1960'lılar kuşağının en 'büyük' en önemli Türk yazarlarından biri, belki de birincisi: ihsan Oktay Anar, 1960 doğumlu. Hiçbir romanı için PR çalışması yapmadı. Osmanlı - Türk tarihini ya bir kahramanlık tarihi ya da bir 'pespayelik' tarihi olarak gören ifrat ve tefritin hiç etkisinde kalmadan, Osmanlı'yı olduğu gibi 'görmeye çalışan' bir tarih romancılığı yaptı. ihsan Oktay Anar, 1960'lılar kuşağının yüzakı 'tiplerinden'... http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0hsan_Oktay_Anar
Zaman gazetesinin başındaki isim, Ekrem Dumanlı da 'maalesef' bu kuşaktan mış. 1964 yılında Yozgat'ta doğmuş. Bir zamanlar, tartışma programlarında alttan alan, 'zarif' ve 'kibar' konuşan adam, 2004'ten sonra 'poposu kalkmış' bir insana dönüştü. Artık iktidarda 'onlar' vardı ve kendisini de 'kendisi gibi olanları' da çok önemsiyor; Türkiye'nin 'hakimi' onlar mış gibi davranıyordu. Dumanlı'nın evrim sürecini izleyenler, bu dönüşümü bir 1960'lılar kuşağına hiç yakıştıramadılar. http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=3793
Bu kuşağın Türk yazarlarından biri de 'polisiyeleriyle' tanınan Ahmet Ümit. Viki'de hakkındaki bilgi şöyle başlıyor: Gaziantep'e 1960 yılında yedi çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olarak dünyaya geldi. (Annesi çok güzel masal anlatırmış; Ahmet Ümit, bir anlatıcı - storyteller - olarak annesinden çok şey öğrenmiş.) Evet, 1960'lıların 'masal anlatan dedeleri ve nineleri' vardır. http://tr.wikipedia.org/wiki/Ahmet_%C3%9Cmit
YALÇIN ÇAKIR ya da namı diğer YALÇIN ABi: 1961 doğumlu olan Yalçın Çakır, gazeteciliğe 1978 yılında Hürriyet'te adımını attı. Bir yandan okurken, ailesinin ekonomik şartları gereği çalışmaya başlayan Çakır, okuldan sonra taksi duraklarındaki telefona bakarak evine destek sağladı. Geceleri gazinolarda fotoğrafçılık da yapan Çakır, Milliyet, Cumhuriyet ve Yeni Asır'da çalıştı. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü mezunu olan Yalçın Çakır, bir süre de Nurettin Sözen istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken onun basın danışmanlığını yaptı. 1992'den bu yana, iki kez ara vermesi hariç, Flash TV'de çalışıyor. 2004 yılı başında aşırı stresten kaynaklanan kalp krizi geçiren Yalçın Çakır, Flash TV'de reality programlarından sorumlu. Çakır, Flash TV'de, Düzlem Ayna, Yüzyüze, Flash Ekip, Evlat Acısı, Evlat Hasreti adlı programları hazırladı. Şimdilerde Umut programını hazırlayıp sunuyor.
Tabii Hülya (Avşar) da 1960'lılardan... 1963 yılında doğan bu dünya güzelliği, tüm 1970'lerin sonuna ve 1980'lere 'damgasını vuran isim' oldu. Biliyorum yazdığım 'damgasını vuran isim'i klişe bulacak arkadaşlar var; ancak 1960'lardan doğanlar bana hak vereceklerdir. Hepimizin gönlünde Hülya Avşar gibi 'renkli gözlü bir kızın gönlünü kazanmak' vardı. Maalesef Türkiye, 'renkli gözlü kız kıtlığı çektiği' yılları yaşıyordu. http://tr.wikipedia.org/wiki/H%C3%BClya_Av%C5%9Far
1960'lı yıllarda doğmuş olanlar. Yani 1960, 61, 62 ... 69'lular. Peki bunların hepsini biraraya toplamanın bir anlamı var mı? Eğer ortak 'karakteristiklerine' dayanarak insanları kategorize etmek mümkünse, ki bu entrinin yazarı mümkün olduğuna inananlardandır - 1960'lı yıllarda doğmuş olanlar da ortak özellikler gösterirler. Örneğin televizyon, bunların hayatlarının içine doğmuştur. 1970'li yıllarda doğanlar, evlerinde illa bir televizyonla doğmuş insanlarken mesela, televizyon 1960'lıların hayatlarına, onlar daha çocuk yaşlardeyken girmiştir. Bu entrinin yazarı 65'lidir ve 6 yaşındayken, evlerine televizyon girmiştir. 1960'lılar, Türkiye'nin ilk televizyon kuşağıdır; kişiliklerinin - kimliklerinin şekillenmesinde televizyonun büyük bir etkisi olmuştur.
