askerlerin emriyle yapılmış olmasına rağmen bazı anlama özürlülerce halen en özgürlükçü anayasa olarak kabul edilen anayasadır. yürütme yargının oyuncağı haline getirilmiştir bu anayasayla. senato sistemine geçilerek üstünler hukuku uygulaması başlamıştır bu anayasa sayesinde. e tabi tarihi cumhuriyet gazetesi eklerinden öğrenince en özgürlükçü anayasa olarak görülmesi de pek anormal sayılmaz.
anayasa hukukçuları tarafından 20.yüzyıl da yapılan en demokratik beş anayasadan biri olarak kabul edilir.anayasa yargısını tesis eden ilk anayasamızdır.
darbe anayasası olduğu için meşruiyet sorunu vardır. sol kesim anayasa çalışmalarına alınırken diğer taraflar alınmamıştır.
edit:tanım genişletme çalışması.uyarı için 80 sonrası genc'e teşekkürler.
anayasının yapım sürecinde kurucu meclisin sivil kanadı olan temsilciler meclisinde chp, ckmp ve kooptasyon la gelen temsilcilere yer verilmiştir. halkoyuna sunuluş aşamasında siyasi partiler kamuoyu oluşturma konusunda aktiftirler. 82 anayasasının yapım süreci 61 anayasasının yapım süreciyle karşılaştırıldığında 82 anayasasının hali içler acısıdır.
anayasal denetim için anayasa mahkemesi bu anayasa ile gelmiştir. çoğunlukçu demokrasi yerine çoğulcu toplum yapısı oluşturulmaya çalışılmıştır. ve evet kim ne derse desin en özgürlükçü anayasamızdır. bu kadar özgürlük bu halka çok denilip 1971 - 1973 ara rejiminde bu özgürlükler alındı sonra zaten.
egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu * anayasayı değiştirerek egemenliği kayıtsız şartsız türk halkına vermiş anayasa. bir de en demokratik anayasamızmış.
(bkz: büyük yalanlar)
1960 hükümet darbesinden sonra hazırlanarak 9 Temmuz 1961'de kabul edilen 1961 Anayasası olarak bilinen anayasa değişikliği, 1924 Anayasası'nı yürürlükten kaldırmıştır. 1961 Anayasası, genç subayların yaptığı 27 Mayıs askeri müdahalesinin ardından, 37 yıllık bir dönemde gelişen politik yaşamın ve özellikle de çok partili siyasi ortamın ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilecek bir anayasaya gerek olduğu düşünülmüştür. Bu anayasa Soğuk Savaş dönemine aykırı olarak özgürlükleri arttıran bir anayasa olduğu söylenir ancak birçok hukukçu bu özgürlüğü kullanacak mekanizmaların getirilmediğini söyler.
1961 Anayasası ile,
Güçler ayrılığı sağlanmıştır.
Yasama , Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi olmak üzere iki meclisten oluşmaktadır.
Yürütmenin dışında bağımsız yargı organları kurulmuştur.
Yasamadan çıkan yasaların anayasaya uygunluğunu kontrol eden Anayasa Mahkemesi kurulmuştur.
Yürütmenin, yönetimin tüm eylemleri, kararları anayasal bir kuruluş olan Danıştay denetimine verilmiştir. Yani TBMM egemenlik hakkını kullanan tek organ olmaktan çıkıp Anayasa'da sözü edilen yetkili organlardan biri olmuştur.
Kişinin temel hak ve özgürlükleri Anayasa ile güvenceye alınmıştır.
cumhuriyet senatosu garabeti dışında en demokratik özellikleri içinde barındıran halkçı bir anayasadır. en büyük dileğim 1982 faşist anayasasının kaldırılması ve 1961 anayasasının cumhuriyet senatosunu'nu dışlayaak biçimde tekrar yürürlüğe konmasıdır. her ikisi de askeri darbeler sonrasında yapılmştır kabul ancak ilkinin kabulü son derece demokratik bir ortamda gerçekleşmiş, reddi yönünde propagandalara olanak tanınmıştır.
1982 faşist anayasasının ise bırakınız reddi yönünde propaganda yapılmasına gazetelerde yayınlanmasına bile izin verilmemiştir. 1982 anayasasına baktığınızda özellikle temel hak ve özgürlükler, üniversiteler, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları ile ilgili maddelerde "Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak" gibi eylemlerin her türlü özgürlükten muaf olduğu vurgulanmıştır, bu denli belirsiz ve muğlak bir ifadenin içi her şeyle doldurulabilir elbette. 1961 anayasamızda ise böyle saçma sapan bir muğlaklık yoktur.
özgürlükçü olduğu iddiasıyla kanlı 27 mayıs darbesini meşrulaştırmakta kullanılan anayasadır. parlamenter demokratik sistemi ortadan kaldırmış darbecilere "nasıl bir anayasa istersiniz?" diye soracak kadar övgüyü hakeden hukuk profesörleri tarafından yazılmıştır. sadece ulusalcı-sol tandanslı demokrasi noktasında da özürlü kişiler tarafından savunulur. bazıları da bu savunmaları papağan gibi hiçbirşey bilmeden tekrar eder. gerçek anlamda özgürlük getirmediği gibi parlamento üzerinde bürokratik vesayet oluşturmuştur.
bu konuda bir anayasa hukukçusunun değerlendirmesi için:
türk toplumuna bazı siyasetçiler tarafından*yakıştırılmayan anayasamızdır.
bu anayasayla birlikte düşünce özgürlüğü ortaya çıkmıştır ve bu özgürlük koruma altına alınmıştır. sol düşüncenin, örgütlenme özgürlüğünün kapıları açılmıştır. düşünce özgürlüğü sivil hayata da girmiştir.
ancak bazı kesimler 70-80 yılları arasındaki siyasi, toplumsal kaosun suçlusu olarak bu anayasayı göstermiştir. insanlar bu kadar özgür düşünüp örgütlenmese darbe olmayacakmış.
1961 anayasası kabul edildikten sonra geçen 10 sene içinde acaba ne oldu da her şey tersine döndü. özgürlükleri veren devlet özgür düşündüğü için insanlara işkenceler yaptı ve bugünün bağımlı siyasetin temellerini 1980'de darbeyle attı.
doğal hukukta varlığı kabul edilen pozitif hukukta esamesi okunmayan devlet iradesinin mesafeli yaklaştığı direnme hakkına dibacesinde yer vermesiyle demokratik bir ütopyayı gerçek kılmış anayasadır.
ne hikmetse halka direnme hakkını bahşeden anayasa yapıcı * 75-80 bandında bu hakkını kullanan gençleri darağaçlarına sallandırmıştır. bununlada yetinmeyip anayasal bir hakkın kullanımını devlet iradesinin zayıflatılmaya çalışılması olarak algılayıp 80 darbesini yapmıştır.
oldukça özgürlükçü bir anayasaymış, işçiye grev ve toplu iş sözleşmesi hakkı vermiş, sülüman'ın deyimiyle "bize bol geldi" anayasasıymış. bunları ben demiyorum başkaları diyor. bu anayasa öncesinde darağacında sallandırılan insanlar da suçluymuş. yaşama hakkı elinden alınan insanları tavuk olarak gören zihniyetin yere göğe sığdıramadığı anayasa olmuştur. toplumun % 60'ının desteğini almakla övünülen bu anayasa'nın 82 anayasasından tek farkı farklı zamanlarda farklı kişiler tarafından yazılmış olmasıdır. dp seçimleri kazanınca inönü'nün yanına koşup "bunlara iktidarı verecek miyiz?" diye soran cuntacı yapılanma aslında demokrasi peşinde falan değil, kendi iktidarının peşinde. işte bu yüzden kendilerine itibar edilmiyor. bizimkilerin yaptığı darbe iyidir sizinkilerin yaptığı darbe kötüdür mantığıyla hareket eden zavallılara tek sözüm var; getirisi götürüsü ne olursa olsun bizde favori darbe yok.
yapılış aşamasında anti demokratik bir anayasadır. getirdiği hükümler demokratik özgürlükçü olabilir, ona diyeceğimiz yok. ama yapılış aşamasında demokrat parti ya da o çizgide hiçbir kimsenin düşünceleri alınmadığı için yapılış süreci demokratik değildir. hatta öncesinde başbakan ve 2 bakanın asılması, sonrasında bu anayasa yapılış sürecine farklı düşünceleri entegre etmemesiyle, 80li yıllara kadar başlayacak düşmanlık duygularının doğuşuna neden olan anayasadır. kendi içerisindeki özgürlüklerden yararlanılarak, kendisini kuranlardan öc alınmaya çalışılmıştır.
dünyanın en özgürlükçü anayasasıymış. militarizm kafasında istediğin gibi darbe yap, insanları darağacında incir gibi sallandır, sivil toplum kuruluşlarını tasfiye et, üniversitedeki bilim adamlarını tek sıra halinde makamına getirip el pençe divan nutuk çek. sonra halka hitaben kemalist doktirinleri utanmadan kullanıp kendini meşrulaştır, kabul etmezseniz yumruk aha bu, sıkıysa hınk deyin diye tehdit et, al sana dünyanın en özgürlükçü anayasası. adam (millet) öldükten sonra hakkını vermişsin ne fayda.
önce milletin iradesini siklemediğini göster , utanmadan darbe yap. sonra gayet demokrat bir anayasa getir , fikir özgürlükleri getir. ulan kolunu , kafasını kestiğin adamın önüne bal - kaymak kasesi koysan nasıl yesin ? iradesi yok sayılmış, haysiyeti piçe çevrilmiş, seçtiği başbakanı asılmış bir halktan bahsediyoruz. faili meçhuller , kaybolanlar , öldürülenler..sonra da özgürlükçü anayasa getir.
"demokrasi halka teslim edilemiyecek kadar mühüm birşeydir."