Sandıktan çıkan her kimse saygı duydum. Ceketimi ilikledim. Milyonlarca insanın oyunu almış birini, fikri ne olursa olsun bu ülkeyi yönetme hakkı vardır diye düşündüm. iyi olanı, bu halk için doğru olanı hep alkışladım. Kimliğine, meşrebine, siyasi düşüncesine bakmadım...
ister Devlet Bahçeli ülkeyi yönetsin, ister Abdullah Gül, ister Bülent Arınç, ister Kemal Kılıçdaroğlu, ister Ali Babacan, ister Mehmet Şimşek......
Beni herkes yönetir ama bir tek kişi yönetemez...
Yolsuzluk yapan yönetemez...
Babamın oğlu olsa bile tek kuruşluk saygı duymam, duyamam...
O yüzden diyorum ki, hakkındaki yolsuzluk kayıtlarının yalan olduğunu ispatlayamayan Tayyip Erdoğana artık saygı duyamıyorum. Söylediği şeylere kulaklarımı tıkıyorum. Sesini duymaktan rahatsız oluyorum. Sandığı işaret etmesini hiç önemsemiyorum. Sandıktan değil yüzde 50, yüzde 80 oy bile alsa görüşüm değişmez...
Benim için Erdoğan, artık doğru şeyleri seslendirse bile yanlış kişidir...
Yok hükmündedir...
Keşke bildiklerim yalan olsaydı...
Keşke kandırılmış olsaydım...
Keşke o baba-oğul arasındaki konuşma kaydını duymasaydım...
Kusura bakmayın olur mu!..
Yazmasaydım, mesleğime ihanet ederdim...
Bu halk, farkında olanı da olmayanı da, yalanı, yolsuzluğu, hele hele bir işadamının parası için önüne yatan bakanları ve onları koruyanları da hak etmiyor.