hatasız yazar. eleştirildiğinde, şakşakçıları her daim görev başındalar. eleştiriyi yapanın kafasını sultanahmet'in mihrabına vurmaktan çekinmezler. o'nu eleştirecekler akıllı olsun akıllı, herşeyin doğrusunu o bilir çünkü.
kayganlaştırıcı yazar. apış arasına sürüp işinizi bir güzel halledebiliyorsunuz. tek sorun her daim sizinle beraber olması. kuru kuruya gitmeyen durumların yardımcı erkek oyuncusu. dişi yazar.
türlü türlü mizansenler kurup, onların içinde yaşayan yazar.
mizansen
yolda kafası kapalı bir şekilde yürüyor. kafası açık birileri gelip, türbanıyla sokakta yürüyen kızı sille tokat tartaklamaya başlıyor. başından türbanını çıkartıp, boynuna doluyorlar, sonra da darağacı mahkemeleri kurup[bilen bilir] infaz ediyorlar
mizansen
bunu gören yazar; olaya ideolojik bir boyuttan bakmamayı tercih ediyor. çünkü ona göre bu idamı gerçekleştirenler mal. bu mahalle baskısı falan değil, sadece birileri kurdukları tiyatronun selameti için bu yola başvurmuş. yani türbanı savunmak için; ''bak kardeşim türbanlıya karşı nasıl bir zulüm var bu memlekette'' demek için, tezgah düzenlemiş, 40 akıllı da peşinden koşuyor.
mizansen
ortaokul talebesi bir kız yolda yürüyor. etek giydiğini gören şeriatçi bacaklarına kezzap atıp, kayıplara karışıyor. ''yeah man!'' nidaları eşliğinde; ''al sana mahalle baskısı işte'' çığlıkları atılıyor ortada.
mizansen
bunu gören yazar; dünyanın en gerizekalı adamının bile bu durumun yukarıdaki ilk tezgahtan bir farkı olmayacağının bilincinde olması gerektiğini savunuyor. ulan bu bakış açısıyla dünya üzerindeki herkesi karalar, herkesi herkesten nefret ettirip, birbirine düşman edebiliriz. bunu nasıl düşünmüyor bu millet anlamadım.
mizansen
atatürkçü bir adam var. 9 yaşındaki kıza tecavüz ediyor. birileri çıkıp ''al işte atatürkçülük bunu öngörüyor'' dediğinde buna itimat edecekmisiniz? eğer kurulan bu tezgahların tüzüklerine bu denli bağlıysanız, buna da inanmanız gerekecektir. ama biraz daha üst perdeden yaklaşırsanız olaya, ne idüğü belirsiz bir gerzeğin atatürkçülüğü ve o'nun manevi şahsiyetini zedelemek için böyle bir yapay gündem oluşturduğunun farkına varacaksınızdır. ama herkes inanmak istediğine inanır öyle değil mi?
ezik yazar. nick altını topic up yaparak, ilgi çekmeyi ve bu sayede grupta ön plana çıkarak, ganimeti toplamayı ilke edindi. bu durum kasıklarında şiddetli tepkimelere yol açıyor, mental mastürbasyon sonucu orgazm'ın doruklarına ulaşıyor. kendini kaşıyor.
nickin ne demek istediğini anlamayan ve bu başlığın altına yorum yaZmış olan yazarların salak mı ne olduğunu düşündüğüm bir anda, uuuup uzaklara dalıp gitmiş iken, birden bir beyin dürtmesiylen kendime geldim,... ne lan bu, yaklaşık bir buçuk dakika düşünmüş ve aklımda sayıların anlam yitirmesiyle sonuca ulaşmış ve kendimden salak bir sözlük yazarının olmadığı kanaatine varmışımdır.
çok yakınım, çok seviyorum yazarı. liseden sıra arkadaşım. osurunca çok pis kokutan yazar. yeri gelir övgüler düzerim, yeri geldiğinde de ağzının ortasını hedef alırım ayrı mesele. bizim tarzımız budur zaten diyelim ve geçiştirelim şimdilik. zaman çok şeylere gebe üstadım. selam ve sevgiyle.
ötükenli yazar. dişi kurt asena'nın ne idüğü belirsiz bir herif tarafından tacize uğradığına inanıyor. sonra da türkler meydana geliyor malumunuz. bu yüzden 301'den yargılanması an meselesi. ama kendisi masum bir güvercin. kafayı ırkçılıkla bozmuş zihniyetten o denli nefret ediyor ki; şayet rencide edilmesi/katledilmesi akabinde aydınlıklar karanlığa ulaşacak, kafataşçılık bu toprakları ilelebet terk edecek ve milliyetçilik denen ve sonucu kesinlikle faşizm olan nanenin köküne kibrit suyu dökülebilecekse son güvercin olmaktan çekinmeyecek yazar. sonra hepiniz 2 olacaksınız ama, ok?
türbanlı yazar. pusuya yatmş bekliyor. harward üniversitesi fizik bölümün'deki kaydını dondurmuş vaziyette. kafasındaki örtüye rağmen heinseberg'in belirsizlik ilkesi üzerinde ahkam kesebilmekte, schrödinger'in kedisini, içinde bulunduğu fanustaki tüp açıldığında akıbetinin ne olacağı hakkında birkaç önerisi olabiliyor. yine de -kafası örtülü olduğundan mıdır bilinmez- darwin'in doğal seçiliminin rastlantısal mutasyonun bir sonucu olduğuna inandıramıyorlar. zaten darwin'i daha kimse anlayamadı, kafası türbanlı 2'mi anlayacak onu allah aşkına?! yine de determinist takılmakta fayda var. en büyük fizikçi newton ona göre. elma seviyor bu yazar kesin.
putperest yazar. her yıl belli günlerde tapınmak için belli mekanlara gider. aslanların arasından geçer, parthenon misali sütunları geride bırakarak nihayete erer. tapınır, geri döner.
arada dilini tutamaması sebebiyle toplamda 17 gün(7+10) çaylaklık cezası yemiş yazardır. bu o'nun hakikatten geri kalacağı manasına gelmiyor tabi ki. öön beyin faaliyetlerinden gönüllü feragat edip de omurilik soğanlarıyla kainatın şifresini çözdüğünü iddia eden sözüm ona cühela(ki kendilerini aydınların piri zannederler) kesime hadlerini bildirme vazifesini (meydanda başka bir yiğidin olmaması nedeniyle) üstlenmiş yazardır. bu ne bir savaş, ne de birilerinin düşündüğü kadar karşıt görüştekileri önemsemesinden kaynaklanır. tek derdi okumadan, g.tünden sallamakta en ufak beis görmeyen seküler ve daha acıklısı terbiyesiz kesime layık oldukları üslup ile cevap verilmesi gerekliliğidir. bunun için; sözlük kurallarına bundan sonra daha fazla riayet edip daha yumuşak bir üslupla terbiyesizlerin kafalarını adeta süleymaniye camiinin mihrabına vuracaktır. üslubunun biraz daha yumuşayıp, açacağı yaraların biraz daha az kanayacak olması dahi bir lütuf onlar için! yatıp kalkıp, şükredin!
beyin kıvrımı seyrekliği erken tanısıyla haydarpaşa numuneye kaldırılan yazarlara geçmiş olsun diyen yazardır kendisi. ortalıkta cahilce atıp tutmaktan başka icraatı olmayıp, okuyup hayatı sorgulayan insanlara bok atmaktan geri durmayan ilim fukaralarına had bildirme misyonu üstlendi. hanedan soyundan falan da değil, icazeti turan dursun gibi babalardan copy-paste yaparak da almadı. okuyup, tefekkür etmenin kafi olduğu kanısında.
kurban bayramında pırasa keserek bütün hayvansever ve vejeteryan cenahı mutluluk göz yaşlarına boğacak yazardır kendisi. hayvan kesmek de neymiş öyle, 21. yy'dayız efendiler! oksidatif fosforilasyon neyimize yetmiyor?
5'e 5 katıp başını secdeden kaldırmayan yazar. 35 kere hac, 1012 kere umre yaptı. bayramlarda dahi sektirmeden oruç tutar. herkesin rızkını allah verir diyip, fakire yardım etmez, kimseye tebessüm etmez, ne de olsa namazla hallolur herşey. 34 tane fukaranın hacca gitmesine vesile olabilirdi ama ''fakirin ne işi var hac'da'' felsefesiyle gönlü bir hayli rahattır. mekke'ye vardı mı 10 yıldızlıdan aşağı otelde kalmaz, kabe'de namaz kılacağına kralın dairesinden kuşbakışı ibadet etmeyi tercih eder. insanlardan ne kadar yüksekte olursa o denli mübarek hisseder kendini.
