bir fransız doktor, 1900'lerde istanbula gelmiş, birkac yıl kalmış, sonra da anılarını yazmış. O kitapta doktor saptamış, 1910 yılında, istanbulda tam 26 degişik dilde gazete yayınlanıyormuş. bunların hepsi günlük gazete olmayabilir, haftalik, onbes günlük, aylık ve yayın süresi belirsiz yayınlar da vardi...
bugunun istanbuluna bakıyoruz simdi: istanbulda bugün günlük ve haftalik olarak sadece yedi dilde gazete yayini yapiliyor: turkce, kurtce, ermenice, rumca, ladino, ingilizce ve fransizca...
bir yüzyilda 19 dili mahvetmişiz. ortadan kaldırmışız, silmişiz. magrasyonun dediği gibi, bu dildeki gazetelerin ortadan kalkmasi, aslinda o dili konusan insanların kaybolup gitmesi demektir. bu durum, bugun açısından olağanüstü bir yoksullaşmayi gösteriyor. 19 kat kısırlaşmışız, çölleşmişiz. çünkü bu 19 gazete, 19 kültürü, 19 dili, 19 mutfaği, 19 yasam tarzını anlatıyordı...
orhan pamuk,benzeri gerekcelerini hatiralar ve istanbul kitabinda etraflica aciklar.ozet gec pic dememeniz icin, diyorum ki ,hasan peker hukumeti zamani sanirim (ikinci dunya savasi donemleri ve hemen arkasinda)turkce konus vatandas emrine kadar ,istanbul cok dilli ve etnikli kozmopolit bir sehirdi. ne olduysa 45 ile 55 yillari arasi oldu.simdi anca havalimaninda gorursun bu kadar dil cesnisini..yazik!
Osmanlı'nın çok renkliliğini gösteren durumdur. başka dilde gazete çıkaran insanlar günümüzde ulusalcı, ülkücü zihniyete sahip insansılar tarafından öldürdüğü için bu sayı çok azalmıştır.
dönemin insanlarının birbirine ne kadar kaynaşmış ve iç içe olduğunun kanıtıdır, her ne kadar o dönemde de insanlar üzerinde bir takım oyunlar oynansada, renkli ve samimi insanlar olduğu açıktır. ayrıca o dönemde ki kültür seviyesi şu an içinde bulunduğumuz tarihten çok çok ileridedir. ne yazık ki durum budur.
osmanlı' nın çok sesliliği ile ilgisi olmayan önermedir. her imparatorluk için geçerli bir durumdur ki zaten hiçbir imparatorluk tek bir ulustan oluşmaz, çok dillidir.