o günü aklım yeterek yaşayan biri olarak söyleyebilirim ki 80 öncesi ülkenin içinde bulunduğu durumun , ölüm korkusunun, siyasetçilerin kısır çekişmelerinin ve kıtlığın insanların gelecek umudunu yok etmişken (en kötü demokrasinin en iyi darbeden iyi olduğunu düşünen biriyim) darbe sonrası ölüm korkusunun bitmesi ve ortalığın bir nebze olsun sakinleşmesi neticesin de ortaya çıkan durumdur.şimdi bazılarımız diyebilir ki darbe oldu şu oldu bu oldu. evet bütün dedikleriniz oldu da tek derdi yaşamak yani ölmemek ve aç kalmamak olan eğitim seviyesi , kültür seviyesi her şeyin başında demokrasi kültürü olmayan bir halkın bu olaylar çok da umrunda olmadı. ha şunu da unutmamk lazım bu millet askerini sever ama dediğini yapmaz.
(bkz: 1960 askeri darbesi ve 1961 genel seçimleri)
(bkz: 1980askeri darbesi ve 1983 genel seçimleri).
Edit: imla
zar kalınlığındaki zarflara konulan oy pusulaları, sandık başında bekleyen subaylar kontrolünde oy kullanılması vb. sebeplerden gayet normal karşılanan durumdur. ama geri kalan yüzde 9 luk kısmı da tebrik etmek lazım cesaretin dibine vurmuşlar.
o dönemde, ülke'de ne kadar gerçekleri söyleyen, gerçek vatansever varsa sündürdükleri için, geriye kalanlar cehaletlerinden ve postal korkusundan böyle bir sonuç çıkmasına sebep olmuşlardır.
şeffaf zarf kurbanı olması hir bir şeyi değiştirmeyecek olan halktır. hayır diyen kesim kapalı zarfla mı hayır dedi? cesaret, göt ve akıl olduktan sonra bi bok olmaz.
her türlü işkence ve baskıya rağmen evet demeyen 8% lik kısmı da,
bir an önce bu şerefsizler hayatımızdan çıksın gitsin ve memleket normale dönsün diye oy veren 92% içinde ki çoğunluğu da kutlarım.
dipnot : hayır oyu mavi ve evet oyu beyazdı. beyaz zarf içinde hayır oyu verenler tepit edildi. pek çoğu da soruşturmaya uğradı.
şeffaf zarfların kurbanıdır bu halk. 12 eylül referandumunda oy pusulasının kullanıldığı zarf şeffafa yakın denecek kadar içini gösteriyordu. bilmem anlatabildim mi?
alternatifi konmamış bir seçeneği oylamak zorunda bırakılmış halktır. oylamada hem anayasa, hem kenan evren'in devlet başkanı olup olmaması oylanmıştır. izin verilen başka bir devlet başkanı adayı yoktur. oylanan anayasanın hazırlanmasına halkın herhangi bir dahli yoktur. ortada alternatif bir anayasa taslağı olmasına fırsat tanınmamıştır. "hayır" oyu çıkarsa ortadaki seçeneğin cunta yönetiminin bütün baskısıyla sürmesi olacağı ve demokrasiye dönüş olmayacağı yönünde aba altından sopa gösterilmiştir. elbette ki bütün bunlara rağmen % 91 oy oranı yine de nahoştur, ama bir de oylama yapılırken ortada olan (daha doğrusu olmayan) seçenekler açısından olayı düşünmek gerekir.
insanın gözünü siyaset bürümeye görsün, hem gözünü hem aklını felce sokar.
Adamın biri, özetle, 'türk hakkı 1982 yılında anayasaya %91 destek vermiş, aynı halk, yani aynı kafa şimdi yeni anayasaya evet diyor' demiş.
28 yıl önceki halkla şimdikini bir tutan,
içeriğe dair hiç bir bilgisi olmayan, hatta referanduma giden değişikliklerin yolunu açacağı yeni anayasa ile bir darbe anayasasını denk gören bir kişi veya üyesi olduğu topluluk ciddiye almak şöyle dursun rakı sofrasında muhabbet konusu bile olmaya layık değildir.
Referandumun iki ucu vardır
1. Referanduma 'evet' der, halk idaresini seçer, rejim olarak demokrasiyi özümsersin
2. Referanduma 'hayır' der, kast sistemi gibi işleyen bazı kurumların seni yönetmesini seçer, demokrasiye sırtını dönersin.
sıkıyorsa destekleme denilen anayasa oylamasıdır.. %91 ile evet denilmiştir, evrenin cumhurbaşkanı olmasına.. çünkü aynı zamanda cumhurbaşkanı evren olsun mu nun referandumudur bu.
1961 anayasası da aynı koşullarda olmasa da askeri darbe sonucunda anayasa komisyonuna hazırlatılmıştı. oylamaya sunulurken halkın kabul etmemesi durumunda mevcut anayasanın ya değiştirileceği ya da yeni baştan bir anayasa hazırlanacağı belirtilmiştir. 1982 anayasası hazırlanırken daha az demokratik bir ortam yaratılmış ve oylama sonucunun ne olacağı belirtilmemiştir. askeri yönetimin baskısında sıkılan ve yönetme hakkının bir oldu bittiyle elinden alınacağını düşünen halk mevcut durumdan kurtulmak için evet deme yoluna gitmiştir.