4g ile zaman kaybetmeden 3g den direkt 5g ye geçelim diyor özetle.
ama o işler öyle olmuyor maalesef. 5g nin altyapısını 4g olusturuyor.
sahi biz teknolojide dünyanın önde gelen ülkesiyiz falan da dünya 5g ye geçerken biz neden hala 3g kullanıyoruz ve dünyayı 2 yıl geriden takip ediyoruz.
halkın temel sorunlarına değil çare bulmak, değinmekten bile şiddetle kaçınan popülist bir siyasinin halkı kandırmaya yönelik sahte "çağ atlama" masallarına basamak yaptığı boş sözleridir.
açıklama: oradaki 'g' generation yani jenerasyon anlamındadır. 4. nesil kablosuz internet teknolojisi demek; cep telefonlarında 100 Mbps, wi-fi ağlarda 1Gbps gibi bir hız demektir.
jenerasyon nedir? süreçtir. zamanla gelişir. 2.5G'den 3G'ye geçmekle birlikte aynı anda veri aktarımı şansı doğdu. whatsapp'tan sesli görüşme gibi, tabi kısıtlı ama olsun sonuçta yapabiliyoruz. daha iyi hale gelmesi için 4G şart tabi.
tayyipçe anlatayım; büyük dede 1. jenerasyon olsun. deden 2. jenerasyon. baban 3. jenerasyon. son doğan sen yani torunsa 4. jenerasyon. şimdiiii 4. jenerasyon olmasın direk 5 olsun diyorsun. tayyip zamanında ne demişti; Piçlerin Yetiştirilmek istendiği Bir Toplum Yaratılmak isteniyor!
dünyaya kıyasla ortalama veri hızımız için steam 1 haftalık istatistiği (güney kore ortalaması 52 mb/s) dünya internet hız listesi için başka bir link
finlandiya gibi gelişmiş ülkelerde internet bir hizmetten öte anayasal hak olarak herkese sağlanmak zorundadır.
internet; gelecektir. ingilizcede 'the internet' olarak geçer. 'the' teklik ekidir. internet dünyada 1 tanedir. tek bir ağdan tüm dünya yararlanmaktadır. internet uygarlıkta bir üst tipe geçmemizi sağlayacak araçtır. https://www.youtube.com/watch?v=iwjsfhyKbeA
bir cumhurbaşkanı erdoğan klasiğidir. Türk Telekom'un 175. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla JW Marriott Otel'de düzenlenen törende yaptığı konuşmanın en can alıcı noktasıdır.
4g yi sadece telefon özelliği sanan malların olduğunu bize gösterir.
internet sağlayıcısının ve frekans özelliklerinin gelişmesi anlamına gelir ki daha önemlisi ise,
genç insanlar telefon alacak, borçları da babalarına kalacak gibi bir yaklaşımla teknolojik gelişmeye nanik yapan adamla, matbaa şeytan icadıdır diyen adam aynı boktan türemiştir.
bu ülkede bir bakan "Bu bulut sistemi dedikleri bir şey var şimdi. Herkes oraya bir şey atıyor gelen oradan işine yarayanı alıyor kullanıyor, ben böyle anlıyorum, belki farklı bir şeydir. Şey yok artık böyle sistematik bir şey yok. Abur cubur dolduruyorsun, herkes ihtiyacını oradan alıyor ama hiç de karışmıyor. Bu bilişime fazla kafayı yorarsan sıyırırsın demiştir. (bkz: binali yıldırım)
o nedenle bunları da çok görmüyorum. kafa o kadar çalışıyor çünkü.