Hasan El Basri şöyle demiştir: Müminlerin Emir'i Ömer'e Basra ehlinden bir heyet yanlarında Ebu Musa El Eş'ari olduğu halde geldi. Ebu Musa der ki biz onun yanına girerdik ve o her gün ıslatarak kuru ekmek yerdi. Bazen o yağı veya sütü kendisine katık yapardı. Bazen kurutulup ufalanmış ve suda kaynatılmış eti kendisine katık ederdi. Ender olarak da taze et yerdi. Bir gün bize şöyle dedi: Vallahi benim yemeğimi az bulup onu beğenmediğinizi Elbette bliyorum. Vallahi Eğer ben istesem sizin en hoş yemek yiyeniniz ve en rahat Hayat süreniniz olurum. Vallahi ben Devenin döşünden ve hörgücünden kebap'tan hardaldan ve güzel ince ekmeklerden yana cahil değilim. Ancak ben Allahü Teala'nın Bir topluluğu yaptıkları bir iş sebebiyle kınadığını işittim "Onlara: Dünya hayatınızda bütün güzel şeylerinizi harcadınız onların zevkini sürdüğünüz denir"(Ahkaf/20)
Halka “bir lokma bir hırka” felsefesini öğüt verenlerin, katında herkesin eşit sayıldığı ilah’ın huzuruna giderken oluşturduğu konvoydur. Böyle başa böyle taraktır!
bazı insanlar çok acı günler yaşıyor. onları çok iyi anlıyorum. düşünsene kardeşim, 1001 tane odalı evde yaşıyorsun. bunun doğalgazı var, elektriği var, suyu var, evin yüzlerce çalışanının masrafı var, uçaklarının yakıtı arabalarının yakıtı var. off yordu be. allah kolaylık versin kainat liderimizin işi gerçekten çok zor.