2 nci abdülhamit in hayranlık uyandıran siyaseti

entry8 galeri0
    8.
  1. Bazı sığırların hala inanmadığıdır.
    0 ...
  2. 7.
  3. bu başlık altında "şerefsizim benim aklıma gelmişti" diyebilecek çok insan olacaktır. denge politikasıdır. kötü bir siyasi taktik olmamakla birlikte metinden anladığım kadarıyla çok da abartılacak hayranlık uyandıran bir siyasi taktik de değildir.
    0 ...
  4. 6.
  5. mustafa kemal'i takdire şayan değerli bir lider olarak algılamaktan ziyade, tapma girişiminde bulunanların anlamayacağı siyasettir.
    3 ...
  6. 5.
  7. Götüm Götüm tahttan indirmiştir o koskoca hayranlık uyandıran siyasetine rağmen,
    Allah allah niye öyle olduysa çok da hayranlık uyandırıyordu ama...
    0 ...
  8. 4.
  9. kızı Şadiye Osmanoğlu'nun "Babam Abdülhamid saray ve sürgün yılları" kitabından ayrıntıları öğrenebilirsiniz.
    0 ...
  10. 3.
  11. 2'nci abdülhamit'i tahttan indirenler de bu siyasetten bir hayli korkanlardır.
    1 ...
  12. 2.
  13. akıllı olmasının güzel bişey olmasının yanısıra hiçbir işe yaramamıştır. sonunda tahtından indirilmiştir. çünkü devir padişahlık devri değildir artık. gerekli olan da budur. onun tahtan indirilimesi demokratik yönetime geçilmesindeki süreci başlatmıştır.
    0 ...
  14. 1.
  15. eğer 5 yıl daha direnip tahtta kalabilseydi veya akıl fukarası, hırs azgını, alman hayranı ittihatçı işgüzarlar, adı geçen süre kadar sabredebilseydi hedefine ulaşacak, dahiyane sonuçlar doğuracak siyasetti.

    özetini, kendi yazısından şöyle aktarabiliriz;

    --spoiler--
    Musahibim iki gündür neden yazılara devam etmediğimizi sordu durdu; düşünüyorum. Vatanımın nereden nereye geldiğini düşünüyorum. Üç kıtaya yayılmış koskoca bir cihangirlik, on yılda bir avuç toprak haline geldi. Vebali kimin?.. Kimin olduğunu bulsak ne işe yarar?. Vatan elden gittikten sonra..

    Kırk yıldır büyük devletlerin birbirleriyle kapışmasını bekledim. Bütün ümidim oydu ve Osmanlının bahtını buna bağlı görürdüm. O beklediğim gün geldi. Heyhat ki ben tahttan uzaklaştırılmış, ülkemi idare edenler de akıldan ve basiretten uzaklaşmışlardı. Kırk yıl beklediğim büyük fırsat, bir daha ele geçmemek üzere Osmanlının elinden çıktı gitti.

    Otuz bu kadar yıl tahttan uzaklaşmamak için çalışmışsam, bunun içindi!. Saltanatım günlerinde bazı büyük devletlere tavizler vermişsem, bunun içindi. Donanmayı Halice kapamış, talime dahi çıkarmamışsam bunun içindi. Girid'i ingilizlere kaptırmamak için Yunan muharebesini göze almışsam, bunun içindi.. Velhasıl otuz bu kadar yıl ne yapmışsam, ne etmişsem, doğrusu da yanlışı da yalnız bunun içindi!

    Bu sırrı kırk yıl içimde sakladım. Ahfadıma (gelecek kuşaklar) beni tanımaları için anlatacağım. En güvendiğim Sadrazamlarıma bile açmadım. Çünkü sınayarak öğrendim ki, iki kişinin bildiği bir şey sır olmaktan çıkıyor. Oysa, bunun yabancı devletlerce bilinmemesi, duyulmaması gerekliydi. Osmanlılar, ancak böyle bir fırsatı zamanında ve basiretle kullandıkları takdirde' kurtulacaklar, yeniden büyük devlet olacaklardı.

    Bu kanaate nereden ve nasıl ulaştığımı anlatabilmekliğim için tahta çıktığım günlerde dünyayı ve memleketi nasıl bulduğumu bilmek lazımdır. Ben bu kanaate o günlerde de ulaşmış değilim; Rus muharebesini (32) kaybettikten ve bu muharebe içinde büyük devletlerin bize bakışlarını yakından gördükten sonra edindim. Tek başına yaşayacak ve direnecek gücümüz yoktu. Bizi parçalamakta birleşmiş düşmanlarımız kendi aralarında parçalanırlarsa ve biz de bu parçalardan birinin vaz geçemiyeceği kuvvet olabilirsek, yeniden dünya için söz sahibi olabilirdik.
    Büyük devletler arasındaki rekabetin eninde sonunda onları çatışmaya götüreceği gözler önündeydi. Öyleyse Osmanlı Devleti de böyle bir çatışmaya kadar parçalanma tehlikelerinden uzak yaşamalı ve çatışma günü ağırlığını ortaya koymalıydı
    --spoiler--
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük