birilerinin atası. onlara özgür bir dünya bırakmak için çabaladı. her yere büstü dikildi, götü kalktı. babadan oğula geçen hanedanlığa karşı durdu, sarayda yaşadı. öldü, toprak dahi olamadı. 21.yy'ın ilk ve son mumyası olarak tarihe karıştı. o kalksın da siz yatın, uyarsa özelden mesaj atın.
birileri eksiliyor onu. bilmiyor ki; sikinin ucunda bile değil. bırak testisleri sikinde değil. mal mısın be adam o kadar vakit harcıyorsun. allah yardımcıları olsun seri eksicilerin! (gülücük efekti)
''herşeye rağmen ve de hiçbir şeyden dolayı mutluluk duymak ya da hüzne gark olmak'' bilincini yadsıyan bir ademoğlu. zira, hayatın amaç olduğu demde, onu araç olarak kullanmak insanın aklına gelmez. yaşamperver bir hale bürünen insanın sınırları yerçekimi yasalarına tabi olan dünya, olmadı en fazla basit kuantum karmaşasıyla haşır neşir olan evren ile kısıtlanır. bu da sonsuzluğa ulaşma kudreti olan hilafet makamı için, beyhude oyalanmaktan başka bir anlama gelmez. bununla birlikte, bütün hikaye burada anlatılmış olamaz. öte tarafa da birşeyler saklanmalı. başka bir algıyla çok daha fazla sırra vakıf olmayacak isek, bu aperatifin de pek bir manası kalmayacaktır. bu yüzden, yerkürede mutlu olup-olmamaktan birini seçmek zorunda değiliz. bu seçimi yadsımak, kainata kayıtsız kalmak değil, bilakis onun hakkında daha fazla tefekkürde bulunma yolunu açmakta.
yaşamaktan keyif alma durumu, toprağa girmeyi yadırgamaya evrildiğinde, insan üzerinde hak olan ödevden de feragat etmiş demektir. yaşamayı bir zaruret olarak gören kişi ise farklıdır. o, kendisine verilen rolü oynama telaşındadır. bu yüzden gülmesi de, üzülmesi de oyun olarak addettiği hayatın gereğidir. zira, bu tepkileriyle, oyunun içindeki sahnelerin hakkını vermeye çalışmaktadır. suflörü vicdanıdır, nefsi rolü unutması için uğraş verir. bu git-gel içinde mutlak bir konstantrasyon sağlamak durumundadır.
ancak yaşamayı gerçeklik olarak algılayan kişinin durumu yukarıdakinden farklıdır. o, ''bir kere gelinen hayatı, herşeyiyle yaşama'' telaşı içindedir. onun kahkahası da üzüntüsü hakikidir ve bunları rolün gereği olduğu için yapmaz. zira o, her dirhemi mutlak bir mizah barındıran oyunu oynamaktan vazgeçmiş, sanal bir gerçekliğe aldanmıştır. evet, dünyaya bir kere gelmiştir ve başka dünyalar, hikayeler, algılar ötesi bir amaç, bir kurgu yoktur onun için. bu yüzden dünya ona gerçek, rol yapanlara ise bir sahneden ibaret haldedir. ölmek, tek gerçeğinin sona ermesidir. gerçekliği ötelerde arayanlar için ise hikaye, toprağa girdikten sonra başlamaktadır.
bir kardio vasküler cerrah, ssk kuyruğunda bir hasta, rekonstrüktif müdahale edilmesi gereken bir yara, doktora veren hemşire, tıp bayramında mesai yapan bir deva.
cehennemde yaşamakta idi. birgün onu davet ettiler. gittiği yerin cennet olduğunu anladı. teklif ettiler; ''bizimle kal bundan sonra!'' kabul etti. bunun üzerine; tekrar geri gönderdiler. bir baktı ki; her yer cennet, amenna dedi. mekanı cennet oldu bundan sonra.
endülüs'ten kaçan bir musevi, çölde bir vaha, sivas'ta yakılan bir bağlama üstadı, cihangir'de bir travesti, 3 yaşında cinsel istismara uğramış gözü yaşlı bir emrah, laik-ulusalcı-neonazi kırması bir nefer!
on beş günlük talihsiz cezanın ardından tekrar sahalara dönmüş yazar. bundan sonra daha çok yazacak, daha popüler olacak. fanlarını yalnız bırakmayacak bir daha!
çoook uzaklarda 2 ile bölünenleri olduğu düşünülüyor. ama biz onları görmeden iman etmek zorundayız. zira, bizim hiçbir teknolojik gelişimimiz onlara ulaşmaya yetmeyecek. ben diyim sentilyon siz diyin okdesilyon. uzayıp gidiyor mna kodumun sayıları.