"her filmin kendi dünyasını kendinin
kurduğu ve kurduğu bu dünyanın
kurallarını da kendinin yazdığı"
kuralını halkımızın külahına çakacak
dizidir. bir filmde hukuk nasıl
yazılmışsa, o filmin hukuk kuralları
öyledir. bu kuralı yıllardır ısrarla
anlamayanlar var ne yazık ki!...
anlamayan bu insanlar, söz gelimi
slow-motion olduğunda o sahneyi
överler, oysa gerçek hayatta
slow-motion yoktur. ekran ikiye
bölünür mesela bazı filmlerde,
bu kişiler onu da överler, oysa
gerçek hayatta ekran ikiye bölünmez.
bunlar ve bu dizideki hukuk, filmin
kendi gerçeğidir, gerçeğe uymasına
gerek yoktur.
gerçekte hürrem'in göğüs çatalını
gören olmamıştır belki ama filmde
bunu görmek saçma değildir.
güzel bir gelecek vaadeden dizi. hukukçular için kahkaha ve ortamdayken "ben o dizide bir sürü mantık hatası buldum yeaa" diye okuduğu 4 acı senenin havasını attıran dizidir ayrıca. dizinin heryeri gayet güzel. eminim ki adamlar da bölüm bittiğinden beri telefon alıyordur hatalar hakkında. en geç 2 haftaya düzeltecektir bunları.
benim sinirlendiğim nokta ise şudur: yine ay yapım ve yine toygar ışıklı. bu adam resmen ay yapımda memur oldu. ne kadar tekdüze bir insandır bu? her ay yapım dizisinin müziği aynı. siktiri çekin şu adama kovun yahu.
gerçi yarı yarıya hissettirdi bu bölümde müziklerde. genel olarak müzikleri güzel ama.
toygar'a siktiri çekin bak ne güzel hans zimmer var, clint mansell var, zbigniew preisner var*.
bi de şunu söyleyim, ailenin kızı çok çakal. babasına yardımda ondan da birşeyler bekliyorum.
(#18092932) ve (#18093210) a ilaveten bence en önemlisi sadece bıçakta parmak izi bulundu diye başka hiç bit kanıt olmamasına rağmen (bıçağı pasta keserken kullandığını
gören onca kişi varken) cart diye hükmü kesiyor hakim amca. katilin solak olduğunu söylemelerine rağmen.
ayrıca kadın nezaretteyken komiser gelip nöbetçi mahkemeye çıktığını belirtiyor ve tutuklama kararını söylüyor.
polis savcıya gönderir o gerek görürse mahkemeye sevk eder sonra gider nöbetçi mahkemeye hakim amcaya ifade verir.
bu kadar basit saçmalıklar yapıp senaryo yazıyorlar. çok değil az biraz birazcık özen amk. bu nedir. mantık hatası dolu her taraf.
çoğunluğun beğendiği, hukukçuların ise yer yer güldüğü filmden uyarlama dizi. filmden uyarlanması, aşırı ağlak olması falan takıldığım yerler değil. ama bir dizi çekiyorsun ve star tv'de yayınlanıyor; ulan bir avukatı, hakimi hatta hukuk öğrencisini ara sor, mahkeme sahnelerini nasıl çekelim diye. neticeden atmaya gerek yok. neyse sonuç olarak fena değil. gelecek vadettiği doğrudur.
(#18092932)'a ilaveten:
1. ceza infaz kurumuna ziyarete girişlerde içeri çiçek sokulamaz.
2. ceza infaz kurumunda tutuklu ile avukat görüşürken yanlarında ziyaretçi (koca) bulunamaz.
3. duruşmadan çıktıktan tutuklu ile yakınları vedalaşmaları için jandarma tarafından başıboş bırakılamaz. hatta sevk esnasında avukatı bile duruşma salonu içi hariç tutukluyla görüşemez.
fakat iyi başlayan dizidir. senaryoyu yazarken danışmanların daha dikkatli çalışması gerekir.
edit: 1'nci maddede yazdığım çiçeği cezaevine almamışlar zaten. o ayrıntıyı kaçırmışım. düzeltme için protest sanayici'ye teşekkürler.
facebooktaki bir arkadaşımın : "20 dakika dizisini izliyorum 25 dakika oldu hala bitmedi." diye durum güncellemesinden sonra artık kim ne kadar övse de izlemeyeceğim bir dizi.
1)hiçbir çocuğun çocuk psikologu refakati olmaksızın polis tarafından ifadesi alınmaz.
2)adam öldürmeye teşebbüs suçunun mahkemesi tek mahkemede karara bağlanmaz. en az 4-5 mahkeme sürer ki bu da nereden baksan 1.5 sene sürer.
3)kadın tutukevinden mahkemeye geliyor, üzerinde tayyör var, saçlar kuaförden çıkmış gibi yapılı, ama mahkeme sonrası ring otobüsüne biniyor, kot pantolon ve kazak giymiş.
4)hiçbir mahkumun hastane kapısında polis beklemez, jandarma bekler.
5)mahkeme sonrası hüküm giymiş yahut tutuklanmış kişiler adliye sarayının bu kişiler için özel yapılmış bölümlerinden dışarı çıkarılır ve ring otobüsüne bindirilir. adliye sarayı koridorlarında salına salına yürümez, yürütülmez.
6)avukat temyize gitmeyi reddediyorsa, başka bir avukat ile temyize başvurulabilir, o da reddediyorsa hükümlü kendi dilekçe vererek temyiz talebinde bulunur. bunun da süresi gerekçeli karar tebliğ tarihinden sonra 7 gündür, gerekçeli karar da nereden baksan mahkeme bitiminden 1 ay sonra yazılır.
7)mahkumun kızı henüz 18 yaşını doldurmamış ama annesini tek başına ziyarete gelebiliyor. bu teknik olarak mümkün değil.
8)hiçbir hapishanede başka bir koğuştan tahliye olan biri bir başka koğuştaki mahkumlara veda için bile olsa ziyarete gidemez.
9)temyiz aşaması tamamlanmadan hiçbir mahkuma hükümlü denilemez. (bkz: masumiyet karinesi)
şimdilik sanırım bu kadar yeter.
milyonlarca dolar para alıyorsunuz, aldığınız paranın hakkını verin amk.
gidin bir avukatla görüşün, bir ceza infaz kurumuna gidin danışın be ipneler.
öyle kafana göre, minicik beyinle birşeyler üretip "senaryo yazmak" bu kadar kolay ve ucuz olmamalı.
zaten dizi ve konusu çakma, bari bu tip ayrıntılara dikkat edin.
haftalardır tanıtımını, reklamını yapıyorsunuz ve bu tip basit hatalar yapmanıza rağmen bu kadar reklam alıyor ve seyrediliyorsunuz ya.
bizim milleti sikseniz haklısınız arkadaş...
not: işler güçleri de yemiş dizi. allah belanızı versin, tam uyuz oldum şimdi ya la...
asla bir karadayı olamayacak. onu anladık. ama salı akşamı işiniz yoksa izleyebilirsiniz. kendi çapında bir havası var. ama bir kere aşırı derecede mantık hatası var bu yargılama sürecinde. sonu son gibi olacak..