1920 lerde alman komünist solu

entry2 galeri0
    1.
  1. Almanya'da marksist geleneğin derinliği, devrimci dalganın yükseldiği anda özellikle parlementer soruna ve sendikalar sorununa dair en ileri siyasi görüşlerin ortaya çıkışını sağlamış olan proleter kitlelerin gerçek hareketinden gelen devasa teşvikle birleşti. Fakat sol komünizm kendi başına ilkin Alman Komünist Partisi (KPD) ve Enternasyonal'de oportünizmin ilk işaretlerine karşı ortaya çıktı ve 1920'de KPD'deki sol muhalefet ilkesiz bir manevrayla atılınca başını çeken KAPD (Alman Komünist işçi Partisi) oldu. Komünist Enternasyonal liderliği tarafından çocuksu ve anarko-sendikalist olmakla suçlanmasına rağmen KAPD'ın eski parlementer ve sendikal taktiği reddi, bu taktikleri tamamen eskimiş ve anlamsız kılan ve fabrika komiteleri ve işçi konseyleri gibi yeni sınıfsal örgüt biçimleri gerektirmenin yanı sıra Bolşevik geleniğiyle doğrudan bağlı olduğu üzere sosyal demokrasinin eski kitle partisi anlayışının açıkça reddedilmesini ve programamtik olarak net bir çekirdekten oluşan parti anlayışını benimsemesini zorunlu kılan kapitalizmin çöküş dönemine dair tamamen marksist bir analizden kaynaklıydı. Eski sosyal demokratik taktiklere dönüşe karşı KAPD'ın bu kazanımları uzlaşmaz bir biçimde savunması onu başta devrimci hareketinin Anton Pannekoek ve Herman Gorter çalışmaları aracılığıyla Almanya'yla bir hayli bağlantılı olduğu Hollanda olmak üzere çeşitli ülkelerde ifade bulan enternasyonal bir eğilimin merkezi kıldı.

    Bu tabii ki 20'lerin başlarında Almanya'daki sol komünizmin önemli zayıflıklarla boğuşmak zorunda kalmadığı anlamına gelmez. Kapitalizmin düşüşünü uzun soluklu bir süreç yerine nihai bir ölüm krizi olarak görme eğilimi, devrimci dalganın gerilemesini görmeyi zorlaştırdı ve de volüntarizm tehlikesine kapı açtı; buna bağlı olarak örgütsel sorunlardaki zayıflıklar Komünist Enternasyonal'den olgunlaşmamış, prematüre bir biçimde kopulmasını ve de 1922'de başarısızca yeni bir Enternasyonal oluşturmaya çalışılmasını doğurdu. Zırhındaki bu çatlaklar, onun 1920'lerde başlayacak karşı-devrim akıntısına karşı durmasını engelleyecekti ve bunun yanında da feci bir parçalanma sürecine girdi. Bu süreç çoğu zaman belirli bir siyasi örgütlenmenin gerekliliğini reddeden konseycilik ideolojisiyle teorize edildi.

    (http://tr.wikipedia.org/ )
    1 ...
  2. 2.
© 2025 uludağ sözlük