1923 de referandum olsaydı cumhuriyet olmazdı

entry27 galeri0
    1.
  1. 2.
  2. 3.
  3. halk cumhuriyetten laiklikten, beynini dinle yediği için, anlayamadığı sebebiyle doğru olan şeydir.
    1 ...
  4. 4.
  5. doğru bir tespittir.. Cumhuriyet ve sonrasındaki devrimler halk devrimi değildir, kurtuluş savaşını filan cumhuriyet devriminin içine katmaya çalışan bazı aklı evveller olsa da kurtuluş savaşında savaşan mehmetin cumhuriyetin c.sinden bile haberi yoktur, türk devrimi halk devrimi değil, bir grup zümrenin devrimidir, o yüzdendir ki chp gibi partiler hala halkın seçtiğine tahammül edememektedirler, çünkü halk için en iyisi onlar bilir, halk cahildir, padişahın altında ezilmiştir, padişahlar zevk sefa sürmüştür.. hay tarih bilginize sizin..
    0 ...
  6. 5.
  7. okuma yazma oranı % 9' dahi olmayan bir toplumda referandum yapılması elbette saltanat ve hilafet yanlılarının işine gelirdi.. asırlık alışkanlıklarının gereği olarak olası referandum sonucunu bu kararları etkilerdi, o değil onca toplantı, miting ve kongre yapılmış halk bunlara desteğini vermiş mebus seçmiş ama görülen o ki engin ardıç' beye yine yaranılamamış.
    0 ...
  8. 6.
  9. halk okuma yazma bilmiyordu, cehalet üst seviyedeydi, peki bu halk üzerinde her türlü tasarruf yetkisini kendinde görenlerin, "ben böyle istiyorum" diyerek yaptığı yanlış icraatları mazur gösterebilir mi diye insana sorduran durumdur.
    0 ...
  10. 7.
  11. yanlış veya doğru bilineme. ama gerçek şu ki cahil ve demokrasi kıymeti bilmeyen bir halka ve zihniyete sahibiz ülkenin sonu hayra gitmiyor.
    1 ...
  12. 8.
  13. cumhuriyet devrimlerinden rahatsız olanların da desteklediği önermedir. latin alfabesinden tutun şapka devrimine kadar her şeyden rahatsız olmuşlar. hala sarık giymek istiyorlar herhalde.
    1 ...
  14. 9.
  15. arap sarığı da frenk şapkası da giymek istemeyen insanların görüşüdür.
    0 ...
  16. 10.
  17. oncelikle haklı düşüncedir. etik olup olmadığı tartışılır lakin gerçektir.

    savaşan askerin cumhuriyet gibi bir derdi yoktur, hatta kuva-i milliye bile bolgeseldir herkes artık kendini ( koy, bolge, sehir...) korumak derdine düşmüştür ki cumhutiyeti demokrasiyi düşünmeleri zaten mümkün değil o bitap halin içerisindeyken.

    bir grup elit zümrenin yonetmesi dediğiniz şeyi açıklayayım hani tarih bilginiz baya iyi ya bir kaç şey de ben katayım nacizane. kabalaşıcam kusuruma bakmayın.

    ulan tbmm diye bir şeyden haberiniz var mı? hani 1920 yılında açılandan bahsediyorum. hani şu seçimle -bir nevi referandum- gelen milletvekillerinin girdiği organ. ha toplanma sebebini soyleyeyim itilafların istanbul'u kuşatmasıdır. o kuşatma halinde referandum yapılması gereksizdir çünkü artık baskılardan yılan halk mandacılığa razı olmuş durumdadır. neyi soracaksın halka.

    ki zaten meclis dediğin şeyi oluşturan insanlar halkın temsilcisi değil mi?

    tarihe dikkat ettiniz umarım 1920 diyor çıkar bakalım 1923 ten. yani cumhuriyetin ilanından 3 yıl once. yani naymiş efendim bir takım elit zümrenin hadi popülist olalım diye toplaşması sonucu kurulmamış cumhuriyet bir meclis soz konusuymuş.

    yok yok anlamadınız siz ben bir de maddelerini yazayım. bakın o elit kesim kimlermiş:

    1)secimle belirlenenler
    2)kapatılan mebusan meclisinden gelenler.
    3)sürgünden donenler.

    üyelerin çeşitli mesleklerden oluştuğunuda belirtmeden edemeyeceğim.

    yeterli mi?
    1 ...
  18. 11.
  19. sanki 1923'ten beri kendimizi yönetiyoruz da padişahlara bok atmak kaldı dedirten saçma bir tespit.
    0 ...
  20. 12.
  21. saltanattan cumhuriyete bir referandum ile geçiş mantıklı durmuyor. zamanın şartları düşünüldüğünde, ağır bir savaştan çıkmış olan bir milletin yönetim şeklini kendi kararı ile cumhuriyete çevirmesi olanak dışıdır. bir el bu işi yapması gerekirdi ki bu da mustafa kemal ve arkadaşları ile olmuştur.
    taze örnekleri için şuan ki eski sovyet ülkelerine bakmak yeterlidir. cumhuriyete ismen geçilmiş olsa da demokrasiye geçiş birçoğunda olmamıştır. rusya örneğindeki gibi yönetim halka bırakılmıyor. bunu 90 yıl önce savaştan çıkmış, sefalet ve göçebe olmuş, topraklarının %60 ını kaybetmiş bir imparatorluktan beklemek doğru olamaz.
    0 ...
  22. 13.
  23. görüldüğü kadarıyla hala ülkede cumhuriyetin ve demokrasinin anlamını kavrayamamış insanlar bulunmakta. ihanet ve nankörlük kokusu var her yerde. hadi olmadı diyelim cumhuriyet. ne bok yiyecektiniz? yakında göreceksiniz zaten. akp tarafından içi boşaltılan cumhuriyet ve demokrasi olmazsa neler olacağına hep beraber şahit olacağız olmaktayız.
    0 ...
  24. 14.
  25. engin ardıç yandaş değildir ey kimi cahil sözlük yazarları... sorunu da aslında odur...

    neyse tanıma gelelim, engin ardıç'ın yazısından bir cümle. ama entry sahibi tek cümleyi yazıdan cımbızladığı ve akabinde başlığı okuyanlar yazıyı okumadan tek cümleyi yorumladığı için tekbaşına ifade ettiğinden farklı anlama çekilmektedir.

    Neyse hayrına yazının linkini ve tam metnini verelim de adam gibi okusunn yazarlar, tek cümleden yorum yapacaz diye kasmasınlar (önyargılı cahiller yazının geri kalanını okumasa da olur)

    http://www.sabah.com.tr/Y...rk-turkiyesi-batili-miydi

    "Atatürk Türkiyesi "Batılı" mıydı?

    Hem evet, hem hayır.

    O dönem, Türkiye'nin Batı'nın "bir türüne" yöneldiği bir dönemdi. (Kusura bakmayın, günün modasına uyup Ahmet Şık ile Nedim Şener reklamı yapmayacağım, köklü meseleler beni daha çok ilgilendiriyor.)
    O dönemde "iki ayrı Batı" vardı: Liberal Batı (Amerika, ingiltere, Fransa) ile faşist Batı (Almanya, italya.) Sovyetler Birliği de Batı değildi, Japonya da.

    Memurlar faşistleri pek sevdiler... Ruhlarına hitap ediyorlardı! (inönü italya'ya gitmiş, Mussolini'ye hayran kalmıştı.) Çünkü "kültür devriminin" yapılabilmesi için memleketin zart zurtla idare edilmesi şarttı. Liberal demokrasiyle halka ne şapka giydirilebilirdi, ne takvim değiştirilebilirdi, ne de kadınlara oy hakkı verilebilirdi... (1923 yılında "cumhuriyete geçelim mi" diye bir referandum yapılsa yüzde 1'den fazla oy alabileceğini sanır mısınız?) Üstelik Batı'nın birinci türü gözden düşmüş, ekonomik kriz yüzünden epeyce itibar kaybetmiş, yıpranmıştı. Komünizme ancak faşizmle set çekilebileceğini düşünenler de ağır basmışlardı. Bizde "komünizm tehlikesi" hiç yoktu ama Kemalistler'in gözünde "Osmanlı tehlikesi" vardı!...

    Biz Batı'nın yeni piyasaya çıkmış ikinci türünü tercih ettik. Gene de kültür devrimi bir çırpıda değil, on yıla yayılarak, adım adım, "akla geldikçe" uygulandı.

    Bu Batı, 1945 yılında tarihe karıştı. (Oysa Türk bürokratları bu rezilliğin kalıcı olacağını sanmışlar, ona göre hizaya gelmişlerdi!)...

    Batı uygarlığının liberal kanadı milyonlarca şehit vererek ağır basmıştı (komünizmle, ilk fırsatta bozuşmak üzere, geçici bir ortaklık kurarak!) Ama Türkiye direndi...

    Türkiye'yi yöneten bürokrasi faşizme pek ısınmıştı, ruhuna yakın gelmişti, bırakmak istemiyordu!...
    Bu yüzden "demokrasiye geçer gibi" yaptı ama geçmedi.

    inönü'nün Türkiye'ye yaptığı en büyük kötülük, çok partili sisteme mecbur kaldığı için geri dönmesi (geçmesi değil dönmesi) ama faşizmin altyapısını hiç değiştirmemiş olmasıdır. Bürokrasi hegemonyasının sürebilmesi için bu şarttı, böylece bürokrasi iktidarı hem devretmiş, hem devretmemiş olacaktı!

    Yeni gelenler de sonuçta "aynı ocaktan yetiştikleri" için hiç dokunmadılar faşizmin kalıplarına. Darbeler oldu, gelenler gidenler oldu ama bu hep bir "iç kavga" olarak kaldı.
    Çerçeveyi değiştirmeye, yirmi birinci yüzyıla kadar, halkın temsilcisi olduklarını söyleyenlerin bile gücü yetmedi.

    Üstelik korkuyorlardı (höt denince şapkayı alıp gitmek...) Sonra çok daha akıllı, çok daha becerikli ve çok daha güçlü bir halk kadrosu geldi.

    Türkiye'de gene bir devrim olmaktadır. Şimdi o Türkiye bitiyor, yeni bir Türkiye başlıyor. Kavga bunun kavgasıdır.
    Konjonktür değişmezse... Türkiye gene bir savaşa girip yenilmek akılsızlığını göstermezse tabii... O zaman da başladığınız noktaya dönersiniz. Tekrar dikta kurarsınız. Fakat bu sefer birinden birini tercih edeceğiniz iki ayrı çeşit Batı olmaz, işiniz Atatürk'ten çok daha zordur.

    Yani bu sefer ortaçağa gider, Batı'ya değil, "üçüncü dünyaya" yönelmiş olur, Zambia ile buluşursunuz.
    Bürokrasi sana söyledim, CHP sen anla..."
    0 ...
  26. 15.
  27. o değil de dünyadaki bütün gelişmiş milletler aynı rejimlere sahipken, 3.dünya ülkesi gibi yaşamak ve yönetilmek istemek de nasıl bir orospu çocukluğunun ürünü ben de onu anlamadım.

    hala da ısrarla cumhuriyeti tartışıyor vicdansızlar.

    sırtınızdan kırbaç eksik olmayacaktı, anlayacaktınız dünya'nın kaç bucak olduğunu.

    atatürk'e ve devrimci türklere sakın ola silah çekmeye kalkmayın. dalgasız denize herkes kaptandır, ucuz kahramanlığa gerek yok.

    laik türkiye cumhuriyetinin yıkılmasını isteyenler önce ölmek zorundalar.

    çünkü bu topraktaki en son ev yıkılana, en son insan ölene kadar bu ülkenin cumhuriyet ve uygarlık sevdasını silemezsiniz.

    sizin buna gücünüz yetmez.

    birgün gelir yatlarınızın, evlerinizin, arabalarınızın, patronlarınızın ardına saklanamazsınız!

    üstünden binlerce yeşili kazandığınız halkın o uyumayan kısmı bir gün yatağınızdan kaldırır da musalla taşına götürüverir sizi.

    ayık olun, ayık.
    3 ...
  28. 16.
  29. 3. dünya ülkesine bir örnek: Demokratik Kongo Cumhuriyeti. Yani öyle ki sadece cumhuriyet değil bir de demokrat
    1. dünya ülkesine bir örnek: Birleşik Krallık. Neeyy, kral mı dedin? Vay gerici seni, kırbaç şaklatın tez şunlara...
    0 ...
  30. 17.
  31. "babanda tuvalete ya da prezoya boşalsaydı sende doğmazdın" denilerek karşılık verilebilecek olandır.
    0 ...
  32. 18.
  33. cumhuriyetten sonra kurulan yanılmıyorsam ikinci mecliste başta mehmet akif olmak üzere sayısız muhafazakar ve milliyetçi kesimin tasfiye edildiğini bilmeyen bazı cahillerin halk desteğinden filan bahsettiği durumdur..
    0 ...
  34. 19.
  35. referanduma katılacak olan halkın okur yazar seviyesini düşünürsek ve atatürk'ün halk üzerinde ki itibarını da buna katarsak, her halukarda '' evet '' oyu daha fazla çıkacak referandum olurdu.
    0 ...
  36. 20.
  37. siyasi yaşamını aldığı kararlardan çok, halkın cehaletine dayandıran siyasilerin tercih ettikleri kabul ettirme biçimidir referandum. oysa 1923 yılında cumhuriyet; dünya devletlerine karşı cesaretle sürdürülen bir savaşın ve sağlam iradenin eseridir. öyle kıç sıkışınca taraftara gidelim demekle olmuyor devlet adamlığı...
    1 ...
  38. 21.
  39. Meclis hükümeti sistemi savaş koşullarına uygundu ama savaş bitince hükümet krizleri oluştu. Zaten mustafa kemal en başından beri batı modeli parlamenter demokrasiyi hayata geçirmek istiyordu. Buna muhalefet eden siyasal ıslamcılar bilmezler ki halifeler de demokratik yollarla secilmeye başlamışlardı ama sonradan işler yolunda gitmedi.

    O gün halk demokrasiyi tercih etmese yerine monarşi istese cumhuriyet rejimini benimsemezdi.
    1 ...
  40. 22.
  41. doğrudur.

    cumhuriyet devrimi "halk için halka rağmen yapılmıştır.

    demokrasiyi sandık sandık ya, bittiğimiz andır.

    oy vermek bi kağıda mühür basmak abartildigi kadar onemli degildir.

    belirleyici olmasi gereken devletin kurulus felsefesi ve devrim kanunlaridir.

    bu vesile ile bir kez daha baskanliga hayir!
    0 ...
  42. 23.
  43. istersen darbeyi de referandumla yapsınlar ?
    istersen kurtuluş savaşını da referandumla başlatalım?
    istersen devrimler de referandumla olsun?
    istersen AVM leride referandumla açalım?
    Her sabah günü referandumla başlatalım?
    senin gibi kiişicikler referandumda oy kullanmasın diye yapmamışlar bence.
    ileri(!)zekalı. Referandum kelimesini sen nerden gördün de geldin buraya açtın başlığı.
    sözlüğe şöyle ergenleri alıyorsunuz ekşiye giremeyen ergenyamalılar,özeniyorlar abilerine ama Ç O M A R.
    savaş halinde referandum nedir.
    0 ...
  44. 24.
  45. ilginç
    rejimin ismi cumhuriyet
    yani cumhur'un yönetimi
    ama cumhur'a nasıl yönetileceğini sormak suç.
    bayılıyorum bu solculara
    sonra seçim kaybedince bu halka küfrediyorlar ya
    biz seni kurtarmaya geldik ama sen kurtulmak istemiyorsun beter ol tripleri
    birde üstüne üstlük halkçıyız diyorlar
    o zaman beni bir gülme alıyor.
    eskiden tek parti döneminde köylüler ve işçiler şehrin elit kabul edilen yerlerine alınmazdı.
    aşık veysel sırf bu yüzden ayağında çarık var diye atatürk'le görüştürülmedi
    şimdide bazıları boğazda kahvaltı yapan sakallı ve türbanlılardan rahatsız oluyor.
    kafa aynı kafa.
    1 ...
  46. 25.
  47. pek çok ülke için geçerli olma ihtimali olan bir önerme. çin, almanya gibi örneklerde de cumhuriyetin kuruluşu oldukça karmaşa içinde ortamlarda ve karışık süreçler sonunda zorlukla olmuştur mesela.

    (bkz: philipp scheidemann)

    (bkz: 1911)
    (bkz: sun yat sen)
    (bkz: yuan shikai)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük