baştan sona seyir zevki yüksek bir maç oldu. galatasaray açısından bakarsak, olmayınca olmuyor, sion açısından bakarsak, olunca oluyor oldu. geçen seneye kadar galatasaray'ın en iyi mevkisi defans iken, bu sene en kötü mevkisi. bu maçta bunun apaçık kanıtı. Servet'i öpmek istiyorum bu yüzden.
ayrıca son zamanlarda gördüğüm en ilginç sahneyi içeren maç.
şöyle ki sion kalecisi aut atışında skora razı olduğu için vakit geçirmektedir. çünkü galatasaray bastırmaktadır ısrarla beraberlik için.
kenardaki yaşlı, bilge ve dahi adam kalli, bu esnada karşılaşmanın uzatma dakikalarına girerken hakan şükür'ü çıkarıp bouzid'i oyuna sokmuştur.
ben bunun birinin, galatasaray'da yetkili birinin fikri olduğuna inanmak istemiyorum. açıklama yapsınlar, bouzid, kağıtları alıp kaçtı, kendi girdi desinler.
eğer bu açıklama gelmezse kalli şu ana kadar tanıdığım en aptal teknik adam olarak kalacaktır nazarımda.
edit: kalli üç beş iki ye falan dönmemiştir. üç- beş-iki oyanayacak galatasaray'ın uçtaki iki adamından biri, üstelik sadece top şişiriyorken lincoln olamaz.
galatasaray bu sion'a istanbul'da 5 atar gönderirir ama bu o vatandaşların boynunu yerden kaldırmaya yetmeyecektir.
bu yüzden olmadı galatasaray. daha doğrusu olmadı feldkamp.
biz zico'ya üç-beş-iki oynatıyor diye kızarken, kalli resmen 4-1-5 oynamaya çalışmıştır. bu aptal düşünce altından kalkılamayacak bir faturayla karşılaşmamıza neden olacakken doğru değişiklikle ayhan oyuna girmiş ve ikinci yarının başında galatasaray'ın ambale durumdan kurtulup kendine biraz gelmesiyle maç 1 farkla sona ermiştir.
ama yine de olmadı galatasaray.
ama defansa, sadece servete değil, volkan'a ve uğur'a acilen bir çözüm bulamlı galatasaray.
defansı gerçekten sadece vücudunu iyi kullanmayı bilen sion forveti karşısında dahi, çok zor duruma düşmüştür.
ama bunun asıl nedeni yineliyorum orta sahayı bir tek linderoth'a bırakma dehasını gösteren kalli'dir.
bazı provokatör bünyelerin sözlükteki sevgi ve saygı bağlarını yıpratmak için elinden geleni yaptığı maç. ama biz sizin gibi değiliz. cska moskova' dan 3 puanla dönün, alkışlarız sizi yine.
kalli'nin intihar ettiği, adam resmen 4-1-5 taktiğiyle oyuna başladı. ayrıca hakan şükür'ün zamanının geldiğini iyice anlamamızı sağlayan maç da olmuştur.
yazık oldu ama yine umutları yeşerten bir maç çıktı. şuna inanıyorum ki galatasaray gibi klasına yakışan bir takım ev sahibi olmanın avantajını da arkasına alarak bu turu kolaylıkla geçecektir.
servet ne biçim bir topçuysa halı sahada bile bu adama top oynatmazlarken çıkmış galatasaray gibi bir takımda oynuyor. çok kötü bir maç çıkardı çok.
ümit karan ve ofsayt kelimesi artık birbiriyle özdeşleşti , birinin bu adama ofsayf nedir nasıl düşülür öğretmesi lazımdır.
hakan şükür klasiklerinden birini daha tekrarlayarak neredeyse sıfır noktasından gol kaçırma başarısını göstermiştir.
song defansın sağlam ismi olarak dikkat çekti , pek çok müdahalesi yerinde ve zamanındaydı.
linderoth ve lincoln belki de maçın en iyi iki adamıydı. zaten sıkı markaj altında olmasına rağmen lincoln un adam kaçırma hamleleri her defasında hedefini buldu.
sion attı ve yattı demek yanlış olur , kendilerinden beklenmeyecek derecede mücadeleci bir ruh hali sergilediler. keşke aynı ruh ilk 30 dakika galatasarayda da olsaydı.
herşeyden önce söylemeliyim ki, sion takımı ne kadar tanınmasa da modern futbolun gereklerini yerine getirmeye çalışan, iyi niyetli, hızlı ve pozitif futbol oynayan bir takım.
feldkamp deplasmanda bu kadar hücum ağırlıklı bir takım oyuna çıkarmakla hata etti. zaten carrusca mental olarak zayıf, işi bitince dönmeyen, bekine yardımcı olmayan bir oyuncu. volkan da orada yalnız kaldı. üstüne üstlük rakibin iki açığı da
sprinter özelliği yüksek oyuncular. bu yüzden beklerimiz volkan ve uğur, açık oyuncularını yakın almaları gerekiyordu fakat, rakibi uzaktan alınca zaten rakibe göre yavaşlar bu da kalemizde tehlikelere neden oldu.
ayhan girince oyunu ne kadar kontrol etmeye çalışsak da rakip gerçekten çok istekli, pozitif futbol oynayan bir takım. lincoln ne kadar öne çıkıp top almaya çalışsa da markajını yapan adam onunla beraber gelerek rahat top alma şansı tanımadı ve etkisini azalttı.
özellikle ikinci yarıda bloklar arası mesafe git gide büyüyünce * -ki bunda linderoth'un birçok pozisyonda kalmasının sebebi var.- rakibin hızlı adamları çok tehlikeli oldu, yine de istediğimize çok da uzak olmayan bir sonuçla eve döndük.
inşallah ikinci maçta özellikle rakibin 11 numaralı sol açığı yakından marke edilir de bu ataklar istanbul'da da yaşanmaz.
"bir insan yapamıyorsa bırakmalı be abicim. 500 golde atsa, hakan şükür bir golcü değil. ne tadı var ne tuzu. izlemesi keyifli değil, bir de adamı çıldırtacak kadar sakar " gibi abuk düşüncelere gark olmama neden olan maç.
uzun zamandır beklenenin olduğu karşılaşma zira galatasaray 2 forvet 3 hucuma dönük ortasaha oyuncusuyla oynadığı için geride çok boşluk veriyordu iyi kontra atak yapan takımında bunu değerlendirmemesi içten bile değildi bole bir skor herhangi bir lig maçındada olabilirdi ama simdiye kadar karsısına hep zayıf rakipler cıktı *sivasspor gibi rakipler karşısındada bu sekilde zorlanacaktır muhtemelen.
hiçbir yoruma ve eleştiriye tabi tutulmaması gereken maç. her sene her iyi takımın böyle bir maçı olur, biz vurduğumuzda çarpıp rakibin kontratağına dönen top, onlar vurunca gol olur. bu maç bir kamera şakası. galatasaray istanbul' da bu takıma 3 tane atar.
bir de bilinçsiz ve her ifadesiyle futbolu kirletmeye çalışan rakip taraftarları da kutluyorum. lafım gerçek taraftarlara değil, alınmasınlar.
hasan şaş'ın defolup gitmesi gerektiğinin bir kez daha ortaya çıktığı maç. attığı bir tane düzgün pas veya şut varsa ben ben değilim. lanet olsun. kasaba takımına yenildik.
ömer üründül'ün sonucu iyi bulduğu maç.
ikinci yarı ve özellikle son dakikalar itibarıyle galatasarayın beraberliği geçtim galibiyeti kaçırdığı maç olmuştur ama iyi sonuçmuş. pes yahu.