ''sakallarım varken millet 20 diyor ancak keser kesmez aynı şahıslar 16 diyor'' argümanına şahit olursunuz. mesela ben sizi buna şahit kılabilirim.
benim lan bu. maalesef saka değil. hele bir de sevimli duran bi tipiniz varsa öyle igrenç bir durumdur ki. zaten az biraz sakal vardır belli yerlerde bırakıp 'biraz bişiye benzesin' deyip johhny depp yapim dersin. sonuc:neye benzediğin malumdur. hele ki büyük gösteren arkadaş çevren varsa... emlakçıya girince 'sen mi ev tutcan canım benim' muhabbetleri mi ararsın... kapıya gelip 'annen evde mi? ' diyen komşu mu ararsın...
normal bir çocuğun fiziken gelişiminin beklendiği lise çağında yatılı okulda okuduysan eğer, gelişememişsindir adamakıllı. sabahları verilen bal-tereyağ ya da çikolata-peynir ikilisini yemek yerine biraz daha uyumayı tercih edip sabah derslerini "yemeğe ne kadar kaldı aga" sorularıyla geçirdiysen 4 yıl boyunca ve o uzun uzun beklediğin, sadece beklediğin, mutlaka bulgur pilavı ya da pilav içeren klasik öğlen yemeği menüsü karnından gelen garip goğurtuları kandıramadıysa asla... ama yediysen ucundan da olsa mecburen... tattıysan gurbet ne imiş... özlediysen ana evindeki aşı, sıcak pişen... gelişememişsindir çocuğum sen. gelişememişsindir just like me.
88 yaşındayken 84 yaşında görünmekten daha çok insanı sevindiricek bir durumdur. aradaki 4 yaş farkın psikolojiye yansıması, yıllar geçtikçe azalacaktır.