Nitekim yakınlarından Hasan Rıza Soyak'a söylediği şu sözler 1930'ların başlarında Türkiye'yi de içine alan 1929 dünya ekonomik bunalımının Atatürk'ü ne kadar bunalttığının göstergesidir:
Bunalıyorum çocuk, büyük bir ıstırap içinde bunalıyorum! Görüyorsun ya, her gittiğimiz yerde mütemadiyen (sürekli olarak) dert, şikayet dinliyoruz. Her taraf derin bir yokluk, maddî manevî perişanlık içinde;
Kim söylüyor bu sözleri? Atatürk. Ne zaman söylüyor? 1930'da. Peki nasıl oluyor da bu bunalımı yaşamış bir Türkiye Altın Çağ ilan edilebiliyor?