geçen hafta muhteşem bir geri dönüş yapmasına rağmen sezon boyu oynadığımız futbola baktığımızda beni pek de şaşırtmayan bir maç olmuştur. eskişehirsporun kendi sahasında resmen ezdiği, ancak büyük şanssızlık sonucu yenemediği bir geceye sahne oldu. galatasaray adına söylenebilecek pek birşey yok açıkası ve schalke maçı arifesinde soru işaretlerimin devam etmesine neden olmuştur.
fatih terim i genelde beğenirim ama şu kurtarıcı rolüne soyundurduğu aydın yılmaz gibi adamlardan artık vazgeçse çok iyi olacak diye düşünüyorum. gerekirse 4-1-4-1 oynarız, ama sahada gerçekten formda adamlar olur, dangozlar değil. kadroyu tekrar yazayım:
maç sonunda yapılan protestoya anlam veremiyorum. sanki terim suçsuz günahsız yere 3 maç ceza aldı.
alınan bir puan çerçeveletilip duvara asılmalidir .
galatasarayımızın çok çok çok kötü oynadığı maç. fatih hoca bir türlü monte edemedi wesley ve drogbayı takıma. çalışan sistemin bozulmasında en büyük suç özellikle drogba transferini hocaya rağmen yapan yönetimde. wesley idare edilebilirdi takım içinde ancak pres yapamayan oyuncu drogba ile 3 e çıktı. büyük oyuncu seviniyoruz falan ama kaldıramayız biz hem drogba hem burak hem wesleyin oynamasını. pres yapmamız birinci şart. burak bu formla kesilmeyeceğine göre drogbanın yerine umutun oynayıp ileride basması daha mantıklı ve verimli olacaktır yoksa böyle sahamıza hapsoluruz.*
galatasaray ın 1 puan için çıktığı çok belli olan maçtır. arkadaş en zor deplasmanlardan birine gidiyorsun, 2 rakibin birbiriyle oynuyor, birine 6 birine 7 puan fark atmissin, yarın ki maçtan çıkacak her sonuç seni mutlu ediyor, niye kendini yorup heba edesin ki, mis gibi (şansın yardımıyla) 1 puanını almış..
eskişehirspor un maç boyunca doğru oyunla oynadığı ancak tehlikeli takım formuna sahip olmadığı için neticeye gidemediği, galatasaray ın ise, maçı seyrederek bitirme amaçlı bir görüntü verdiği müsabaka olmuştur.
1 - eskişehir in neden tehlikeli takım olmadığı hususu ; takımın, alper - erkan - hürriyet gibi topa ve oyuna hükmedebilecek seviyede merkez oyuncularına sahip olmasına karşın tehdit eden, caydırıcı bir hüviyeti barındırmadığı şeklinde açıklanabilir. kamara ve necati nin de orta saha özellikli dolayısıyla geri bildirimli hücum oyuncuları olduğunu söylersek, eskişehir in iğneleyici bir takım olmadığı ve dışarıdaki maçlarının oldukça zor geçeceğini belirtebiliriz. eskişehir in ihtiyacı olan forvet tipine lig havuzundan örnek verecek olursak, kasımpaşa lı uche, karabükspor lu lua lua ve ya gaziantep li cenk tipi bir santraforu işaret edebiliriz.
2 - amrabat ın, geleceğe yönelik bir proje olarak takıma katılmasının getirdiği heves ve galatasaray da hem kendisini hem takımı ileriye taşıması beklentileri yavaş yavaş geçerliliğini yitirmektedir. takım halinde hücum - bugünkü takım için söylenemez - yönetiminin bir parçası olma görüntüsü vermesi gerekirken bu işini aksatma derecesinde dahi yapamaması, gs için büyük handikap ve ilerleyen dönemlerde de sistem üzerinde radikal seçenekleri ortaya atabilir. amrabat ın verimsizliğine, savunmacısı olan hakan balta ve markajda boğulan sneijder in de katkı zafiyeti eklenince, diğer bölgelerle paralel şekilde oradan etkili olunamadı.
3 - hamit in, takım adına kanat emniyeti olduğu hemen hemen her maç tekrarlanmaktadır. klasik tabirle ileride top tutabilen, sağına soluna koşu imkanı yaratan, kendisinden fazla hücum bölgelerinde olur denen amrabat a göre dahi gol bölgelerine daha fazla sarkabilen bir hamit, mevcut kadroda tahtaya ilk yazılması gerekendir. bu maçta yer almayışı, takımı etkilemiştir.
4 - melo nun, vasatı bile göremeyen performansında ; ne mevcut fizik durumu, ne yediği baskı, ne de şansı rol oynamaktadır. bazı şeyleri mental olarak bitirdiği ve tekrardan kiralanmasıyla ciddi hata yapıldığı gözlemlenebilmektedir.
5 - galatasaray ın nadir ve çelimsiz geldiği bir iki yerde, burak ın, drogba nın hava topunu indirdiği yerde bulunamayışı ve pozisyonu zenginleştirme adına herhangi bir girişiminin olamaması, kanat oyuncusu burak mı yoksa drogba eksenli forvet oyuncusu burak mı sorusunu hatırlatmıştır. amrabat ın yerine daha fonksiyonlu ve orta alanda oynama becerisine sahip bir futbolcunun olmayışı, cevap olarak 2 .sorunun ilerleyen maçlarda verileceğini göstermektedir. şüphesiz, fatih terim in, burak ı mevcut bölgesinde oynatmaya devam edeceği görülmektedir.
6 - maç içinde galatasaray ın en iyi oyuncusu olan muslera nın, kamara nın ilk yarıdaki gol oldu denen pozisyonunda derslik bir şekilde açıyı kapatması, alper in, özellikle ilk yarıdaki pas dağıtımında oynadığı etkin rol ve fiziğinin düşmesine rağmen doğru yerlerde bulunarak maç genelinde takıma sağladığı katkı, diego nun istekli bindirmeleri ve bülent yıldırım ve yardımcılarının bir iki pozisyon dışındaki - necati ve riera nın ofsaytta olmamalarına karşın kalkan bayraklar gibi - yerinde kararları, maçta dikkati çeken noktalardı.
galatasarayın bizi 2010 - 2011 sezonuna götürdüğü maç olmuştur. ulan tamam beraberliği bende bekliyordum ama bu kadar da kötü bir oyunla değil. fatih terimin eksikliği hissettik.
1 puan kurtardığımız maç. rakip barcelona ya da madrid ti. yoksa bu kadar kötü oynamaz bu takım. takımdan bir kişi bile iyi oynamayı geçtim hırslı oynamaz mı ya?
galatasaray'ımızın futbola dair zerre hareket göstermeyerek bizi kahrettiği bir maç oldu. kadroyu da oyuncu değişikliklerini de anlamak mümkün değil. kaleye bir tane bile şutumuz olmadan, bir tane bile pozisyona girmeden maçı tamamlamak rezillikten başka bir şey değil. kalbura dönmediğimiz için çok şanslıyız. kesinlikle puanı haketmedik. eskişehir müthiş oynadı. galip de gelebilirdi. hakem kesinlikle rezildi, kötü niyetliydi. muslera, gökhan zan ve semih çok iyiydi. diğerleri resmen yürüdü.
sıkıldık mk. her hafta galatasaray kötü oynadı. galatasaray sezonun en etkisiz topunu oynadı.
her hafta aynı şey.
koskoca galatasaray takımı doldur boşalt oynar mı arkadaş. geçen hafta ordu maçında da aynısı oldu. ama bu sefer şanssızdık.
eskişehir harika oynadı. tebrik ederim.
fatih terim ne diyecek acaba.
dur tahmin edeyim: eskişehir gibi zor deplasmandan 1 puan almak iyi.