deflasyonla resesyondan depresyona evrilmiş, kuraklıktan borsa çöküşüne birçok etmenin birlikte gerçekleşmesiyle kuzey amerika'da kıvılcımı çakılan büyük kriz. ister milton ister keynes'e inanın buradan kalma korkular 2008 krizinden sonraki quantitive easing yaklaşımını tetiklemiştir.
Türkiye’nin kısmen liberal ekonomi politikalarını terk edip devletçi ekonomiye geçmesine neden olan tarihin gelmiş geçmiş en büyük ekonomi krizi.
Şöyle ki, bütün Batılı ekonomiler patır patır dökülürken hemen yanıbaşımızdaki Sovyetler Birliği’ne hiçbir şey olmayınca önder kadroların liberal ekonomiye bir alternatif olarak ortaya çıkan planlı ekonomiye ilgi duymalarına ve Sovyetler Birliğine benzer bir iktisat politikasının Türkiye’de uygulanabilirliği ve başarı şansı üzerinde düşünmelerine neden oldu.
Daha ayrıntılı okumak isteyenler için 1929 ekonomik krizinin Türkiye’ye etkileri üzerine oldukça ayrıntılı bir makale önerebilirim:
Abd bu krizden 2. Dunya savasi ile cukabilmistir. Savas ulkedeki butun ekonomik carklari dondurur. Erkekler askere alindigi icin issizlik kalmaz.
Ayrica: (bkz: Büyük buhran)
garip bir ekonomik kriz.
böylesi bir ekonomik kriz yaşayan bir ülke nasıl oluyor da 10-15 sene sonra kendisine maliyeti 4 trilyon dolar olan ikinci dünya savaşına giriyor ve savaşı kazanabiliyor?
benim düşüncem bu krizin günümüze kadar sürecek olan savaş ekonomisine geçiş için uydurulduğu yönünde.