götünden hukuk uyduran; herkesin götü kendi götü gibi sanır.
1. savcı iddianame hazırlar ve iddianamsini kanıtlamak ile sorumludur. yani savcı birisine sen şike yaptın dediğinde adam şike yapmadığını kanıtlamaya çalışmaz. savcı şike yaptığını kanıtlamaya çalışır. bunu da deliller ile yapar.
2. delil var mı? yok. para transferi yok. elden verilen paralara dair bir kanıt bir tutanak var mı? yok. ne var ses kaydı var.
3. ses kayıtları terör suçları hariç, delil olarak sayılamaz. sadece suçüstü yapmak için istihbarat olarak kullanılabilir.
4. itiraflar bile delil ile desteklenmelidir.
ortada delil yok ise hukuki olarak suç da yoktur. sen istediğin kadar tape var de. ama sen tape var dersen, o zaman sadri şenerin "saldıralım aga bu akplilere burdan bir oy çıkaramaz başbakan" konuşmaları da irdelenir.
en nihayetinde ceza hukuku açısından ortada 0 yazı ile sıfır delil var ise suç yoktur, suçlu da yoktur. spor hukuku açısından ise delil yoksa bile ayan beyan maçlara yansımış ise iş değişir yansımamış ise spor hukuku da siktir olur gider.
bak tane tane anlattım. anlamayan hala olursa mağara adamına anlatır gibi duvara resim çizip de anlatabilirim.
Etik kurulunun saha içi temizdir ve saha dışında da somut delil yoktur raporu ve cas davasının geri çekilmesine ilişkin basın toplantısından :
nihat özdemir: " biz yönetim kurulu olarak aziz yıldırım ve i̇lhan ekşioğlu'nun yokluğunda toplandık ve cas'tan çekilme kararını aldık. başkanımızın bu konuda bir izin veya talimatı yoktur. biz bu kararı tamamen ülke menaatlerini göz önünde tutarak aldık."
ali koç:" ilk etik kurulu raporu, belgelerin yüzde 30'unu dikkate alarak, hiç bir savunma almadan karar almıştır. şu anki etik kurulu raporu ise belgelerin tamamı incelenerek ve savunmalar alınarak hazırlanmıştır."
nihat özdemir : fenerbahçe tertemizdir ve adı gayri ahlaki bir suçlamayla anılamaz.
ali koc ..21 temmuzda yapılan hukuk cınayeti ve uefanın yanlıs bılgılendırılmesı sonucu fenerbahce hukuksuz sekılde madur edilmiştir.
nihat özdemir: "ünal aysal play-off maçlarını fenerbahçe'siz oynayacağını sanıyordu. allah'a bin şükür ki play-off'ta oynuyoruz ve hakettiğimiz şampiyonluğa da ulaşacağız. o yaptığı ciddi hataların üstünü bu açıklamalarla örtmeye çalışıyor"
nihat özdemir:"sadri şener'in tapelerdeki konuşmalarını aziz yıldırım yapsaydı belki ergenekon'la birleştirilecekti"
şimdi tff'nin aldığı son kararların ardından yine malum çevreler ve basındaki uzantılarının yaygara yapmaya başladıklarını görüyoruz. tane tane söylüyorum; bunlar fenerbahçe ile spor sahalarında başa çıkamayacaklarını anlayanların beyhuda çırpınışlarıdır. hergün kupa isteyerek kupa alabileceklerini sananların rüyalarıdır. adalet bekçiliği yapmaya çalışanların hukuka zerre kadar saygı göstermediklerinin delilidir. fenerbahçe camiası bu yapılanları asla ama asla unutmayacaktır. taraftarımız rahat olsun. zaman ve hukuki süreç bizi haklı çıkaracaktı.
Bundan önceki 20 basın açıklamasından bir fark taşımamaktadır. TT arenadaki maçta galatasaray fenerbahçe'ye şanssızlığıyla mağlup olmasaydı, bu açıklamayı yine yapabilirler miydi?
hala bazı kesimleri tatmin etmemiş açıklamadır. yaklaşık 1 saat süren toplantıdan bir cümleyi alıp şike itirafıdır deyip kendilerine pay çıkarabilen zihniyetler var resmen. ali koç' un dediği gibi ikinci etik kurulu raporuyla ilk etik kurulu raporu arasındaki fark ; delillerin toplanması ve en önemlisi savunmaların alınmasıdır. cas davasının da ülke menfaatleri için geri çekildiği beyan edildi. zaten bugüne kadar uefanın casta kaybettiği dava yok anlaşma yoluna gidilmiş genelde ve 2020 avrupa şampiyonası bu doğrultuda büyük ihtimal ülkemizde yapılacak. yapılan açıklamalarda bence en can alıcı nokta çoğu insanımızın bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmasının belirtilmesidir. bi bok araştırmadan, iddianameyi okumadan, savunmaların nasıl ne şekilde yapıldığını bilmeden, gece cacıkçı ermanı, rok ve baransu yu izleyip onların söyledikleriyle gidip sağda solda ahkam kesen insanlar çoğunlukta. aziz yıldırım ın suçsuz olduğuna inanmazlar da masabaşı oyunlarla kurtarıldığına inanırlar. bu da tıpkı son haftaya kadar fenerbahçe lider girince lig kirli, son hafta bursa şampiyon olunca lig temiz denmesi gibi. yani işine geldiği gibi herkes.
Hepinizin bildiği gibi Türk futbolu olağanüstü bir dönemden geçmektedir.
3 Temmuz süreci olarak tanımladığımız ama başlangıcı daha öncelere dayanan bu süreç, Türk Futbolunun bütün dinamiklerini alt üst etmiş, camiaları karşı karşıya getirmiş, taraftarları birbirine düşürmüş, futbolumuzu içinden çıkılması zor bir girdabın ortasında bırakmıştır.
Şöyle bir geriye dönüp bakarsak;
Sözde "Temiz Futbol" prensibi ile başlatılan bu operasyon, bu sezonki maçlarda futbol tarihimizin en istenmeyen tribün olaylarını beraberinde getirdi. Kulüpler suçlandı, kişiler suçlandı.
insanlar hiç hak etmedikleri muamelelere tabii tutuldular. inanılmaz travmalar yaşandı, ailelerinden, çocuklarından uzak kaldılar. Taraftarlar buldukları her ortamda, sokakta, maçta, sosyal medyada birbirlerine hakaret ettiler. Herkes birbirini suçladı, küfürler, kötü sözler, iftiralar havada uçuştu.
Bu temiz futbol süreci, daha ilk dokuz ayında birbirinden nefret eden, birbirini hiç dinlemeyen, karşılıklı saygısını, sevgisini kaybetmiş bir futbol kültürü yarattı. Tabii ki daha önceki yıllarda da bu konuda çok ciddi sorunlar yaşanmaktaydı. Ama bu malum süreçle birlikte her şey çok daha keskinleşti, karşı tarafa yapılan saldırılar bel altına indi, empati yani kendini karşısındakinin yerine koyma tutumu zaten azdı, tümden yok oldu. Durum o derece kötü bir noktaya geldi ki; en acısı okullarda küçücük çocuklarımız birbirlerine "sen şikecisin, senin takımın şikeci" demeye başladı. Gelecek nesiller için sporda şiddetin, nefretin tohumları hiç arzu etmediğimiz bir şekilde bugünden atılmış oldu. Bundan sonra da ne yapacağız, nasıl toparlayacağımızı bilemiyoruz.
Değerli basın mensupları;
Şimdi gelinen noktada sizlerin aracılığıyla spor kamuoyunun sağduyu sahibi kesimlerine soruyorum:
DEĞER MiYDi ???
BUNCA YAŞANANLARA, YAŞATILANLARA, DÜŞMANLIKLARA, HAKARETLERE, NEFRETE, ÜLKEMiZi KÜÇÜK DÜŞÜRECEK HAMLELERE GEREK VAR MIYDI?? TÜM BUNLARA DEĞDi Mi??
Lütfen yanlış anlaşılmasın:
Temiz Futbol için hepimiz ne gerekiyorsa yapmaya, üzerimize düşen katkıyı sağlamaya hazırız. Ama yolu-yöntemi bu mu olmalıydı? Futbolu temizleyelim derken, futbolun içinde telafisi güç kutuplaşmalara neden oldu
Şimdi 3 Temmuzdan bu yana yaşadıklarımızı gelin hep beraber bir kez daha hatırlayalım..
*6 Temmuz günü tarihimizde bir ilk yaşandı. istanbul Emniyet Müdürlüğü, resmi internet sitesinden bir bülten yayınlayarak "19 maçta şike ve teşvik yapıldığının delillendirildiğini ve tespit edildiğini" kamuoyuna duyurdu.
*Sürecin başından itibaren sistematik bir şekilde Fenerbahçe odaklı olarak dosyanın gizliliği ihlal edildi.
*Tüm hukuki girişimlere rağmen bu kadar hassas bir konuda haftalarca yayın yasağı getirilmedi. Getirildiğinde de zaten olan olmuştu, iş işten geçmişti.
*Savcılık makamı da bize göre son derece zorlama hukuki yorumlarla, olmayan bir örgüt ve çete suçlaması yaparak dosyayı özel yetkili mahkemelerin önüne getirdi. Konu çok daha farklı boyutlara taşındı.
TFF Etik Kurulu hazırladığı ilk raporunda, nasıl bir tasnife tabii tutulduğu bilinmeden kendisiyle paylaşılan ve 21 Temmuz itibarıyla yollanan kısıtlı belgeler üzerinden bir sonuca ulaşmaya çalışmıştır. Hiçbir savunma almadan bir rapor yazarak bir kanaat oluşturmuştur. Dönemin TFF yönetimi de bu eksik rapor üzerinden medyayı ve kamuoyunu yönlendirmiştir. Bununla beraber bu eksik rapor üzerinden UEFAya sadece Fenerbahçe odaklı bilgilendirme yapılmıştır. Bize göre ülke futbolunun uluslararası platformda zor durumda kalmasına ve içinde bulunduğu karmaşık ortamın daha da derinleşmesine, bu eksik raporu baz alıp hukuk cinayeti işleyenler neden olmuştur.
Tüm bunlar yaşanırken medyanın belirli bir kesimi ve bilhassa Özel Yetkili Mahkemelerdeki davalara ilişkin ağız birliği etmişçesine konuşup hareket eden, mutlaka ama mutlaka şüphelileri suçlayan ekip yine sahneye çıktı. Onlar da her zamanki tavırlarını, bıkmadan, usanmadan, hak hukuk tanımadan sürdürdüler. Durumdan vazife çıkaran diğerleri de bu olayı bilinçli-bilinçsiz işlemeye başladılar. Tarihte eşi benzeri olmayan, bundan sonra da olması mümkün gözükmeyen bir karalama ve iftira kampanyası başladı ve bugünlere kadar türlü şekillerde de devam etti.
YANITSIZ KALAN SORULAR
Tüm bunlara rağmen şu sorular maalesef yanıtsız kaldı:
"Bir takım takipler, tespitler yapıldıysa neden suçüstü yapılmadı?"
"Operasyon neden liglerin tescil edilmesinden haftalar sonra yapıldı?"
"6 Temmuz açıklamasında 19 olan maç sayısı, iddianamede nasıl ve ne şekilde azaldı?"
"Lehteki deliller neden iddianamede yer almadı?"
"Toplumun geniş kesimlerini ilgilendiren, bu kadar hassas bir konuda neden bir an önce yayın yasağı uygulanmadı?"
"Emenikenin para sayma görüntüleri nerede?"
"Gizlilik ihlalinin önüne neden geçilemedi?"
"Fenerbahçenin çete ile örgüt ile ne alakası olabilir?
Bu sorular yeterince medyada, kamuoyunda irdelenmedi, tatmin edici yanıtlar verilmedi.
Peki bu tek taraflı kampanyanın ana hedefi olan Fenerbahçe Spor Kulübü ne yaptı? Yani biz ne yaptık?
-Yapılan onca haksızlığa-hukuksuzluğa rağmen, Türk Adaletine güvendik, kamuoyuna evrensel hukuk kurallarını hatırlattık.
- Zaman zaman, yapılan saldırılara toplu bir cevap niteliğinde basın açıklamaları yaptık. Sürece ilişkin bilgilendirmelerde bulunduk.
-Hep az ama öz konuşmaya gayret ettik.
-Bunu yaparken camiamızdan gelen yoğun eleştirileri de göze aldık ama devam eden hukuki sürece saygı göstererek, gerekmedikçe konuşmadık
Fakat en önemlisi, buraya özellikle dikkat çekmek istiyorum; bizler hiçbir resmi açıklamamızda, konuşmamızda başkalarına saldırmadık, kimseyi hedef göstermedik. Hep haktan, hukuktan, adaletten bahsettik, ortamı germeye çalışmadık, germeye çalışanlara da engel olmaya çabaladık.
Bugün geldiğimiz noktada artık atıp tutanların, hunharca asıp kesenlerin nefeslerinin kesileceği ana geldik. Çünkü sıra artık ilgili kurumlara geldi.
Nitekim TFFnin yetkili organları tüm dosya üzerinden ve savunmaları da alarak çalışmalarını tamamlamak üzereler.
ETiK KURULU RAPORU BiZi TEYiT EDiYOR
Tekrar ifade ediyoruz ki; bizler temiziz ve sonuna kadar suçsuzluğumuza inanıyoruz. Adil bir yargılamanın bunu er ya da geç ortaya çıkaracağından da bugüne dek en ufak bir şüphemiz olmadı, olmayacak. Kamuoyuyla paylaşılan ve basına yansıyan bilgilere göre, Etik Kurulunun raporu bizim ilk günden itibaren savunduğumuz hususları büyük ölçüde teyit eder nitelikte.
Burada şunu da belirtmekte fayda görüyoruz: Eğer şike suçu, daha açık konuşmak gerekirse maç skorunu bağlama suçu sahadaki oyuncular tarafından yerine getirilmediyse, saha dışında da bir sorun yoktur... Ama tabii bunun kararını yine yetkili merciiler verecektir. Biz yine saygıyla yetkili kurumlar tarafından verilecek kararı bekliyoruz.
58. MADDE HAKKINDAKi TAVRIMIZ HiÇ DEĞiŞMEDi
Bu noktada da bir kez daha ve önemle hatırlatmak ve hatta tekrarlamak istiyoruz ki; 58. Maddenin değişmesi ile ilgili de ilk günden bu yana kulübümüzün tavrı aynıdır, bir değişiklik yoktur.
Biz ilk günden itibaren suçsuz olduğumuzu, o yüzden her hangi bir madde değişikliğini istemediğimizi söyledik. Sadece maddenin mevcut haliyle suç ve ceza dengesi açısından dünya standartlarına aykırı olduğu görüşüne iştirak ettik. Ama kesinlikle özel bir düzenleme istemedik. Böyle bir şeye de ihtiyacımız yok çünkü tekrar söylüyorum;
BiZ MASUMUZ BiZ GEÇEN SENEKi MAÇLARIMIZI ŞiKE YAPARAK, KARŞI TAKIMIN OYNAMAMASI SONUCU ALMADIK, SAHADA MÜCADELE EDEREK; ALIN TERiMiZLE ALDIK.
SIRA ÖZGÜRLÜKLERiNE KAVUŞMALARINDA
Bununla birlikte Çıkar Amaçlı Suç örgütü Kurmak ve Yönetmek suçlamasıyla karşı karşıya kalan Başkan ve yönetici arkadaşlarımız, halen bu suçlardan tutuklu olarak yargılanmaktadırlar. Haksız ve ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü iddiası, Ağır Ceza Mahkemesine sunulan ve resen Mahkeme tarafından alınan resmi raporlarla tamamen ortadan kalkmış ve ispatlanmamış bir iddia olarak tarihteki yerini almıştır. Zira söz konusu raporda Fenerbahçemizin tüm kayıtlarının ve hesaplarının hukuka uygun olduğu, yönetici arkadaşlarımızın tasarruflarının tamamının belgelere dayandığı açıkça ortaya konmuştur. Bunun anlamı açıktır. FENERBAHÇE tertemizdir ve adı hiçbir gayrı-ahlaki iddiayla yan yana konulamaz. Bu itibarla Kulübümüzün tertemiz olduğunu söyleyenlerin yaptıkları şey bizlere lütuf yada ayrıcalık tanımak değil, belgeli gerçekleri ortaya koymaktır. Bunun kamuoyu tarafından böyle bilinmesi hukuki bir zorunluluktur.
Şimdi ise sıra artık sevgili Başkan ve yönetici arkadaşlarımızın özgürlüklerine kavuşmasına gelmiştir. Onlar ki duruşları ve sabırlarıyla Fenerbahçe değerlerine değer katmışlardır. Onları silahlı suç örgütü üyeliğine dahil etmek isteyenler, bugün bir kişi dışında bu silahlı suç örgütü üyelerinin tamamının tahliye edildiğini neden görmezden gelmektedir. Şike gerekçesiyle tutuklanan bu kişiler hakkında, yetkisini Anayasadan alan kurul raporlarında şike adının geçmemesi tesadüf müdür? Kişiye özel yasalardan kimler yararlanmıştır? Yargılanan, tahliye olan ve hatta peşinen suçlu ilan edilirken şu anda futbol hayatlarına dahi devam edenlere tanınan haklar neden Sayın Başkanımız ve Yöneticilerimizden esirgenmektedir? Bu zulmün nedeni nedir? Dolandırıcılık ve adam öldürmekten tutuklu meczup ve her dosyanın kadrolu gizli tanıklarının yalan ve trajikomik hatalar içeren beyanları ile Türk sporuna hayatlarını adamış bu insanların tutuklu kılınması meşru mudur ?
En önemlisi adil midir? Tüm bunları tarih yazacaktır.Umudumuz ve inancımız Başkan ve arkadaşlarımızın en kısa sürede aramıza katılıp Fenerbahçe için verdikleri mücadeleye kaldıkları yerden devam etmeleridir.
YAYGARAYA BAŞLADILAR
Değerli basın mensupları,
Şimdi TFFnin aldığı son kararların ardından yine malum çevreler ve basındaki uzantılarının yaygara yapmaya başladıklarını görüyoruz. Kimse kusura bakmasın tane tane söyleyeceğim;
BUNLAR;
FENERBAHÇE iLE SPOR SAHALARINDA BAŞA ÇIKAMAYACAKLARINI ANLAYANLARIN BEYHUDE ÇIRPINIŞLARIDIR.
SAVUNMA HAKKINA, MASUMiYET KARiNESiNE ZERRE KADAR SAYGISI OLMAYANLARIN SON HEZEYANLARIDIR.
HERGÜN KUPA iSTEYEREK KUPA ALABiLECEKLERiNi SANANLARIN RÜYALARIDIR.
*ADALET BEKÇiLiĞi YAPMAYA ÇALIŞANLARIN HUKUKA ADALETE ZERRE KADAR SAYGI GÖSTERMEDiKLERiNiN EN NET iŞARETiDiR.
*HEP SÖYLEDiK BiR KEZ DAHA SÖYLÜYORUZ. FENERBAHÇE CAMiASI BU YAPILANLARI ASLA AMA ASLA UNUTMAYACAKTIR. TARAFTARIMIZ RAHAT OLSUN, ZAMAN VE HUKUKi SÜREÇ BiZi HAKLI ÇIKARACAKTIR.
TARAFTARIMIZIN GÖSTERDiĞi DiRENiŞ BiZi AYAKTA TUTTU
Burada yeri gelmişken tüm çabalarımız, alın terimiz lekelenmeye çalışılırken Teknik Direktörümüz, gol kralımız, kaptanımız ama her şeyden önce camiamızın evladı Aykut Kocamana ve onun nezdinde tüm futbolcu kardeşlerimize, Fenerbahçe camiası adına yürek dolusu teşekkür ediyorum. Amatör branşlarda bizlere kupalar getiren şampiyonlular yaşatan Fenerbahçe formasını helal terleri ve emekleri ile terleten tüm sporcularımıza da sizlerin huzurunda bizlere yaşattıkları başarılar ve gururlar için teşekkür etmek istiyoruz. Fenerbahçe yönetim kurulu olarak onları tüm kalbimizle alkışlıyoruz.
Ancak elbette ki bu süreçte hem bizlere hem de sporcularımıza bu gücü veren taraftarlarımız ve onların desteği olmuştur. Taraftarımızın gösterdiği müthiş direniş ve kenetlenme bu süreç boyunca hepimizi ayakta tutmuştur. Onlar da kulüplerine, takımlarına olan inançları ve destekleriyle şimdiden tarihe geçmişlerdir. Hepsine yönetim kurulumuz adına teşekkürlerimizi iletiyorum.
Bugün Fenerbahçe Spor Kulübünün taraftarı ile kenetlenerek elde ettiği bu başarılar tesadüf değildir. Tüm bu başarılar saygıdeğer başkanımız Sayın Aziz Yıldırımın vizyonu ve yönetim kurulumuzun çalışmaları neticesinde gerçekleşmiştir. Kalıcı sportif başarıların, ancak güçlü ve sağlam ekonomik bir yapı ile olabileceğini gören başkanımız önderliğinde, bugün Fenerbahçe Spor Kulübü sponsorluk gelirlerinde, kombine bilet satışı gelirlerinde, taraftar mağazaları Feneriumun satış rakamlarında, GSM hizmeti veren Fenercellin rakiplerine göre abone sayısı ve gelir rakamlarında, açık ara öndedir.
Fenerbahçe Spor Kulübü, yaşanan tüm olumsuzluklara ve üzerine atılmaya çalışılan lekelere karşın piyasa değeri olarak neredeyse 3 büyük rakibin toplamı kadar bir değere sahiptir.
Bu ekonomik gücün getirdiği yatırımlar neticesinde Fenerbahçe Spor Kulübü son 5 yılda tüm şubelerde büyük başarılara imza atmıştır. 100. Yılında dünyada en çok madalya ve kupa kazanan spor kulübü olarak Guinness Rekorlar Kitabına girmiştir.
Fenerbahçe Profesyonel Futbol, Fenerbahçe Ülker Erkek Basketbol, Fenerbahçe Bayan Basketbol, Fenerbahçe Universal Bayan Voleybol ve Fenerbahçe Grundig Erkek Voleybol A Takımlarımız, son 5 yılda; Dünya, Avrupa, Balkan, Türkiye Ligi, Türkiye Kupası, Süper Kupa ve Cumhurbaşkanlığı kupaları şampiyonlukları olmak üzere toplam 32 kupa kazandı.
Fenerbahçenin tüm branşlardaki tüm takımları(Altyapı takımları da dahil), son 5 yılda, Dünya, Avrupa, Balkan, Türkiye Ligi, Türkiye Kupası, Süper Kupa, Cumhurbaşkanlığı Kupası, Türkiye Şampiyonları olmak üzere toplam 297 kupa kazandı.
Ayrıca amatör branşlardaki sporcularımız ferdi şampiyonalarda ve milli takım forması altında yurt, Avrupa ve Dünya çapında sayısız başarı, madalya ve derece elde etti.
Bununla birlikte son olimpiyatlarda da olduğu gibi, bu yaz düzenlenecek olimpiyatlarda ülkemizi en çok Fenerbahçe Spor Kulübünün sporcuları temsil edecek ve bizlere ulusal başarılar kazandıracaklardır.
Şüphesiz ki bunlar geceden sabaha olan işler değildir. Bunlar, Aziz Yıldırım gibi bir spor adamının çalışma arkadaşları ile birlikte adeta hayatını Fenerbahçe Spor Kulübüne ve Türk sporuna adaması sonucu ortaya çıkmıştır. Ancak bugün Başkanımızın Türk sporuna yaptığı hizmetlere karşın bizlere reva görülen muamele ve içinde bulunduğumuz durum, vicdanları yaralamaktadır.
Tekrar ediyorum; Başkanımız Aziz Yıldırım ve yöneticilerimiz tutuksuz yargılanmayı hak etmektedirler. Gerekli mercilerin bir an önce bu yönde karar almalarını talep ediyor ve Türk adaletine olan sonsuz inancımızla bu kararı bekliyoruz.
ÜLKE MENFAATLERi iÇiN
Ve son olarak CAS davasına ilişkin de bir değerlendirme yapmak ve sözlerime son vermek istiyorum.
Bilindiği üzere, Fenerbahçe Spor Kulübü olarak, UEFAya ve TFFye karşı, Şampiyonlar Liginden 2011/2012 sezonunda men edilmemiz nedeniyle, Uluslar arası Spor Tahkim Mahkemesi CASta, 1 Eylül 2011 tarihinde bir dava açmıştık.
Konusu ülkemizde yürütülmekte olan şike soruşturmasının dışında, kulübümüzün savunma hakkı gözetilmeden cezalandırılmasına ilişkin olan bu davamız sürecinde, kapalı kapılar arkasında kalmış bir takım gerçeklere, bilgi, belge ve savunma beyanlarına ulaşmıştık. Ancak geldiğimiz noktada, hem ülkemizin menfaatleri ışığında, hem de uzun süredir Türk futbolunu işgal eden ve artık tıkanma noktasına gelmiş bu sorunun çözümüne katkı sağlamak adına, Fenerbahçe Spor Kulübü olarak söz konusu davamızı geçtiğimiz hafta itibarıyla geri çektik. Ne var ki, Fenerbahçe olarak sergilediğimiz bu olgunluğun dahi farklı noktalara nasıl çekilmeye çalışıldığını, şike soruşturması sürecinin başından beri kara propaganda yapmaktan başka bir görevi olmayan mihraklar tarafından nasıl yanlış anlatılmaya çalışıldığını esefle takip ediyoruz.
TFFnin Pazartesi günü açıklamış olduğu kararlar ışığında, artık bağımsız hukuk kurullarına intikal etmiş bu konuda, işletilecek yargı süreçlerini etkilemeye yönelik her türlü girişimden kaçındık, kaçınacağız ve bu konuda diğer kulüplerin de gerekli hassasiyeti gözetmelerini bekliyoruz.
Süreci en başından bu yana yöneticilerimiz ve hukuk ekibimiz muhataplarımızla, kulübümüzün ve ülkemizin menfaatlerini sonuna kadar gözeterek yürüttüğümüzden kimsenin şüphesi olmasın.
Bu kararın hem ülkemiz hem de kulübümüz adına hayırlı olacağına eminiz"
--spoiler--
nihat özdemir'in "yapılanları camia unutmayacaktır" şeklinde bir söz söylediği açıklama. ulan unutmasanız ne olacak? bir de tehdit ediyor adamlar. ateş olsanız cürümünüz kadar yer yakarsınız. türkiye cumhuriyeti 25 milyon fenerbahçe taraftarından mı ibaret?
açıklamanın yanlış olan tek bir satırı yok iken niçin bunun yerine ısrarla 10 ay öneki propagandayıyemiş halinizle konuşuyorsunuz anlamak zor.
kişiye özel yasa olmaz dediler. biz fenerliler de istemiyoruz dedik. bu yasa bizi suçlu gösterir dedik. yasa çıktı. kime yaradı, trabzon ve beşiktaş yöneticilerine.
58nci madde değişmesin, biz suçlu değiliz ki en nihayetinde dedik. aha şimdi değişti. ortada dava sırasında para transferi ile ilgili tek itiraf tabzonun gönderdiği para. kime yaradı 58? yine trabzona.
basit bir soru var, emenikenin para sayarken çekilmiş görüntüleri nerede? korcanın olmayan ablasına alınmış araba nerede? 19 maçta şike yapılmış manşetlerindeki 19 maç nerede? bütün sene şike yapmış fener iddiası var ama fenerli 3 kişi dışında 1 tane adam yok içeride bu nasıl iş bu nasıl şike?
savcı "5 maçın sonucunu önceden biliyorduk" dedi diye manşetler vardı. 3 ay sonra ben hiç bir zaman öyle bir şey söylemedim dedi. zamanında neden ben öyle demedim dememiş? hadi bunu geçelim. adam öyle bir şey demedi ise, neden yazıyorlar kimlr yazıyorlar.
belki güleceksiniz ama, bugün bu açıklamayı yapanların bu açıklamaları yapacak cesaretlerinin tek sebebi, adalet sadece ve sonuna kadar adalet isteyen fenerbahçe taraftarı. ilk günden beri suçluysak düşürün düşürmezseniz biz işi hallederiz diyen aziz yıldırım.
operasyon, tüm ahşiliği ile fener üzerine çullandı ama tsk nın bile hık diyemediklerine fener taraftarı karşı çıktı. sokaklara döküldük daak yedik gaz yedik ama çıktık. 3-5 bin çağulcu dediniz küçümsediniz ama biz yine de karşı durduk. olmayınca işler pamuklara sarıp cornu denilen adamı getirdiniz. aynı adamı bir ay sonra yalancı yaptınız.
sonra baktı operatorler en iyisi fener ile aziz yıldırımı ayıralım. aziz yıldırım ile el altında anlaşalım. fenere de ufak ceza verelim üstüne de bu sene şampiyonluğu fenere gerekirse verelim tadına dayandılar. ama aziz yıldırım orada da çocuğu koydu başkan adaylığını açıkladı. zulüme tamam demedi. biz de demedik. ama aynı yolun yolcusu olduğumuz sizlerden çektğimizi de ne boylu tasmalı medyadan çektik ne de operator ortağı tffden.
güzel rakip takım taraftarları, iki saniye düşünün lan, hakikaten nerede bu emenike görüntüleri diye. o yeter aslında.
bak biz ne diyoruz. kişiye özel yasa da istemiyoruz. 58ni maddenin değişmesini de istemiyoruz. değişmesini de kabul etmiyoruz. daha ne diyelim.
bir de üzerine tutturdunuz bi namus davasından vazgeçtiniz diye. aziz yıldırım da dedi, diğerleri de 2-3 kere söyledi. ülke menfaatleri için vazgeçtik diye. demekki ortada pazarlık var. neyin kafasındasınız.
biz bu maçlardan zevk alıyorduk. geçen sene her maçı izlerken ne hissettiğimi hatırlıyorum. şampiyonluğu kazandık.
trabzonlular diyorki ya bi takım 16 maç kazanır mı? kendileri de 15 kazanmışlar. biz geçen seneye göre acaip kan kaybettik. psikoloji ortada. bir sürü süper oyuncu çekti gitti. şampiyonluğun en büyük adayıyız. fener o kadar kötü bir takım değil işte. 16 maç kazanamasın. sonfb-gs maçına kadar her iki takımda hiç puan kaybetmese tüm fener ve galatasaray taraftarları biliyor ki biz orada şampiyon oluruz. ama önemli değil, bu sene galatasaray şampiyon olsun. biz bu sene çok çok daha büyük bir şey kazandık. biz bu sene zalime sevdamızı satmadık.
"TFF'nin aldığı son kararların ardından malum çevreler yaygara yapmaya başladıklarını görüyoruz. Kimse kusura bakmasın, bunlar Fenerbahçe ile spor sahalarında başa çıkamayacaklarını anlayanların beyhude çırpınışlarıdır. Savunma haklarına zerre kadar saygısı olmayanların son hezeyanlarıdır. Her gün kupa isteyerek kupa alabileceklerini sananların rüyalarıdır."
bu kapağın kralı olmuştur.
"ulan hepinizi tek tek sikiyoruz. daha konuşuyorsunuz bu kadar da yüzsüzlük olmaz be" ise yukardaki ayarın özetidir.
galatasaray ve trabzonspor yöneticilerinin aksine takım odaklı olan sorulara cevap verilmemiş dolayısıyla art niyetli cevap hiç verilmemiştir. yine galatasaray ve trabzonspor un tutumunun aksine bu takımların avrupaya gitmemesini istemek ya da istememekle ilgili hiç bir açıklama yapılmamıştır.
fenerbahçe'nin başarısızlığını kendi başarılarının önünde tutan takım yöneticileri örnek alsın.
bukalemunların hangi renge gireceğini şaşırmasına sebep olan açıklamalardır. bu yapılanları fenerbahçe camiası kesinlikle unutmayacak, bu konuda sesi çıkanlara da gerekli yaptırımlar uygulanacaktır.
not: petit demişti dersiniz. çok az kaldı bukalemunların bok rengini almasına.
--spoiler--
fenerbahçe 3 rakibin toplamından daha büyük bir ekonomiye sahip, borsa değeri daha fazla.
--spoiler--
bunlara var ya gülünmez bile, koskoca fb başkan vekili adamın cehaletine bak, 3 büyük kulübün toplmından daha büyük bir ekonomiymiş. bakın aslan kardeşlerim anlatayım size: sadece galatasaray dan 10 milyon avro fazla bir borsa değeri var fb nin o son yılllardaki şampiyonluklarına ve taraftarlarının her boka para harcamasına, kazanılan şampiyonlukla beraber gelen yan gelirlere rağmen sadece fark bu kadar.
4 yıldır şampiyonlar ligi, 3 yıldır şampiyonluk görmeyen, geçen sene küme düşme potasının üzerinde lig bitirmiş bir galatasaray dan sadece bu kadar küçük bir farkla öndeler, adam kalkmış hava atıyor, zırvalıyor. başarısızlıklarını speküle etmeye çalışıyor, helal devam edin siz babayı alırsınız bu gidişle.