burjuva kelimesi küfür anlamında kullanılmaya başlandığı için (niye bilmem) türk devrimini aşağıladığı zannedilen ifade. oysa 1923 ve sonrasındaki devrimler gerçekten de bi burjuva devrimi karakteri taşıyordu. atatürk'ün kendisi zaten en fazla fransız devrimi'nden -ki o gerçek bi burjuva devrimidir- etkilenmemiş miydi..
üzücü olan devrimin ne yazık ki tam başarılamamış, feodalitenin yok edilememiş olmasıdır. atatürk bi yirmi yıl daha yaşasaydı ve türkiye burjuva devrimini daha yüzyılın başında tamamlayabilmiş olsaydı tarih çok farklı şekilde yazılmış olurdu.. ve tabii ki türkiye için çok daha iyi şekilde.
tarihsel bir gerçekliğe işaret eden tanımlamadır. kimilerine komik gelebilir ama gerçek türkiye kapitalizminin siyasal iktidarının tam anlamıyla kurması ve bir dönüm noktası olmasından ötürü 1923 yılında gerçekleştirilen cumhuriyet ilanı burjuvazinin devrimidir. ne garip, bazıları için bir aşağılama olarak görülebiliyor, halbuki tarihi bir gerçekliğe denk düşüyor bu tanım, kemalist devrimi bilimsel bir biçimde ele alırken.
peki neden o halde avrupa'daki burjuva devriminlerinde gerçekleşen feodal kalıntıları tasfiye operasyonu, bunda yeterince gerçekleşmedi? birincisi bunun nedeni türkiye kapitalizminin gelişkinliğiyle alakalı. sınıfsal birikimi yeterince güçlü olmayan burjuvazi böylesine radikal bir adımı yapması beklenemez. yani bir kişinin yaşam süresinden bağımsız bir olgu bu durum. diğer yandan ise türkiye'De kemalist devrimin siyaset yapma tarzıdır. dengeci siyaset anlayışı diğer konularda olduğu gibi feodalizmin tasfiyesinde de kendini göstermiştir. feodal toprak ağaları ile genç türk sermaye sınıfının işbirliği bu denge siysetinin bir başka eğilimidir.
öte yandan ise muhafazakar bir aydınlanmacılık sergileyerek ne toplumda bir kopuş sağlayan ne de feodalizme meşruiyet alanlarını genişçe bırakan kemalist devrim, böylece kimi üst ve altyapısal değişimlerle hem türkiye halkını daha uzunca bir süre kendi sınıfbilincini geliştirmesini engellemiş, hem de feodalizmi süreç içerisinde tasfiye etmiştir. nitekim bugün feodalizm türkiye'de çok küçük bir alanda hakim egemen üretim biçimidir. bu üretim biçimi de hızla kendi pazarlarına yönelik üretim yapmaktan uzaklaşarak dış pazarlara yönelikte üretim gerçekleştiriyor. bunun sonucu da kapitalistleşme oluyor.
türkiye'De gerçekeleşen 1923 devrimi burjuva karakterlidir. kimi yandan radikal bir biçimde iktidarı ele alan burjuvazinin aksine radikal davranmamıştır. ama diğer yandan da ekim devriminin çıktısıyla aslında kendisinin pek fazla alakalı olmadığı kimi kavramları bu topraklara sokmuştur. o nedenle 1923 ileri bir adımın kendisidir.
komunistlerin algılarının sınırlı kapsamı sonucunda zırvaladığı sözde aşağılama cümlesi. zaten bu neticeye varmak için kullandıkları teori temelden yanlış olduğu için böyle saçmalıklar içine girebiliyorlar.
kara yüzlerin nesnel gerçekliği eğip bükmeye çalışarak karalamaya çalıştıkları ifade. öyle ya da böyle karşıt bir görüş ortaya koyulamıyorsa, yapılacak yorumlar nesnelliğe değil de, öznelliğe vurgu yapılıyorsa kara yüzlülük orda beliriyor demektir. at gözlükerine sahip sözde özgür düşünceye sahiplerin zaten nesnellikle ilgilenmeye başladıklarında bilim dışı zırvalarını aşacakları bellidir.
tamamen yanlış bir düşüncedir ve ciddi sapmalara neden olabilecek bir adlandırmadır.
1923 burjuva devrimi değildir. 1923 devrim bile değildir. 1923'te olanlar 18. yüzyıldan beri süregelen batılılaşma hamlelerinden biridir.
devrim; üretim ilişkilerinde meydana gelen köklü değişmeler neticesinde ortaya çıkan ekonomik-siyasal ve toplumsal duruma denir.
1923'te böyle bir olay yoktur. 1923, batı'da gerçekleşen olayların kökenini bilmezden gelen bazı batıcıların askeri güçle gerçekleştirdikleri bir değişim hamlesidir sadece. zaten sıkıntıda burada başlıyor, batı gibi olmak istiyorsun ama batı'nın yaşadığı hiç bir aşamayı yaşamadan şeklen bazı değişiklikler yapıyorsun.
olmadı mustafa kemal'in yaptığı bu iş tutmadı. 1923 osmanlı askeri bürokrasisinin işidir. devrim değildir. burjuva devrim bugün oluyor, yeni anayasa ile kemalizm tamamen tasfiye edilirse işte burjuva devrim odur, çünkü yaşananalar tamamen üretim ilişkilerindeki değişimlerden kaynaklanmaktadır.
koskoca dünya tarihini burjuva-emekçi savaşı olarak değerlendirecek kadar sığ, o denli kapasitesiz olan komünistlerin zırvası. kendilerinin de; lenin keli ve birkaç çapulcu arkadaşının çarlık ailesini katledip yaptığı bolşevik devrimine de halk devrimi derler. o öyle bir halk devrimidir ki şimdi o devrimden dünyaya kalan tek şey, belirli aralıklarla üzerine atladığımız komünist fenomeni nataşalardır.
koskoca dünya tarihindeki olayların tümünün kökeninde sömüren-sömürülen ilişkisine dayalı çatışmaların yattığını görmeyecek kadar kör olanların komünistlere küfretmek için kullandıkları bir düşüncedir.
aklı başında hiç bir marksist leninist mustafa kemal'i burjuva devrimcisi olarak göstermez.