beklenti cok yuksek ve bu futbolculara yansiyacaktir.
umarim gol yemeden guzel oyuna baslariz, zira son yillarda takim farketmeksizin ne zaman iyi bi takimimiz favori gibi gozuktugu boyle onemli bi maca cikarsa sikinti yasiyoruz.
fatih hocam, bu baskiyi unuttur takima bak gor nasil oynuyorlar.
galatasaray 2012-2013 sezonunda şampiyonlar ligi h grubu'ndaki 2. maçı.
skor tahmini falan yapmayacağım, kazanılıp/kazanılmaması çok umrumda da değil. biz şiir gibi futbol oynayacağız, önemli olan da bu zaten. uzun zaman sonra galatasaray bu sezon seyirlik futbol oynuyor. aslında derdim bu da değil. Bayram sabahına uyanmış çocuk mutluluğu var üzerimde. hani bayram öncesi yeni elbiseler ve ayakkabılar alınırdı ya, hatta bayramdan bir gece önce onlara sarılıp uyunurdu ya, öyle bir heyecan var işte. gece kırmızı formamı ütüleyip baş ucuma koydum akşamki bayrama hazırlık yapar gibi. futbol bu yüzden güzel!
galatasarayın yenemeyeceği maç olacaktır. braga'yı küçümseyenleri maç bitiminde beklerim. yok cimbom yener atarsa beni beklemeyin odamda ağlıyor olacağım.
galatasaray'ın büyük pompalanacağı ve ortalığın karışacağı maç, kavgalar olabilir, Fatih terim çılgın işlere imza atabilir ama her halükarda çatır çatır koyacaklar cimboma.
cimbombomun klasik parçalı forma, beyaz şort, kırmızı konç ile sahaya çıkacağı maçtır.
sakat olan hamit'in yerine engin baytar'ın oynaması çok süpriz olmaz açıkçası. solda da amrabat oynar, ileride umut - burak ikilisi olacaktır. defans'ta ise stoperde semih - danny ikilisine görev verecektir sinyor terim.
melo'nun artık bir an önce eski formuna kavuşması gerek, zira onun performansı bu tip üst düzey maçlarda haliyle selçuk inan'ı da etkiliyor. dolayısıyla melo'nun eski ritmine bu maç kavuşacağını düşünüyorum.
tabi uzun aradan sonra kendi sahamızda şampiyonlar ligi maçına çıkacağımız için taraftarımız çok istekli, inanılmaz bir atmosfer olacağı kesin, tabi bir kez daha ikaz etmekte fayda var, lütfen kırmızı, kıpkırmızı olalım!
sonuç her ne olursa olsun imparatorumuza ve o'nun aslanlarına güvenimiz sonsuz, yeterki savaşsınlar, mücadele etsinler, dimdik, galatasaray'a ve galatasaraylılara yakışır oynasınlar, başka bir şey istemeyiz.
bu akşam üzerimdeki kırmızı formamla tt arena'da seyredeceğim maçtır. tabiki de içimizden geçen tek bir sonuç var, galibiyet.
ama yenilir ya da berabere kalırsak da; tt arena'nın o çıkış izdihamı ve zahmetli eve dönüş yolunda bile "ben bu takımı neden bu kadar içten seviyorum?" sorusuyla kendimi oyalayabilirim sanırım.
şaka bir yana, bu maç aydın'ın ilk 11 maçı değil hocam. aman ha! bak çocuğa güvendim, yeniden kazandım, tribünlerle barıştırdım diyorsun falan eyvallah. at 2. golü, al aydın'ı oyuna. ondan önce baskı yapacaksın, alan daralacak. aydın kaybolur gider, sana da maça da aydın'a da yazık olur.
ayrıca ne olur ilk 15 dakika rahat bırak takımı. muslera dahil (lafın gelişi) uygun pozisyon bulan vursun kaleye. gol olmazsa da çok erken sindirirsin rakibi. tribünleri çıldırtırsın, tempoyu braga'nın istemeyeceği oranda yükseltirsin.
melo'yu biraz daha öne sal. selçuk, uzak pasları daha rahat ve etkili atıyor. kısa pas ve dar alanda çok da efektif değil. melo'yu biraz öne salarsan, selçuk'a perde olabilir ve geriden rahat top kullanabilir. şut tercihlerinde ise melo'dan daha çok selçuk'u kullanmalıyız.
hem emre çolak, hem de amrabat, kanat akınlarında çizgiden daha çok yaya doğru hareketlenir ve ver kaç denerlerse oradan bir şey çıkar gibi.