katıksız yalan. yalnız bazı atasözlerimiz de çelişkili; lafla peynir gemisi yürümez gibi. ortaya bir laf atılıyor, halkın bi yarısı inanıyor, sonra gelsin gemicikler.
neyse konu dağılmadan; bahsi geçen 1920/30'lu yıllarda toplasan 1000 tane imam yok iken 10 000 din adamı da nedir? inanmayan resmi kayıtlara başvurabilir. yada bir başucu kitabı tavsiye edeyim; suyu arayan adam - şevket süreyya aydemir. adam tüm balkanları, anadolu'yu gezmiş, bakın neler görmüş.
asılma olayı tamamen bir yanlış anlama, günümüze yanlış aksettirmedir. gerçek, istiklal mahkemeleri tarafından birkaç kişiye yapılan şakadan ibarettir. yoksa insan vasfına haiz, şeref ve izzet sahibi, embesil olmayan hiç kimse bir insanı başına şapka takmadı diye asmaz, asmamıştır da!!!
bir de şerefli paşalarımız tarafından ülkenin başbakan ve bakanları asıldı yalanı var ki hiç sormayın...
mektep kitaplarından ezberledikleri kadar tarih bilgisine sahip olan ahmakların bir kelimeyle yalanladığı veya savundukları boktan ideolojilerinden dolayı "doğruysa da oh olmuş" tavrını sergiledikleri olaydır. bu insanlık dışıdır.
sokak başı darağaçları kurulmuş ve ipte sallanan insanları küçücük çocuklar dehşetle izlemiştir. o çocuklar büyüyünce de bunları hatıralarında anlatmışlardır varın araştırın.
ve delillerle konuşan üstaddan gelsin:
--spoiler--
33 senelik abdülhamit döneminden sonra benim babam kayıp, benim amcam kayıp diye bir kişi zuhur etmedi. şu cumhuriyetin son 30 senesinde 17.500 faili meçhul var. o devir istibdat bu devir demokrasi maşallah!
--spoiler--