Ağlayarak doğsalar da, konuşmaya başladıkları anda, çok mantıklı cümleler kurabilen çocuklardır.
Eskiden, çocuklar konuşunca;
-Sen sus, çocuklar her şeye karışmaz,
denilen çocukların, çocukları, öylesine şaşırtıcı cümleler sarfediyorlar ki, bizim 80- 90 nesilleri kendi kendilerine;
-Malmışız la biz!
cümlesini istemsizce kuruyor.
Tabi o zamanlar mis gibiydik, apartmansız bomboş bahçelerde piknikler yaptık, annelerin balkonlardan bağırışlarını duyduk, ekmek arası peynir zeytinle sokaktan içeri girmedik.
O kadar çok oynadık ki, oturup düşünmeye vaktimiz kalmıyordu.
Şimdiki nesiller, çocukluklarını doya doya yaşayamadıkları için, düşünmeye çok fırsatları oluyor sanırım. *
Kıskanıyor muyum?
-Kesinlikle hayır.
Biz çocuktuk, onlar çocuk görünümlü yetişkinler.
iyi yönlerinden ziyade kötü yönleri ağır basan çocuklardır.
kendine güvenli olması çok güzel bir şey, kendilerini daha rahat ifade edebiliyorlar ama saygı sınırını koruyamıyorlar. kendini ifade eden çocuğa eski nesiller aneeee diye yaklaşıp o ukala tavırlarına güldükleri için yaptığı her şeyi doğru zannediyor. ne olursa olsun o daha çocuk. büyüklerine saygılı olmayı gene büyükler öğretecek. bu es geçiliyor çoğunlukla.
zamanında değer görmeyen küçümsenen neslin bu tavırlara içerlemesi ve "ben çocuklarıma aynı şeyi yapmayacağım" tavrıyla bir birey olarak değer verilmesi, önemsenmesi ile büyütmeleri ile kaynaklanıyor. güzel bir şeydir tabi ki.
aynı zamanda teknoloji çağında yetişen bu nesil öğrenmeyi ailesi sınırlı bırakmadığı için yaşından büyük işlere kalkışabiliyor. bunlar arasında televizyon en etkili kaynak.
özetle her şey zamanında güzeldir ve belirli seviyelerle öğrenilmeli, öğretilmelidir. gelişim ebeveynlerin kontrolünde olmalıdır. ama teknolojinin önünde durulamıyor.