Ne çok iyi, ne de çok kötü diyerek değerlendirebileceğimiz bir şeyin rezalet olarak değerlendirilmesidir.
iyi yanı, dünyaca ünlü bilinen kişilerin ülke tanıtımı vb. yönlerle ülkemize arz-ı endam eylemeleri aynı zamanda bu insanların bilinen ve bize ait olan tema ve ürünlerin yanı başında görmektir.
Kötü olan tarafı ise, rezalet kavramının da altında yatan, son derece yapıştırma ve kimi zaman yapmacık olan korkunç bir abartı ve 'felaket kötü' ingilizcelerle her 10 saniyede bir duyulan 'Christina, Fifty, We Are The Best' ve ardından gelen we will rock you 'dan her zaman ki araklanmış, benzeri felaket anlarıdır.
50 cent in ben nasılsa paramı alıyorum, bu gece de yarışmacılardan 9 numaralı hatunu götürürüm edalı pis sırıtışıyla cerayen etmiş olan çılgınlık. fifty cent, go home! oh yes!!!
fifti için yorumu sorulan yarışmacı ve izleyicilerin ağızlarını yayarak amerikalı gibi ingilizce konuşmalarından kaynaklanan rezalettir.
(bkz: türkçe)
(bkz: can feda)
kimilerine göre normal bir şeydir... mesela bana, arkadaşlar tamam bende o götlerini yırtan emo kılıklı çocuklardan, "fifti seeeaaaaauuuunnntttt" diye bağıran hatunlardan pek hoşlanmadım. lakin işin kolayı var o da kanalı değiştirmek. hani çok mu zor? değil.. hani madem saygılı bir toplum olmak istiyoruz o zamanda bunlara saygı göstermek zorundayız... mesela ben geçtiğimiz yaz zeytinli rock festivallerine gittim... orada da bize o gözle bakıyorlardı...
seyirci olarak stüdyoya doluşan onlarca kişinin 50 cent konserinde gibi davranması ve yine bu kişilerin hayran oldukları kişinin kliplerinde yaptığı hareketleri yapmasıyla ortaya çıkan komik olaydır.