Sınırdan katıldığım nesildir ama sanıldığı üzere çocukluğum yeni, enteresan çizgi filmlerle, teknolojiyle değil mahalle maçları, bilye, atari, mahalle bakkalı, leblebi tozu, meybuz gibilerini görerek geçmiştir. Tam yetişemesem de o dönemde bir iki çizgi roman elime geçerdi. Mario, tank gibi oyunları atariden oynardık. Kasetler çalışmaz, üfleyince düzeleceğini sanırdık. Hoş zamanlardı. Hemen damga vurmayın o kuşağa.
gazoz kapağı, bilye, taso ve oyuncu kartlarıyla oynamamış bir nesil doğsa ne olur, yaşasa ne kazanır? "çocukluk" denen o muhteşem duyguyu kesinlikle yaşamamış olan nesildir.
zekalarını nadasa bırakan bildiğimiz embesil nesildir. hoş, şimdiki evebeynler çocuklarının gerizekalı olmasına büyük katkı sağlıyorlar o da ayrı bi konu.
1994-1998 ne lan? araba modeli gibi geliyor bana. 1998 model opel astra olur, çocuk olmaz...
edit:şaka bir yana her nesil kendini efsane zanneder ama yoktur öyle bir durum. efsane ortamlar, arkadaşlıklar, yaşanmışlıklar olur. sizden eskiler kendilerini efsane addeder, sorsan; "radyosyonlu fındık yedik" derler. radyosyonlu fındıkla efsane mi olunur amk?
90dan sonra doğum olması zaten başlı başına ilginç bir durumdur. şöyle bakıyorumda cidden efsanelerdir, bu kadar cahil ve umursamaz bir nesil daha gelir mi bilinmez. illa ki istisnalar vardır fakat genelleme yapmaktan çekinmeyeceğim bir konudur.