geçen inter maçında star televizyonunun, uludağ sözlükteki maç yorumlarını okuduğunu düşünüyorum. bugunkü spiker belli klişeleri bile kullanırken çekindi, şöle de bi laf vardır, gibisinden laflar etti.
korkmayın yemez yahu, böle olunca da hiç çekilmiyo , diğerinde en azından gülüyoduk.
maçın adamı için: (bkz: kezman)
ciddiyim. herif gerçekten çabalamkta ve elinden geldiği kadar mücadele etmektedir.
alex kendisine pas vermemek için kendi etrafında iki tur atıp pas verecek başka futbolcu aramaktadır.
hem tek başına forvet oynamakta hemde pas almamaktadır.
yinede hiç yılmadan moralini bozmadan mücadele etmiştir.
ayrıca: fenerden ayrıldığı zaman ne kadar büyük futbolcu olduğunu anlayacaklar.
iki takımın da birbirine goller sunduğu maç olmuştur. "fener şanslıydı, cska moskova'nın hareketli forveti olsa farklı olurdu" şeklinde bir düşünceye sahip olanların maçı nereleriyle izledikleri merak konusudur. cska'nın edu'nun al da at dediği ilk golü mü, yoksa yine edu'nun penaltıyla sunduğu ikinci golü mü çok iyi hazırlanmış, organize bir atakla atılmıştır?
Deivid'in şutunu yiyen cska'nın kötü (!) kalecisi, hemen bir pozisyon önce kalede adeta uzamıştır; fakat olaya kendi gözlüklerinden bakanlar fenerin golünü şansa, cska'nın atamadıklarını ise becerisizliklerine bağlayarak kötü niyetlerini adeta kusmuşlardır.
Sonuç olarak; Fenerbahçe iyi oynamamıştır fakat yine aynı şekilde cska da iyi oynamamış, galibiyeti hak etmemiştir. Sonucun şans oranlarıyla değerlendirilmesi oldukça yanlış ve taraflıdır. Değerlendirme yaparken en azından tarafsız olmaya çalışılmalı, ele yüze bulaştırılmamalıdır.
hurriyet' in web sayfasındaki maç fotoğraflarına bakıyorum da gözüken tek türk deniz. o da almancı. maç kimle kim arasında yapıldı yav? cska moskova - brezilya herhalde.
fenerbahçe' nin topu asla şişirmeyerek, rastgele kullanmayarak, gücünü ekonomik kullanarak ve alan savunmasını gücünü ekonomik kullanıp yaparak kazanmayı hakettiği, ancak berabere kaldığı maç olmuştur.
pozisyonla alakası olmayan bir anda edu dracena' nın bir anlık dalgınlığı cska moskova' ya beraberliği getirdi, sonrasında hatanın etkisinde kalan edu bir hata daha yapınca fenerbahçe malesef penaltıdan golü yedi. buna rağmen fenerbahçe oyun disiplininden asla kopmadı. yasin çakmak, gökhan gönül ve colin kazım richards' ın oyuna girdikten sonra takıma bir enerji kattığı açık. özellikle oyuna kattıkları göz önüne alınırsa, savunmanın sağ kanadı için transfer edilen gökhan gönül' ün, değişik mevkilerde, tecrübe kazandıkça rahatlıkla oynayabileceği söylenebilir. alex de souza ve deivid de souza' nın golleri ise, hakettiği galibiyeti, ancak gol attıktan sonra etkili olabilen ruslar karşısında, alamayan fenerbahçe' nin ve futbolu gerçekten sevenlerin tesellisi oldu. mateja kezman ise çok çalışmasına rağmen yine gol noktalarında etkisiz kaldı.
bir futbolcunun ilk yarıda kusursuz oynamasına, ikinci yarıda kendi kalesine 2 gol atmasına sebep olan maç.
evet tahmin ettiniz... edu.
bir futbolcunun dramı.
fenerbahcemin zorlu bir moskova deplasmanindan 1 puanla dondugu mac. bazi galatasaraylilara fena girmis olsa da , fair play ruhuna sahip , avrupada destekcimiz olan galatasaray taraftarlarini hic bir seye degismedigimiz mac olmustur. onlar kendilerini bilmektedir , onlari cok sevdigimizi de bilmektedir. digerlerinin cani cehenneme. onlar gozumuzde vatan haini boyutunda nasil olsa.
ocak ayında başlayacak transfer sezonunda fenerbahçenin yeni yabancı transferlerine yol açacak karşılaşma olmuştur ayrıca. gidecekler arasında favorıler mateja kezman ve stephan appiah, plase edu dracena.
edu ve deniz barış'ın çıldırttığı, saç baş yoldurduğu maçtır.
Fenerbahçe defansı sağlamlaştırdığı takdirde bütün avrupa şampiyonu klüplere kök söktürecek bir takım oldu artık. Şu saatten sonra kendisinden şampiyonluklar bekliyoruz.
Bize güzel bir maç seyrettirdikleri için, takım oyuncularına, yöneticilere, desteklerini esirgemeyen seyircilere ve türk hava kurumuna teşekkürü bir borç biliyoruz.
moskova galatasaray derneği mensuplarının tribünlerde, hem türkçe hem rusça olarak "moskovalı aslanlar cska'ya başarılar diler" yazılı bir pankart açtığı maçtır.
hadi kendi ülkenin takımının kazanmasını istemiyorsun, hiç işin gücün yok mu pankart yaptırıp para verip stada geliyorsun. yoksa pankartta da dile getirdiğin gibi hakikaten moskovalı mı oldun, anlamadık.
dün yazdıklarımı bi tarafıma sokan maç oldu. iyiki de oldu.
hatta ve hatta deplasmanda oynayan bi takımın göstereceği standart performansın çok üstünde bi oyun çıkarttı fb. son dakikalarda gelen gol ile bi puan almış gibi görünse de fb, bence 1 puanı daha da doğrusu götü kurtaran takım cska olmuştur. bunun ne fb lilikle ne de başka bişeyle alakası yok.
edu'ya bile öyle büyük 2 hataya rağmen kızamıyo insan. sonuçta defans oyuncusunun her zaman böyle boktan anlar yaşaması doğaldır. kalecilerin de forvet oyuncularının da yaşadığı gibi.
ben şimdiye kadar bi türk takımının şamp. liginde ilk 2 hafta sonunda lider olduğunu hatırlamıyorum. belki gs olmuştur. kesin konuşmayayım. gerçek olan; fenerbahçe'nin son 2 haftadır türk futbolu için çok önemli işler yaptığı.
bi türk futbolsever olarak da bu gece de mesela delgado'nun devid'in inter'e çaktığı gibi porto ağlarını öpmesini istiyoruz.
ikinci yarıda oyuna giren yasin'in göze girdiği maçtır. geride çok güzel oyun kurarak takımına önemli katkılarda bulunmuştur. bu arada zuhaha, puhaa diye gülen arkadaşları bu gece ve yarın gece göreceğizdir, fenerbahçem liderdir.
fenerbahçe'nin her avrupa maçı öncesinde yazılan en az 3 yer, 5-0 biter gibi entrylerin tümünü maç sonunda burda keyifle okuma hakkına sahibiz sanırım.
maç öncesinde fener -şöyle yenilir, böyle yenilir- yazmış bir yazarın maç sonunda o entryi bir an önce silmek için yaşadığı koşuşturmayı düşündükçe çok keyifleniyorum be sözlük.
şunu bir kenana not edin fenerbahçe bu sene kimle oynarsa oynasın beklentilerinizi karşılamayacak. yenilecektir muhakkak. elenecek de. ama yine de kora kor, başa baş mücadele etmiş olacaktır.
bu maç sonunda tablo şudur, istanbul'da cska ve psv'yi yenersek, diğer maçlar ne olursa olsun gruptan lider olarak çıkmamız içten bile değil.
en kötü ihtimalle burda cska'ya yenilmezsek, diğer tüm maçları bile kaybetsek uefa kupasına katılırız.
fenerbahçe'nin, istanbul'daki inter'den daha sağlam bir rakiple oynadığı maçtır. ayrıca fenerbahçe'nin deplasmanda oynadığı maçtır. ayrıca fenerbahçe'nin bu yılki defansının karşılaştığı en fantastik forvetlerle mücadele ettiği maçtır. tüm bunlara rağmen fenerbahçe paşalar gibi topunu oynamış gollerini atmıştır. kezman ve deniz biraz daha ayaklarında top tutabilseler galip gelmenin işten bile olmadığı bir maç olmuştur. edu gayet iyi bir defans oyuncusudur. iki gol de edu'nun hatası değildir. ilk golde, eyvallah, edu hatalıdır ama penatlı kısmında hatadan en küçük pay düşer edu'ya. wagner gibi delişmen forvet ayağında topla ceza sahasının içindeyse ve yüzü de kaleye dönükse allah ne verdiyse yatarsınız ayağına. o adam ve top oraya gelene kadar ikisinden birini kesemeyenler hatalı değil de edu mu hatalı? ayrıca hatadır olur, problem değil. yenilsek de problem değildi. biz ki inter'i yenebiliyoruz, iki sene öncesinin uefa şampiyonunu kendi evinde bu şekle sokuyoruz (allah aşkına peşpeşe 6 tane kornet[arkadaş imla hatası olmuş ama düzeltesim gelmedi vallahi, kornet atmak süper bir imge değil midir a dostlar, keşke biri bana da kornet atsa:) atmak, adam dövmek değil midir?), ben fenerbahçe'den memnun kalırım. ayrıca evet eksikler vardır, kezman yeterli değildir, deniz yer yer aksamaktadır ama gördük ki bu adamlar değişmez değildir. gökhan ve yasin'in gelecek için bize umut verdiğini kim inkar edebilir ki? çıktılar, belki de ilk şampiyonlar ligi maçlarında aslan gibi oynadılar, ben de zevkle (bi ara yusuf yusufla, ki futbolun zevki biraz da o korkudur bence) izledim. ayrıca, sezon başında, "roberto carlos o kadar para eder mi" diye retorik soru soran arkadaşlar, her hafta roberto abi'den aldıkları ayarlarla mutludurlar umarım.
