izmir elden çıktı bari yakalım zihniyetiyle olaya yaklaşıp ,berideki birçok türk il ve ilçesinde yaptıklarını (bursa hariç) burada da uygulamak istemeleri sonucu yapılan bir kundaklamanın,şehrin çoğu yerini sarması şeklinde cereyan eden olaydır.
"karabiber-tuz, ... "la başlayan o nacizane ve naif çocuk tekerlememizi ısrarla üzerlerinde hissetmek isteyen "suçlayıcılara" bir kaç gazeteden excerptlerle cevap vermenin farz olduğu olaydır.
izmir limanında görevli bir fransız askerin günlüğü,
5 eylül: yunanlılar çekilirken uşak şehrini sistemli bir şekilde yaktılar. hiçbir gereği yokken yakılan türk köyleri az sayıda değil.
7 eylül: türk ordusunun hızlı ilerleyişi manisayı tahripten kurtardı
9 eylül: dün gece tren ile izmire intikal eden 300 yunan askeri şehri yakma ve tahrip etme tehditleri savurdu. demiryolu atölyelerini koruyan fransız birlikleri onların gardan çıkmalarını engelledi ve urlaya yönelmelerini sağladı. bugün ise saat 10:30 da türk askerleri izmire girdiler. böylesine uzun bir seferden sonra şaşırtıcı derecede sakin ve dürüsttüler. paşa her türlü taşkınlık ve talanı önleme sözü verdi.
yine le figaro, yangından birkaç gün sonra:
yangın, ermeni mahallesinden başladı. çekilen yunan askeri disiplinini kaybetmişti. bu yüzden yangının kökeni konusundaki iddiaları şüphe ile karşılamak gerekir.
yangın konusunda fransız hükümetine ulaşan bilgilerden hiçbiri bu felaketin sorumluluğunu türklere yüklemiyor. rodostan gelen bir telgrafta da izmirden gelen sayısız sığınmacının hiçbirinin yangını türklere mal etmediği kaydediliyor. pek çok tanığa göre suç yangın çıkarmak ile görevli bir askeri birlik oluşturan yunan askeri otoritelerine aittir. bu sığınmacılardan bazıları, türklerin çekilirken içindeki hiçbir ruma dokunmamış oldukları eskişehirin bile, hiçbir askeri zorunluluk yokken, tahliye sırasınca yunanlılarca sistematik bir şekilde yakıldığını belirtiyor.
mustafa kemal akıllı adamdır, izmiri tahrip etmek istemez. türk yüksek komuta heyeti aşırılıkları önlemeye çalıştı ama başarılı olamadı. haberler sorumluluğun yarı yarıya olduğunu gösteriyor. türkler izmir e girerken, yunanlılar ve ermeniler onlara bomba attılar. esasen anadolu içerisindeki yakma ve katliamlar ile kızgınlığı artmış olan türkler de onlara karşılık verdiler.
yine new york times:
(19 eylül'de)
fransız kaynakları, türkleri izmiri yakmakla suçlayan bütün haberlerin, atina üzerinden londraya gelip oradan yayıldığını ortaya koydular.
--spoilerımsı--
e tabi yine de hiç bir kaynak göstermeden, dönemi bilmeden "ya bu türkler çok .r.spu çocuğu, her şeyi onlar yapıyo pis mongoloid untermenschler. kesin onlar yapmıştır bunu da, iğraaanç barbarlar, ıyy!" diyen organizmalar olacaktır. gülünüp geçilmelidir sadece.
izmir yangını resmi tarihe göre 13 eylül'de çıkmıştır ve yunanlılar tarafından çıkartılmıştır. fakat bu işte bir sorun var çünkü resmi tarih aynı zamanda derki:"yunanlılar 9 eylül'de denize döküldü!" yani o günden sonra hakimiyet türk ordusundaydı. ayrıca yangın genelde yunan ve ermeni mahallelerinde çıkartılmıştır. kimi tarihçiler bu yüzden bir türk paşasının- yalnız bu kişi elbette mustafa kemal paşa değil- çıkarttığını söyler. nitekim o kişi bu yangından sonra görevinden alınmıştır. hayır bunlar yalnızca olayla ilgili ifadeler, ne kadar doğru tartışılır. şu bir gerçekki bugün eğer izmir çok daha önemli bir tarihi şehir değilse bunun tek sorumlusu bu iğrenç yangındır. kim çıkarttıysa tez elden tüm rahmetler üstünde olacaktır.
yunanların izmir'den kovulmasının akabinde şehirde başlayan yağmanın bir sonucudur. tüm izmir halkının evleri, kurtarıcılar (!) tarafından yağmalanmış, bazı yerlerde tecavüz olayları olmuştur. ibadethaneler yerle bir edilmiştir. 4 gün süren yağmanın sonunda kurtarıcılar(!) tüm izmir'i ateşe verip kaçan yunanların yaptığını söylemiştir bu yangının.
ancak tarafsız tarih biliyor bu olayları kimin yaptığını. ilkokul kitaplarında anlatılan palavraların aksine, o günlerin görgü tanıkları biliyor.
şehre giren ilk subayların neler yaptığını biliyor.
not: şehrin hala yunanlar tarafından yakıldığını öne süren hayalperestler, unutmayın ki şehirde yakılan tüm evler rum-ermeni ve yahudi evidir. yakılan tüm ibadethaneler kilisedir.
"haynots yönünden dev bir duman bulutu yükseliyor. çatı katından dumanı seyrediyoruz. bazıları, haynotsun ateşe verildiğini söylüyor. yangının birkaç yerden aynı anda kasten çıkarılmış olduğu çok açık. çalgıcı başına giden geçitte, bana doğru yaklaşan bir türk görüyorum, bana, biz lazım olanı yaptık, siz geri dönün diyor. kundak işinde faal bir rol oynadığı açık olan türk beni kendilerinden sanıyor ve bana ileri gitmememi, geri dönmemi tavsiye ediyor."
resmi belgeler "ermeni teröristlerce" çıkartıldığını yazsa da içimizdeki hainler ve türkiye düşmanları tarafından hala "türk ordusu tarafından çıkartıldığı" yönünde provakasyonlar yapılan yangın. http://www.hurriyet.com.t...ndem/14280578.asp?gid=373
izmir kurtarıldıktan sonra kentte çıkarılan büyük yangını, ingiltere ve Yunanistan, Türkler aleyhine kullanmak istedi, ancak bunda başarılı olamadı. Ermeni Mahallesi'nden başlayan yangına, aslında kendi silahlarını yok etmek isteyen Ermeniler yol açmıştı.
Türk Ordusu 9 Eylül 1922 sabahı izmir'e girdikten sonra; Yunanlılar'ın son askerleri 16 Eylül'de Çeşme'den çekilmiş ve Anadolu'da yenilginin kesinliği anlaşılınca, Atina yeni savaş planları tasarlamıştı. Popüler Tarih dergisinin bu ayki sayısında, ''Batı basınındaki haber ve yorumlarla izmir Yangını'nın ardındaki gerçeği'' inceleyen Orhan Koloğlu, Türk orduları Yunan işgali altındaki izmir'e girdiğinde, dünya basınının yakın çevreye yayılmış olan bütün muhabirlerinin, izmir'de bulunduğunu belirtiyor. Bunlar arasında yer alan Fransız Paul Taponnier anılarında, ''Büyük bir facia idi izmir yangını. Türklerin ele geçirdikleri şehri yakmalarının akla yakın tarafı yoktu. Fakat izmir'i kim yakmıştı? Ya kendi kendine yanmış ya da şehri kendilerinden sonra, artık bir başkasına yar etmemenin kararına varmış olanlar kıvılcımı çakmışlardı...'' diye yazmıştı.
steven spielberg ve tom hanks'in ikiyüz miyon dolarlık popüler ama mantıktan yoksun dizisi the pacific'in 3. bölümünde konu edilince türkiye gündeminde yeniden hatırlanan ve gündeme bomba gibi düşen yangın. band of brothers'ı gerçekmiş gibi izledik, the pacific'i de abartılı "amerikan korkusuz askerinin kahramanlıkları" klişelerini hoş görerek izlemeye başladık.
ancak hikayenin tümü, gerçek diye bize yutturulan şey izmir yangını sahnesindeki anlatılanlar gibi ise, gerçek böyle ele alınmış ise, ben bu dizileri artık şöyle izlerim: yaşasın japonlar, yaşasın almanlar....
kim çıkarmış, neden çıkarmış orasını bilemeyiz ancak ne yazık ki bir zamanlar anadolumuzun güzide bir şehri olan izmirimizdeki muhafazakar anadolu kökenli nüfusu azaltarak şehrin bugünki, anadolumuzla uyuşmayan kimlik yapısını kazanmasına neden olmuştur.
izmir'i 'kurtaran' turk ordusu tarafindan baslatilan yangindir.
Butun bir yolu, yunan ordusu tarafindan yakilip yikilan yerlerin icerisinden gecerek gelen turk askerleri, sehre girdikten sonra hristiyanlarin mallarini yagmalamis, tecavuz v.s. olaylarina karismis, ardindan da buyuk bir ihtimalle Sakalli pasa'nin emri ile, sehrin hristiyan mahalleleri, kiliseleri v.s. yakilmistir.
Yanginlar sadece sehir merkezinde degil, bornova, buca gibi merkezden ayri baska yerlerde de cikmis, ne hikmetse hep hristiyanlarin yasadiklari yerler kul olmustur. Turk milliyetciliginin es gectigi, palavralar attigi bir konudur. Konuyla ilgili resmi tarih masallarina inanmaa devam etmek isteyenler olabilir diyerekten, talat ulusoy'un yazisini spoiler olarak veriyorum.
--spoiler--
Sonda soracağımı başta sorayım: Bana yıllarca 'tarih' kitaplarınızda "Yunan'ı izmir'de denize döktük, onlar da kaçarken izmir'i yaktı" diye bellettiniz. Çocuk aklımı kirlettiniz! Niye? Bu kiri temizlemek için, aşağıdaki sorularıma açık yanıtlar veriniz lütfen.
Şimdi hepiniz diyorsunuz ki, yangın Ermeni mahallesinde başlamış, Basmane'de Fuar'ın oralarda. Peki, izmir'de ciddi bir Ermeni nüfus olduğundan 'tarih' kitaplarınızda niçin hiç söz etmediniz? Niçin?
Sahi, "Ermeniler yaktı" sözüne ne zaman sarılmaya başladınız siz, Asala'dan sonra mı? Hani izmir'i 'kahpe Yunan' yakmıştı? Doğrusu bayağı da aklıma yatmıştı!
Ermeniler veya Yunanlılar, fark etmez, Hristiyanlar (Gregoryen ve Ortodoks) yaktı demek istiyorsunuz. Yaktı ve kaçtı! Kundakçıların üçünübeşini yakalayamadık mı?
Hadi kabul edelim ki; zengin-fakir, kadın-erkek, yaşlı-genç bütün Hristiyanlar 13 Eylül günü delirdi. Kaç göbektir atalarını gömdükleri, beş yüz yıldır Müslüman yönetimi altında yaşayıp geldikleri topraklar, üç yıllık Yunan işgali ertesinde yine Müslüman yönetimine girdi diye kahrolup intikam için çıra gibi yaktılar ve yüzleri isli kara ihtiyar ve yatalaklar dahil kendilerini kaçırmak için bekleyen gemilere attılar, öyle mi? Resmî tarihçilere soruyorum, kaç bin insan, kaç gemi? Yahu 'tarihçi'liğinize sözüm yok ama dört işlemlik bir aritmetik cesaretiniz de mi yok?
"Şehrimiz istatistik Müdüriyetince elde edilen malumata göre izmir'de mevcut 42.945 haneden hariki hasıl esnasında (yani olan yangın sırasında) 14.004 hane muhterik (yani 'yanmış') olarak 28.941 hane elyevm mevcut olan dükkân ve mağaza miktarı da 9.696 adettir. Bunların 6.410 adedi islamcılara, 1648'i Rumlara ve mütebakisi Musevilerle ecnebilere aittir." (30 Mart 1923, Ahenk gazetesi) On dört bin hane dile kolay, kim yaktı bu on dört bin haneyi? Ve "Türklerin eline geçmesin" diye kendi dükkânını yakmayan bu 1648 Türksever Rumlar kimlerdir? Ödüllendirmeyi düşündük mü?
Haydi, Frenk Sokağı'ndaki yapıların çoğu bitişik nizamdı, verhaneler (ticari eşya depoları) iç içe girmişti ve zincirleme yandılar diyelim. Rumların Aya Fotini, Ay Yorgi ve Ermenilerin Surp Stefan kiliseleri niye yandı? Her biri geniş avluların ortasındaki bu kutsal kiliseleri yakmak, içindeki Meryem ve isa tasvirleriyle birlikte yakmak için gerçekten topluca dinden çıkmış olmak, çıldırmış olmak gerekmiyor mu?
izmir yangını Ermeni mahallesinde başladı. iddia o ki Ermeniler başlattı ve rüzgâr tamama erdirdi. Ya Buca'daki yangınlar, ya Bornova'daki yangınlar, Kemalpaşa ve köylerdeki yangınlar? Bu yangınlar için de tarihe yakışır müsebbipler bulundu mu acaba sevgili 'tarihçi'ler?
9 Eylül günü izmir geri alındı, yangın 13 Eylül günü başladı ve dört gün sürdü... izmir kimin idaresinde, kimin sorumluluğunda? Niye söndürülemedi? Peki, itfaiye yetmedi, söndürme çalışmaları engellendi. iyi ama, şehri geri alan ordu ne yaptı? Tarihçilere değil, yangın uzmanlarına soruyorum: Erat kazma kürek girişse, dört günlük yangının hiç olmazsa ikinci gününde olsun bir güvenlik koridoru açamaz mıydı? Hiç olmazsa hastaneler bölgesi kurtarılamaz mıydı? izmir Sigortaları itfaiye Kumandanı Greskoviç'in raporu diye sunulan şey istanbul baskısı bir matbu metindir. Nerede bunun orijinali?
Ermeni mahallesinde başlayan yangın, rüzgârın etkisiyle yayılmış. Her rüzgâr alevlerin dilini uzatır. izmir'i yakan hangi rüzgâr? Resmî tarihçilerin önce bu konuda anlaşmaları, sonra milleti ikna görevine soyunmaları gerekiyor. Esen neydi, imbat-meltem mi? Olamaz, çünkü denizden karaya eser, oysa yangının yayılışı ters yönde. Lodos Çatalkaya'dan (ikizkardeşler) doğru eser, bu da raporlara delil olmaz. Yıldız mı, poyraz mı, karayel mi? Bu günahkâr rüzgarâ 'kıble' demeye dilim varmıyor ama tam tarifini istemek hakkım değil mi?.
Rüzgâr önüne katmış alevleri izmir'i yakıyor, ama bazı alevler rüzgâra inat ters yönlere de sapıyor! Yeri geliyor, alevler bir mülkün sahibine veya bir kilisenin papazına torpil geçiyor, değdi-değmedi, yandı-yanmadı oynuyor. 'Tarihçi'ler D'Assurance de Smyrne (izmir Sigorta) şirketinin 1905 tarihinde Londralı mühendis E.Goad'a çizdirdiği planlarındaki yangın sapmalarını açıklarlar mı acaba?
Şimdilik son sorum şu: Aralık 1922'de Ahenk gazetesinde ilanı çıkan "Türk Müzayede Salonu" nedir? Bir iştirak midir? Birkaç yıl boyunca her hafta açık arttırmaya çıkarılan "piyanolar, kıymetli mobilyalar ve halılar, ipek elbise ve iç çamaşırları, vs..."nin kaynağı nedir?
Tarih, resmî raporlara sığmayacak kadar gerçek ve sadece memur tarihçilere bırakılmayacak kadar ciddi bir iş olsa gerektir desem ne dersiniz?
--spoiler--
13 eylül 1922'de başlayan ve izmir'in çok büyük bölümünün yanmasına yol açan yangındır. kesin faili halen belli değildir. konu ile ilgili bazı belgelerden yangın öncesindeki son birkaç gün boyunca şehrin karışık olduğu, kundaklama faaliyetleri ihtimali olduğu ve pek çok küçük yangının çıktığı anlaşılmaktadır. o dönemki itfaiye müdürü yaptığı inceleme sonucunda türklerin yakmadığı yönünde görüş bildirmiştir.
türklerin izmiri yaktığı yalanı gerçekten büyük bir yavşaklığın ürünüdür. dönemin ingilize kaynakları bile açıkça yangının bir iç savaşın ürünü olduğunu, ermenilerin de bir çok bölgeyi yaktıkları hatta itfaiyecileri öldürdükleri, itfaiyenin söndürme hortumlarını kestikleri bile birçok kaynakta yazılıdır.
izmir i türkler yaktı demek vicdansızlıktır. kime göre türkler yaktı? 9 eylül günü izmirin rum ve ermenilerden tamamen temizlenmiş gösterilmesi de saçmalığın daniskasıdır. rumlar temizlendiyse mübadele kimlerle yapıldı? sorarım. zaten on binlerce insanı taşıyacak sayıda gemi mevcut değildi. üstelik gemiler askerleri almak için gelmişlerdi, siviller için değil...
faili halen tartışmalı olan ve izmir'in kurtuluşunun akabinde çıkarak şehre büyük zarar vermiş yangındır.
birkaç ay önce ilber ortaylı izmir'de katıldığı ve izmir'in yakın tarihini ele aldığı bir söyleşide bu konuya da değinmişti. genel yaklaşımı, belgeler açısından basit ve kesin bir hükme varmak zor olmakla birlikte (ki bu tarz hükümlere kestirmeden varanları da eleştirdi), eldeki belgeler ışığında "türkler yaktı" hükmüne varma ihtimalinin oldukça zayıf olduğu yönünde idi, bu konuda özellikle yabancı bir itfaiye şefinin konu ile ilgili yorumlarını ve mesleki tecrübeye dayanan tahminlerini içeren bir raporuna değindi. bahsi geçen yangının şehirdeki muhtelif kargaşalar sonucunda oluşan küçük yangınların giderek büyümesi ve birleşmesiyle büyük bir yangın halini aldığına da değinilmektedir.
türkler yakmadı belki ama söndürmekte pek istekli davranmadıkları söyleniyor. kim olduğunu unuttum ama bir araştırmacı öyle diyordu geçenlerde, tv ekranlarında ve gazetelerde.
1922 izmir Yangını veya, yabancı kaynaklarda kullanılan terimle, Büyük izmir Yangını (Great Fire of Smyrna) -izmir geçmişte başka büyük yangınlar da geçirmiş olduğu için bu terimin ne derece yerinde olduğu tartışmaya açıktır- 13 Eylül 1922 günü Basmane'de başlayan ve dört gün sürerek izmir şehir merkezini (özellikle o dönemdeki merkezi ve bugünkü izmir Enternasyonal Fuarı alanını) geniş ölçüde tahrip eden yangın hadisesidir.
25 gram akli olan insan bile akil yürütebilir türklerin ele gecirdigi ganimet izmiri yakmasinda bir mantik olmadigina. Ulan zaten adam afyonu yakmis usaki yakmis kacarken tiyniyeti bu zaten pezevenklerin.
izmir’in geri alınışının dördüncü günü, yani 13 eylülde izmir’in en mamur, en güzel, en zengin mahallelerini yani ermeni mahallesi, çalgıcıbaşı, aya dimitri, aya katerina, aya nikola, sur takya, hacı franko mahallelerini alevler sardı. 18 eylülde söndürülebilen yangında yaklaşık 2,6 milyon metrekarelik bir alan, 25 bin ev, işyeri, kilise, hastane, fabrika, depo, otel ve lokanta yok olmuştu. şehirde her nasılsa kalmış gayrımüslim ahali bu yangında yanarak ya da yangından kaçarken denizde boğularak ölmüştü. böylece şehir gayrımüslim ahalisinden bir anlamda ‘kendiliğinden kurtulmuştu’.
Basmane'de başlayan ve dört gün süren yangın kent merkezini, özellikle de Rum ve Ermeni mahallelerini büyük ölçüde tahrip etmişti. Binlerce izmir ve Ege Hıristiyanı (65-180 bin) hayatını kaybetmişti.
Bazı maheller nedense anında müdahale ile kontrol altına alınmış. Belli başlı mahallelerde ise yagin 4 gün sürmustur.
Gününüz Türkiye sinin yıllardır süregelen bazı bahtsizliklarin vebalidir belki bu yakma, yıkma ve yok etme.