Gençliğimi cocuklumu hatırlıyorum o bok kokan dereler gecekondular cikita muz alınca zengin sayildin evine et girenin zengin sayildi 4 5 kişi çalışarak gecekondu bile zor kiraladin o zamanlar ahh ahh ülke şuanda level atladı ama 18 yaşında sıpa çıkmış hükümet istifa enflasyon felan naraları atıyor laik yaa yediremiyor kendine Müslüman bı liderin ülkeyi iletletmesi onun için tek sorun bu yoksa evde bal borekle beslendini herkez biliyor yokluk çektikten değil .
1980-1990 yılları arasındaki liberalizasyon politikaları nedeniyledir.
Bu politika nedeniyle dövizin ülkeye girişi ve kamu dahil borçlanma kolaylaşır. o dönemlerde süleyman demirel-turgut özal gibi isimler hükümet kurmuştur.
1994'e gelince kamu içi borçlanma ciddi seviyeye ulaşır. bu dönemde merkez bankası avans vererek karşılıksız para basmaya başlayınca herkes parayı dövize çevirir. enflasyon patlar.
eleştirmek amaçlı söylemiyorum ama dikkat ederseniz süleyman demirel ve turgut özal sağ ya da merkez sağdır. 1994 ile ilgili bir şey ima etmek istiyorsanız etmeyin bence.
işsizlik yoksa, tüfe-üfe dengeliyse, insanlar hayatlarını normal yaşıyorsa sorun olmaz. bakın mesela üçlü koalisyon krizi bundan daha kötüydü. akpnin krizi de bence daha kötü idi.
ancak gelin görün ki bu hükümetin abisi, babası 1-2 sene sonra o enflasyon karşısında şöyle bir şey yapmıştı:
26 Haziran 1996’da Refah-Yol kabinesini kurar kurmaz 1 Temmuz'da işe memura yüzde 50 zam yaparak başlayan 54. hükümetin başbakanı Necmettin Erbakan, daha sonraki 6. ayda yüzde 30 ve yüzde 25 zam yaparak o zamanki durumda 100 TL alan bir memur 257 TL maaş sağlamıştı. Ayrıca ilk defa Eşel-Mobil sistemi getirilerek, memur ve işçilerin maaş zamları otomatiğe bağlanmış ve onların enflasyon nispetinde maaşları otomatik olarak zamlanmıştır. O yıl enflasyon oranı %65 olarak gerçekleşmişti. Buna göre memurun alım gücü %37,5 kadar artırılmıştı.
şimdi hangi enflasyona ne yapıldı? ancak enflasyon verileri saklanarak %5-%10 arası emekliye dilenci muamelesi yapıldı.
geçiniz.
80 darbesinin sonuçlarını ödedi bu millet 90'larda.
cuntalarla türk solunu indiren, tüm refleksleri alınmış bir toplum o senelerde az bile şeyler yaşadı..
%152 dir %125 olsa duramazsın.
Bugune kadar tayyib in ağzindan çiller ekonomiyi şöyle mahvetti böyle mahfetti gibi bir soz duydunuzmu.
Duyamazsiniz agababaları cunkü.
daha da fazlaydı, latin amerika tipi enflasyon vardı. insanlar dandik bir esnaf lokantasında yemek söylediğinde, yemek gelmeden hesabı ödemek zorunda kalıyorlardı, çünkü yemek yerken bile yükselen enflasyon yüzünden fiyat değişebiliyordu.
eskiden zamlar genellikle şöyleydi. bülent ecevit anlatsın oranları kafanızda canlandırırsınız belki:
O günlerden bu günlere tek fark Türkiye istatistik kurumuna o zamanlar müdahale edilmemesiydi. Yoksa şimdi enflasyonun %13 açıklanmasına kargalar bile gülüyor da bakmayın insanlar korkudan sesini çıkaramıyor.
enflasyonun yüksek olması elbette devletlerin ekonomik anlamda sıkıntı yaşadığını gösterir. lakin devletin ekonomik zorluklarını sadece enflasyon göstermez. işsizlik, enflasyonla doğru orantılı artmayan maaşlar, stagflasyonlar, iç piyasadaki durgunluk gibi etkenler ülkenin yaşadığı zorluğu gösterir.
o yıllarda enflasyon yüksekti, hatta devalasyon da yaşanmıştı ancak işsizlikte artış olmamıştı. iç piyasa aynı hızda hareketli olmaya devam etmişti. devlet döviz kurunu piyasaya bırakarak çok cesur bir adım atmıştı, ilk anda dolar ve mark gibi dövizler ikiye katlanmıştı ancak beraberinde ekonomi de aynı hızda ilerlemişti. piyasalar neredeyse hiç etkilenmemişti.
şimdi bakıyoruz, döviz adeta uçuyor, reel enflasyon % 40'ın üstünde, halkın alım gücü yerlerde. bulunduğum sektörde bir çalışanın maaşı 3 yıl önce 5 bin tl idi, şu an maks 6 bin tl türkiye'de. ama 3 yıl içinde reel enflasyonu baz alırsak 5 bin tl olan maaşın bugün 12-13 bin tl'den aşağı olmaması gerek. artan vergi yükleri de cabası.
işsizlik ülkeyi aşmış gitmiş, piyasalar çekirge kavurur seviyeye gelmiş, vergiler maaşın yarısından fazlasını götürüyor, çalışanın maaşı reel enflasyonun altında ezilmiş, stagflasyon ciddi ciddi hissedilir seviyede. biz batmışız. tek mantıklı açıklama bu.