Üzerinden tam 14 sene geçmiş Slaven bilic'in kariyerini bitiren maç.
Hırvatistan elemeleri grup lideri olarak bitirip gelmişti euro 2008'e.
Gruplarda finalist Almanya'yı bile cümbür gümbür oynayıp yendiler.
Bu maçta da bize karşı üstün oynadılar. Semih'in mucize golü olmasaydı Hırvatistan - ispanya finalini izleyecektik.
Euro 2008 de ispanya'nın pas oyununa Karşı koyabilecek tek güç Hırvatistan'dı.
Zaten modric'li o kadro 2018'de dünya kupası finali oynadı.
Hırvat'lar bu maçta dramatik şekilde bize elenmeseydi bilic; barcelona - real madrid falan yapardı.
Yalnız bu maçta efsane golü atan semih Şentürk kadar önemli ve gizli bir kahraman var.
Rüştü son topu ileriye doğru şişirdiğinde, kavgaya dalar gibi bodoslama uçan bir adam var.
Hırvat defansını hallaç pamuğu gibi dağıtıp karambol çıkmasını sağlayan çılgın bir türk.
Emre Aşık...
futbol tarihinde çok nadir görülecek olaylardan birine sahne olmuş maçtır.
rosetti maçı bitirmek için düdüğünü ağzına götürüyordu...
rüştü o kadar hızlı hareket edip endirekt vuruşu kullandı ki, hakem yavaşça düdüğü indirdi. o son topun şişirilmesine mecburen izin verdi.
işte o vuruştan önce slaven bilic, elini kaldırmış değişiklik yapmak istiyordu. oyuna girecek hırvat futbolcunun kolundan tutmuş rosetti'den işareti bekliyordu. hakem eğer o değişikliğe izin verse maç orada bitecekti. çünkü tehlikeli yerden kullanılacak bir vuruş değildi.
top havada giderken bilic sahaya girmişti. belki de başına gelecekleri hissetti.
işte o anda emre aşık futbol literatüründe görülmemiş bir hareket yaptı. golü atacak semih şentürkü marke eden, niko kovac ve simunic'in arasına kavgaya dalar gibi dengesiz şekilde atladı. izledikçe hala gülerim.
kırmızılı bir deli dana uçuyor havada. ne kaleye vurma şansı, ne de birine indirme şansı var. bunu yaparken aslında türk halkının o anki hislerine tercüman oldu bence. son dakikada golü yemenin moral bozukluğu vardı herkeste. millet sinirden tv kumandasını falan fırlatmaştı. emre aşık'ta kendini fırlattı.
-alın lan piçler... der gibi atladı oraya.
işte bu delice hareketi karambol çıkmasını sağladı. top semih'in önünde kaldı.
hikayenin gerisini biliyorsunuz...
konvoyu durdurup sokak ortasında attığımız göbekler geliyor aklıma benim de. birde yalçın çetin'in, golde 423454 kere "semiiihhhh" diye bağırması ve son penaltıda rüştü kurtarınca ömer üründül'ün "heeeaaaaaaooooeeaaeoo diye bağırması aklımda hep.
hırvatistan'ın sonuna kadar hak ettiği, ancak türkiye'nin futbolun azizliğinden faydalanarak, oynamadan bala göte kazandığı maçtır. fazlasıyla abartılır.
Hayatımın en güzel anılarından birisiydi bu maç. milli birlik ve beraberlik kavramını ilk defa semihin golüyle birbirini tanımadığı halde delicesine sarılan insanlara tanık olarak yaşamıştım. nerde o günler ah nerde o günler.
semih gibi bir forvetin değerini bilmeyen türk futboluna kapak olmuş maçtır. bi daha da öyle bir turnuvayı, öyle bir maçı, öyle bir kadroyu göreceğimizi zannetmiyorum.
edit: açın bir iki milli takım şarkısı dinleyin keyfiniz yerine gelsin.