Ben sanırım biraz dramatik bir insanım. kar kış kıyamet denince aklıma sokak hayvanları sokaklarda yaşayan ısınıcak durum olmayan insanlar geliyor istemsizce bir vicdan azabı yaşıyorum.
Peki o yıl istanbul'da neler yaşanmıştı? işte gazetelerin "Beyaz Felç" manşeti ile duyurduğu, telefonların, elektriklerin, suların kesildiği; ulaşımın durduğu, okulların neredeyse iki hafta tatil olduğu 1987 Martı ...
Doğduğum yıl yaşanan kış. Annemin anlattığından bildiğim kadarıyla dedem evlerine kardan merdiven yapmış.
bu yüzden olsa gerek, kış mevsimini özellikle karlı havayı, üşümeyi seviyorum.
5 yaşında bir çocuktum, boyumuzdan büyük kardan adam yapmıştık, hayatımın en eğlenceli kışıydı. istanbul'da yaşadığım diğer 14 sene boyunca o kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum.
Okullar tatil edilmemişti diyen ironi yapiyor herhalde.
1 ay okula gidemedik.
Hatta okullar acıldıgı zaman sonradan derslerden geri kalindigi icin teneffus sureleri kisaltılmıstı.
Annem o kar kış kıyamette ankarada, kuzeni de istanbulda işe gidermiş.
Kuzeni tütün fabrikasında çalıştığından çoğu zaman erken gidip geç dönmek artı üç taşıt kullanmak zorunda kalıyormuş. Heyhat..
efsane idi. haftalarca yağan kar yüzünden istanbul felç olmuş, hayat neredeyse durmuştu. daha dün gibi aklımda, tek katlı evlerin yüksekliğinde idi kar kalınlığı.
iş makineleri ana yolları açmış, ara sokaklar da ulaşım pek mümkün değildi. gerçi açılan ana arterlerde devam eden kar yağışı münasebetiyle kısa sürede tekrar kapanıyordu ya neyse!
o zamanki adıyla şampiyon kulüpler kupası çeyrek finali maçında, beşiktaş dinamo kiev karşılaşması olumsuz hava şartlarından dolayı 3 kere ertelenip izmir'de oynanmak zorunda kalmıştı.
keşke içinde bulunsaydım diye iç geçirdiğim, babamların anlattığına göre evden çıkmanın deli işi olduğu dönemlermiş. olum düşünsene kar o kadar çok yağıyor ki eve kapalı kalıyorsun, yakacak yok, elektrik yok, telefon yok. süper.