bazı avrupai yaşam sevdalısı ateistciklerin ''bak stadı gördünmü hep modern kadın dolu'' diyerek vucudu açmanın modernlik olduğu bununla birlikte fenerbahçeninde çıplak kadın takımı olduğunu söylemeye getirdikleri maç.
bir takım cemaatçi köşe esnafının illa araya "türbanlısı da vardı ama bak" diye sokuşturmaya çalışmasına rağmen tribünlerin ezici çoğunluğunun modern görünümlü, hoş ve düzgün kadınlar tarafından doldurulduğu maçtır. bu tarz tribünleri izmir'den başka sadece kadıköy'de görebileceğimizi tahmin ediyorduk zaten. şu an fenerbahçe üzerine düzenlenen amansız saldırıların sebebi biraz da bundan. yandaş medya, hukuken delil olamayacak sudan bahanelerle koskoca bir topluluğu alenen tahkir eden sözde hukuk adamları, cemaatin real madrid'i olmaya heveslenmiş kaypak bir ezeli rakip ve sahada kazanamadıklarını operasyonlarla koparmaya çalışan kasaba takımının hırsla saldırması çağdaşlığın istanbul sınırlarındaki adası olarak kalabilmiş kadıköy'e ders vermek amaçlı bir anlamda.
bugünler de geçecek fenerbahçeyi ve fenerbahçelileri en çok biz izmirliler anlıyoruz çünkü benzer abluka ve saldırıları biz de yıllardır göğüslüyoruz. yatırımlarımız çalınır, takımlarımız doğranır, kente verilecek suları sırf ankara rezervinden az olsun diye denizlere salarlar, insani ve demokratik sosyal hayatımıza akıllarınca küfür ederler. ama bugünler de geçecek bugün güç ellerinde olduğu için zulmedenler de hesap verecek...
o değil de kimsenin semih' ten 1 dakika önce yine ofsayt olmadığı halde ''ofsayt'' diye golü verilmeyen yiğit gökoğlan' ın pozisyonunu dile bile getirmediği müsabaka. bugün bakıyorsun gazeteler çarşaf çarşaf; vay fener' in penaltısı yendi, vay hakemler senaryo kurdu... ulan 1 dakika önce yiğit aynı golü atmadı mı? o da ofsayt değilken ofsayt çalınmadı mı? 90+2' de manisa öne geçmeyecek miydi? yazık lan şu türk futboluna. yazık çanak yalayıcı medyaya. tiraj için poposunu e5' e çıkaracak gazetelere. akşam ağlanan rıdvan' a şu pozisyonu hatırlatmayan ntvspor' a. külliyen yazık...
büyük bir merakla gittiğimiz maçtır. bu yaşıma kadar sayısız maça gittim, çoğunda da tribünlerin aktif olduğu yerlerdeydim ama ben böyle bir şey görmedim. dünya tarihinde ilk kez böyle bir şey oluyordu ve bunun da heyecanı vardı. stada gittiğimde mahşeri kalabalığı görünce inanamadım. açıkçası bu kadarını beklemiyordum. kadınlar gelmişken alışveriş yapalım mantığıyla bilet parasının çok daha fazlasını fenerium'a bıraktılar.
ilk kez böyle bir uygulama olduğu için ve federasyon 5 dakikada bir yeni bir bildirimde bulunduğu için zorluklar yaşanmadı değil. biz çok rahat giriş yaptık stada. ama maraton tribününe girişlerde sorun olmuş. gerçi kuyrukta bekleyenlerin çoğunun ifadesi aynıydı; "fenerbahçe için değer."
stadın içine girdiğimizde duygular tavan yaptı. bu olaylardan sonra stada girmek, sevgi selini görmek ağlattı. içeriye 41.600 kişi biletle girmiş, daha sonra biletsizlerle birlikte rakamın 46.000 olduğunu söylediler. bence daha fazlaydı, 50.000 kişi rahat vardı dün akşam. müthiş bir kalabalık vardı ama tezahürat nasıl olacak diye düşünüyordum. kadınlar bu konuda da gösterdiler güçlerini. tribünleri bilenler olarak kadınları organize etmeye çalıştık elimizden geldiğince. ama amigoluk, tribün liderliği çok zor bir işmiş. bir kez daha takdir ettim tribün liderlerini. gelenlerin çoğu tezahüratları biliyordu. bilmeyenlere bir iki kez tekrar ettik, onlar da bize katıldı. kadınların en çok sevdiği tezahürat "işte taraftar işte şampiyon" oldu. ancak 100.yıl marşının yeri çok ayrı oldu. 100.yıl marşı çalındığında stad yıkılacak sandım. marşın sesini bile duymuyorduk, kıraç'ın sesi değil kadınların sesi yankılanıyordu. uzun uğraşlar sonunda "sar-lacivert-şampiyon-fener" tezahüratını gerçekleştirdik. bunu daha çok tribünler kendi içinde yapıyordu. sonra 4 tribüne ayrıldı. fenerbahçe marşı coşkuyla söylendi. ama istiklal marşı'ndaki coşku bambaşkaydı. o marş hiçbir milli maçta bile bu derece söylenmedi.
futbolcular sahaya çıkarken müthiş bir atkı şov yapıldı. an gelip de futbolcular çıktığında ise kulakları sağır eden bir alkış kıyamet... tribünlere takım topluca çağırıldı. tek tek çağırılmadılar, alex ve volkan istisna. tarihi bir an yaşanıyordu; binlerce kadın "i love you alex" diye bağırıyordu. bir adam, karısının gözleri önünde kadınlar tarafından sevgi seline boğuluyordu. o da farkındaydı kendisine duyulan bu muhteşem sevginin, sürekli tribünleri selamladı. ayrıca volkan'a da tezahürat yapıldı. maç içinde de sürdü bu durum. binlerce kadın "alex ve volkan" diye tempo tutuyordu. dia ise golünü şık bir şekilde kadınlarla paylaşınca daha çok sevildi. gerçi maç öncesinde "dia,dia,dia" tempo tutulmuştu ama bir alex değildi.
aykut kocaman da unutulmadı, ona da büyük bir ilgi gösterildi. ama 61. dakikada olanlar oldu. dakika 61'e yaklaştığında acaba bir şeyler olur mu diye düşünürken müthiş bir ses duyuldu; "i.. trabzon olamazsın şampiyon." yani kadınlar her şeyin farkında, beylerle nöbet değiştirdiler ve takımlarının yanında olduklarını gösterdiler. alay ettiğiniz bu kadınlar ofsaytı da biliyordu, hem de hakemden daha iyi.
dün akşam kadınlar bu ülkede senelerdir yapılamayanı yaptı. birbirinden çok farklı hatta klişe tabirle ayrı dünyaların insanları omuz omuzaydı. başı kapalısı- açığı, işçisi, zengini, sağcısı, solcusu, beşiktaşlısı, galatasaraylısı hepsi omuz omuzaydı. üstelik kendi formasıyla gelmişti o kadınlar. (onlara da özellikle teşekkür ediyorum.) fanatiklikten gözleri dönmüş erkekler sanal alemde kadınlar üzerinden dalga geçme terbiyesizliğinde bulunurken, kadınlar orada tarih yazıyordu. tarihe geçen o anlarda oradaydım ve inanın bu gururu hiçbir şampiyonluk yaşatamaz.
katıldığım maçtır. ancak nedense takımın performansı yer yer çok düşüktü. manisanın inanılmaz baskısı bir ara baya yıldırıcı bi hal aldı. yine de volkanın iyi kötü kurtarışları sayesinde fark yemedik. ayrıca o pozisyon ofsayt değil gol idi ama işte hakem göt olunca neylesin skor.
gs 15 fb nin 11 günde 4 maç yapması da ayrı bir yorgunluk etkeni olarak göze çarpmakta. kayserispor maçında da bu yorgunluk izlerine görebiliriz. federasyona selam ederim... çok yoğun bir fikstürü var fenerbahçe'nin. hem de avrupa fikstürü olmamasına rağmen. teşekkürler tff.
fenerbahçe'nin bir türlü organize olamamasını orta sahadaki eksikliklere bağlıyorum. selçuk şahin'in sakatlanması biraz sevindirdi. zira gökay iravul'u görme şansı yakaladık. görevini fazlasıyla yerine getirdi. hatta fenerbahçe'nin (volkan demirel'in 1-1 iken yaptığı tek hatayı saymazsak) volkan ile birlikte en iyi oyuncusuydu diyebilirim. sade oynadı. topu ileriye taşıdı. gereksiz çalımlara ve şut denemelerine girmedi. daha fazla şans verilmesi kanaatindeyim. caner erkin maçın tartışmasız en bencil ve en kötü futbolcusuydu. bunu asist yapmasına rağmen söylüyorum. o kadar berbattı. ki bunun ilk sinyallerini gaziantepspor deplasmanında vermişti.
hakem hatasına gelirsek. orta hakemin yapabileceği bir şey yok. yan hekem ne kaldırırsa onu uygular. yan hakemin de tereddüt anında çalmaması gerekirdi. ne olursa olsun 2 puana mal olan bir bayrak kaldırdı. sanırım yaşanan olayların etki ve baskısında kaldı...
--spoiler--
''' turk futbolu öldü diyenlere inat bu görüntüler yayınlansın bu kişiler utansın.. '' (soyleyenlerde fbli yorumcular filan )
--spoiler--
ulan spiker : bu futbol aşkı degil FENERBAHÇE AŞKI.. hangi takım sadece bayanlarla 41.669 biletli toplam 50.000 kişi full doldurabilecek görelim.. bizdeki aşk futbol degil FENER aşkı anlayın artık !
manisaspor'un hak ederek 1 puan çıkardığı maç. daha önce demiştim, ligin ilk 6 haftasından sonra dengeler yerine oturur. çok kısa aralıklarla sezon başı bu kadar maç oynamak iyi değil. artık cuma günü kayseri maçına bakmak lazım. sakatlar bir an önce iyileşmeli ve toparlanmalı.
bütün takımlar için lig 6. haftada başlar.
verilmeyen gol için kötü niyet taşımıyorum, ince bir pozisyondu ve hakem kaçırdı. olsun canımız sağolsun. önümüze bakacağız. kayseri de ilk 3 puanını aldı ve iyi de pozsiyonlar buldu, o sebeple kayseri maçımız bundan daha zor olacaktır.
gittim, sonuna kadar izledim. çıkışta yan hakeme olan hıncımı gittiğim kafede carolin'e söverek aldım. saçlarına yapışasım geldi. arabamla eve dönerken ofsayt mıydı, ekber öldü mü düşünceleri vardı. sanırım geceyi en iyi özetleyen söz arkamdaki teyzeden geldi.
"allah belanı versin yan hakem, oğlun carolin gibi gelin alsın inşallah!"
kadroya bir göz atalım:
1. VOLKAN DEMiREL (golde yapabileceği şey yoktu, ters ayaktaydı)
3. RETO PiRMiN ZiEGLER (gününde değildi)
4. BEKiR iRTEGÜN (berbattı)
6. JOSEPH MICHAEL YOBO (vasattı)
10. ALEXSANDRO DE SOUZA (gol öncesi boş alana topsuz koşusu ve beraberinde iki kişiyi birden götürmesi zekasının göstergesiydi)
16. CRISTIAN BARONI (kısa saç)
23. SEMiH ŞENTÜRK (direkten dönen bir topu ve verilmeyen bir golü vardı, daha ne yapsın adam)
58. Bilica (berbattı)
62. SELÇUK ŞAHiN (sakatlandı)
88. CANER ERKiN (sahanın en kötüsüydü, tüm topları ezdi, boşa kaçan adamlara pas vermedi)
92. ISSIAR DIA (çıkana kadan iyi şeyler yaptı 41'de golü çaktı)
yedekler
GÖKAY IRAVUL (ışık vermedi)
ORHAN ŞAM (o da kötüydü)
HENRi BiENVENU (60'da girdi, ikinci yarıya semih ile birlikte başlaması lazımdı)
sonuç olarak fenerbahçe kazansaydı da şu gerçeği değiştiremeyecekti. o da çok kötü oynadığı gerçeği. takım olarak çok geriye yaslandık. 70-80 metrede top oynamak zorunda kaldık bu da çok yorulmamaızı sağladı. manisa iyi oynadı 10 kişi kalmalarına rağmen çok iyi mücadele etti. tebrik etmek lazım.
fenerbaçli volkan'ın bitiş düdüğü ile beraber isyan ettiği maç.
neymiş gol verilmemiş vs.
e volkancım bu güne kadar verilenler için neden isyan etmiyorsun?
takımın o kadar şerefli ki devlet tarafından şike için tutuklu bulunan bi insana bile sahip çıkıyorsunuz.
fenerbahçe değil azizbahçe olmuş kulübünün ismi hala konuşuyorsun.
maça resmi görevli olarak, giriş kartıyla giren erkek taraftarlar olduğunun bilincin de olmayan sazanları gösteren maçtır.
birde erkek taraftar resimlerini koymuşlar aferin size.