ilkokul dörtteydim. darbe sonrası dönem. memleket, askeri idare ile yönetiliyordu. okul kantininde çamlıca gazozu ve simit satılırdı. Lüks olan açma ve çamlıca vişne idi. O dönem denize girilebilen istanbul'da nüfus 3 milyon civarındaydı. Şehirde sahil yolları yoktu. Mütevazi plajlar vardı o yolların yerinde. Hiçbir yerde kaliteli ürün satılmazdı. Millet yabancı sigara, kot pantolon ve converse ayakkabıya hasretti. Bu hasret giderildiğinde müthiş bir tatmin yaşanırdı. Yılın garip olaylarından biri Ankaragücü gibi bir mütevazi bir takımın Türkiye Kupası'nı kazanması ve Kenan Evren'in talimatıyla birinci lige alınmasıydı. 1981, rengi soluk bir yıl gibi, ben de bir iz bırakmamış.
Ruhlar aleminde dünya seferinu bekleyen güruhun arasında bulunduğum sene. Zira o sene Muhterem peder bey hazretlerimin göz nurundan valideciğime değen bir nazar bile değildim. Seneye bu zamanlar sular ülkesinde bir vav harfi olacağım. Nasip ve mukadderat.
bu sene 30 yaşına gelmiş hatunların doğum tarihi. hey gidi... yaşlandılar mı diyim ne diyim... düne kadar el bebek gül bebek dimi ama... yakında anane olabilirler.