güzel bir gelecek vaadeden dizi. hukukçular için kahkaha ve ortamdayken "ben o dizide bir sürü mantık hatası buldum yeaa" diye okuduğu 4 acı senenin havasını attıran dizidir ayrıca. dizinin heryeri gayet güzel. eminim ki adamlar da bölüm bittiğinden beri telefon alıyordur hatalar hakkında. en geç 2 haftaya düzeltecektir bunları.
benim sinirlendiğim nokta ise şudur: yine ay yapım ve yine toygar ışıklı. bu adam resmen ay yapımda memur oldu. ne kadar tekdüze bir insandır bu? her ay yapım dizisinin müziği aynı. siktiri çekin şu adama kovun yahu.
gerçi yarı yarıya hissettirdi bu bölümde müziklerde. genel olarak müzikleri güzel ama.
toygar'a siktiri çekin bak ne güzel hans zimmer var, clint mansell var, zbigniew preisner var*.
bi de şunu söyleyim, ailenin kızı çok çakal. babasına yardımda ondan da birşeyler bekliyorum.
"her filmin kendi dünyasını kendinin
kurduğu ve kurduğu bu dünyanın
kurallarını da kendinin yazdığı"
kuralını halkımızın külahına çakacak
dizidir. bir filmde hukuk nasıl
yazılmışsa, o filmin hukuk kuralları
öyledir. bu kuralı yıllardır ısrarla
anlamayanlar var ne yazık ki!...
anlamayan bu insanlar, söz gelimi
slow-motion olduğunda o sahneyi
överler, oysa gerçek hayatta
slow-motion yoktur. ekran ikiye
bölünür mesela bazı filmlerde,
bu kişiler onu da överler, oysa
gerçek hayatta ekran ikiye bölünmez.
bunlar ve bu dizideki hukuk, filmin
kendi gerçeğidir, gerçeğe uymasına
gerek yoktur.
gerçekte hürrem'in göğüs çatalını
gören olmamıştır belki ama filmde
bunu görmek saçma değildir.
dizileri bugünün hukuk kurallarıyla değerlendiren, dizilerin kurma birer dünya olduğunu, senaristlerin bu dünyada isterse hukuk kurallarını bile baştan yazabileceğini anlayamamış, "aaa ben bunu biliyorum bak ne kadar çok hata buldum"cular tarafından çok eleştirilen dizidir. arkadaş adam oturmuş senaryo yazıyor, isterse mahkemede savcı yerine doktor oturttur. aşın artık bunları.
genel olarak dizi çok etkileyeci gelmedi bana. oyunculuklar biraz zayıf kalmış ama farklı olması nedeniyle izlenebilir bir dizi.
dizi hakkında en gerçekçi eleştiriyi bu entryi giren ekşi sözlük yazarı yapmıştır, bende neden bir soğukluk var alışamadım diyordum. fazla amerikanvari geçiyor şuan da.. arada meraktan bakarım.
ilk bölümünü tuba büyüküstün ün güzelliğinden dolayı tam anlayarak izleyemediğim, dolayısıyla yarın indirip tekrar adam gibi izlemeye çalışacağım dizidir. bu nedenle diziyle ilgili yapabileceğim tek yorum şu olmuştur:
tahmin ettiğim gibi, daha ilk bölümünden muhteşem bir gizemle başlamış olan dizidir. şöyle ki; kadının kullandığı bıçakta adamın kanının ve kendi parmak izinin olması, gerçek katilin eldiven kullandığını gösterebilir. ancak kadının dükkana döndükten sonraki yüz ifadesi ve kullandığı kelimeler de pek normal değil.
ikinci bölümü az sonra başlıyor. hep beraber didikleyecez olayın ne olduğunu biraz daha.