beşiktaşımın maçın başlarında beni korkuttuğu fakat maçın sonunda görüldüğü gibi kazanmasını bildiği karşılaşmadır. bu sezon şampiyonluk beklemek zordur ve beklememek gerekir. bu teknik kadro ve ekibe en az bi 2 sene verilmelidir ki istikrarli bir futbolumuz ve göze hoş gelen bir futbol oynayan takımımız olsun.
Adettendir, halk olarak hamaseti, böbürlenmeyi severiz, yenilgiyi kabullenmez naralar atarız! Hâlbuki güçlenmek için kabullenmek gerek bazı şeyleri. Neyse biz şimdi yine en büyük adayız liderliğe! Trabzonspor un ibrahim Yattara ve Gk gibi iki önemli silahı var. Bir de skoru koruyamamak gibi bir özgüven eksikliği. Maçın ilk çeyreğindeki bilinçli Beşiktaş atakları olacakların habercisiydi. Her şeye rağmen Trabzonspor kazanabilecek güce de sahipti!
Seyircisiz oynamak herhalde dünyanın en büyük cezası hele de Trabzon gibi ateşli bir şehir takımıysanız kaybınız daha da büyük. Ziya doğan a yapılabilecek tek eleştiri Ceyhun eriş i değil de Yattara yı oyundan almasıdır. Trabzonspor Yattara nın çıktığı her maç aynı dakika gol yiyor, istatistiklere bakın. Umut bulut un kaçırdığı gollerin hiçbir izahı yok. ileri uçta yalnız ve yetersiz kaldı. zaten biraz da form düşüklüğü var.
Oyunun ikinci yarısı ise takım futbolu Serkan balcı ya bıraktı. Serkan koşuyor, top çalıyor, orta kesiyor. ilk yarı Gökdeniz neyse ikinci yarı Serkan oydu.
Yazık! 11 kişinin senkronize futbolunu özledik biz. Symek , milan Stepanov varken biraz olsun teselli buluyorduk.
Beşiktaş gerçekten hakkı olan bir maçı aldı. Ertuğrul sağlam zeki bir hoca Beşiktaş büyük bir camia. peki ya Trabzonspor?
Trabzon un sadece kazandığı zaman sahibi var. Başı sıkışınca ne kurtarıcısı var ne de sahip çıkanı.
Aralık ayındaki kongre için hazırlıklar sürüyor. Yapılacak en mantıklı iş, dirayetli bir başkanın liderliğinde ortak bir liste kurulmasıdır. Aday çokluğuna ise demokrasi zenginliği deyip ' polyannacılık ' oynayalım.
yine bize hüsran, yine bize esmar günler!
beşiktaş yine haybeden bir onur mücadelesi havasına soktu ya maçı helal olsun, her sene bir onur mücadeleleri var ama kime karşı veriyorlar bunu belli değil.
maçı izlemek için ekran başına geçtiğimde. sağ üst köşede henüz 7. dakikada beşiktaş'ın 2-0 mağlup olduğunu görmemden dolayı kısa süreli bir bilinç kaybı yaşamama neden olan karşılaşma...
ancak ilerleyen dakikalar itibariyle anlaşılmıştır ki bu yenen bu iki gol "sayılmaz lan ! daha başlamadık !" gollerinden ibarettir. maç boyunca hüseyin çimşir ve ayman abdelaziz'in sergilediği kötü performans sayesinde trabzonspor'un gardı düşmüş, beşiktaş orta sahada güle oynaya top yapmış, önce eşitliği sonra da 3. golle üstünlüğü ele geçirmiştir....
maçın bitimine 10 dakika kala rüştü reçber'in gördüğü haksız kırmızı kart nedeniyle kaleye bobo'nun geçmesi, bu seyir zevki yüksek maçta ilginç bir enstantane olmuş, ikinci bir "kadıköy panteri pancu" vakası yaşanmış, maçın beşiktaşlı taraftarların hafızalarına kazınmasına neden olmuştur...
bu maç için konuşuyorum, sağda solda orta hakeme yüklenen beşiktaşlıları anlayamıyorum. sanki kırmızı kartı o verdi, tamam uygulamaya bakarsak o veriyor kartı da kartı göster diye çırpınan kişi yan hakemdi. az önce daha bir arkadaş muhabbetinde orta hakemle cinsel iliskiye girme isteği olan besiktaslı birisi vardı da, dedim rahat bırak adamı, senin aradığın adam yan hakem..
tanım : beşiktaş'ın ziya doğan'a karşı seneler sonra kazandığı ilk trabzonspor maçı. maçıymış. öyle dediler.
