Diyanet'in Cuma hutbesi: "islam dışı geleneklerden kalan figürlere özenmek, onlar gibi giyinmek, onlar gibi hediyeler dağıtmak, inancımıza aykırıdır, yanlıştır. Alkolü, kumarı, zinayı, uyuşturucu maddeleri, piyango ve diğer şans oyunları gibi haramları, yılbaşı kutlamaları dahil hiçbir eğlence ve kutlama helal ve meşru hale getiremez."
iyi sizde almanlar gib audiye binmeyin mesela, arap kardeşleriniz gib deveye binin, ne biliyim, alkol haram ama vergi alırken hiç sıkıntı yok, benim eski çalıştığım yerdeki patronlarda islamcıydı ve kardeşlerden biri karısının üstüne imam nikahlı bir tane suriyeli kadın getrimişti gerçekten çok ahlaklı bir hareketti.
yıllardır ne hırsızlık ne yolsuzluk ne devlet imkanlarını kötüye kullanma ne yalan söyleme ne iftira atma ne kumpas kurarak şerefli insanları hapislerde çürütmek günahtır gibi şeyler hakkında hutbe yayınlamıyorlar. insan merak ediyor tabi neden diye. kutsal kitabımıza güncelleme mi geldi bu konular çıkartıldı mı acaba içerisinden..
Siz diyanetin bir kez olsun siyasi yolsuzluklara, usulsüzlüklere, patronlar tarafından şantiyelerde, fabrikalarda, madenlerde katledilen garibanlara dair, Dilan Polatlara, sezgin baran korkmazlara, demirörene, ülkere ve emek hırsızlığını kar payı diye yücelten, işçilerin sigorta, kıdem, ihbar hakkını gasp eden iktisadi düzene karşı hutbe verdiğini gördünüz mü, göremezsiniz.
audili sosyete imamlarının arkasında saf tutup namaz kılmakla grev ve protesto ları yasaklayan müsiad ve AKP rejimi ne biat etmek arasında herhangi fark göremiyorum ben, Allah bizi asıl bu türden günahlardan riyadan ikiyüzlülükten, bencillikten marifet eylesin.
Yılbaşı kutlaması geleneği Osmanlı döneminde II. Mahmut döneminde başlamıştır. 18. yüzyıl Osmanlı ve islâm Dünyasında fikir dönüşümü açısından önemli bir dönemeç noktasıdır. Bu yüzyıldan önce Frenklerin dilinin öğrenilmesi, Batı nın tekniğinin takip edilmesi hatta Avrupa ya gidip ticaret yapılması bile ayıp sayılmıştır.Fakat 18. yüzyılda Avrupa nın üretim, askerî ve idari açıdan güçlendiği kabul edilmiş ve gelişmeleri takip etmek amacıyla Paris. Londra ve Viyana gibi şehirlere sefirler gönderilmiştir. Yılbaşı kutlamanın 19.yusyilda modern Dünya nin takıp edilmesinin sembolleri arasında yer almıştır. Öte yandan bu ülkede torpille elenip intihar eden gençler olmuştur, ekonomik buhranin bir sonucu olarak yetersiz beslenen bebekler ve çocuklar olmuştur. Yolsuzlukları, torpilleri eleştiremeyen, halk yoksullasırken lükse ve şatafata batmış Diyanet in toplum nezdindede de ciddiyeti azalmıştır. Günümüzde Diyanet ahlaksızlığın bir parçası olarak algılanmaktadır.
diyanet özerk olsa da özgür bir kurum değildir. siyasi ve bürokratik erke tabidir herşeyi konuşamaz. yaptırımı da yoktur. sorulara cevap verse de mahkeme gibi karar verme mercii değildir. dolayısıyla sözleri fetva gibi bağlayıcı emirler değildir. diğer bakanlıklardan farkı yoktur. mevcut konjonktüre göre durum alabilir. harici ses çıkartan olursa ya işine son verilir ya budanır ya sürülür yada sesi kesilir. o kadar. dolayısıyla diyanetten ülke Müslümanlarının dini sosyal içtimai hayatını dizayn etmesini beklemek bu noktada zaten laik sisteme de aykırıdır. bu meseleyi böyle değerlendirmek gerekir. ee batılı tarz demokrasi de böyle bir şey. diyanet işleri baskanlığı devlet kurumudur ve bu noktada tüm devlet memurları gibi anayasaya tabidir. kanunlara uymak zorundadır. diyanetin memurları bunun hilafına konusamazlar. çok fazla aleyhte beyanat da veremezler. zira sınırlar çizilmiş herkesin haddi ve yetkisi belirlenmiştir. kimse bunun dışına çıkamaz.
bundan daha fazlasını isteyenler, mevcut sistemin buna müsait olup olmadığını konuşsunlar önce. örneğin ülkede faiz kanunla serbest iken diyanet kalkıp devlet faizle iştigal edemez diye bir fetva veremez. ama islam hukuku bu fetvayı verir. islam hukuku kapitalist sistemi kazımaz. takmaz. dinlemez. tınlamaz. kaale bile almaz. allahın hükmü neyse onu uygular. siz diyaneti bu noktada görüyorsanız çok yanılırsınız çok. işte bu yüzden siyonizm islam'a düşmandır zaten. kapitalizm islam'dan nefret eder.
öte yanda siyasetin kirlenmesi toplumun kirlenmesine bağlı. ülke halkı batılı yaşamak istiyor, siz islamı yaşamadan o halktan islam ahlakı bekliyorsunuz. avcunuzu yalar havanızı alırsınız. iktidar değişikliği bu sistemi değiştirmez. sadece yiyiciler değişir. siyonizm marifetiyle ve faiz sistemiyle "demokrasi" maskesi altında ülke soyulmaya yine devam eder. nasıl halk / nasıl sistem / nasıl kanun / nasıl hukuk / nasıl siyaset varsa bir ülkede öyle de diyanet vardır. yemyeşil ormanda masmavi ağaçlar olmaz. ülke batılılaştıysa diyanetin de bundan payını almaması düşünülemez. evet..