bizim bir mustafa abimiz var 48 yaşında, kapıcılık yapıyor kendisi hayatı anlamamış henüz. bir de okan var annesini ve babasını ufak yaşta kaybeden, sözlüklerde cirit atmaya vakit bulamamış, çocuk yaşlarda çalışmak zorunda kalmış. evet o hayatı anladığını sanan 19 yaşında bir gerizekalı.
19 yaşında annesini, babasını kaybetmiş bir delikanlıdan daha iyi hayatı kimse anlayamaz evet dünyanın en büyük acıları ondadır ! yaşayabileceği en büyük acıları yaşamıştır, hayatın ne kadar acımasız olduğunu tam anlamıyla anlamıştır ! velhasıl (bkz: yaş ile tecrübeyi karıştıran gerizekalı)
yaşlanarak değil yaşayarak tecrübe kazanılır, zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.. sözü ile yaşın bir anlamı olmadığından yanlış olan önermedir.
19 yaşında sen ne anlamıştın hayattan diye sorulmalı şapşalların bu türüne.
nasıl büyüyecek bu cocuklar. her an ve yaşta hayatı anladığını ve anladığından kendince ders cıkartarak elbette. ne demek gerizekalı, ne kadar terbiyesizce. zorbalıktan başka bişey değil bu düşünce. kendini ifade edecek/etmeye calışacak ki büyüsün...
bu cocuklar, kendilerine gerizekalı diyen büyümeye niyetsiz şapşallardan onlarca kez daha onurlu bir hayata adım atacaktır eminim.
liseyi bitirip ailesine üniversite ye gitmek istemediğini söyleyen gençtir. mobilyacı da sabah 8 akşam 10 saatleri arası ayda 600 liraya eşekler gibi çalıştırılınca bir bok bilmediğini anlayan genç! birbirlerini çok seven iki sevgiliyken üniversiteye giden kız arkadaşının ayrıldığı genç hem de daha 2 ay bile olmamısken gideli...
kimi insan vardır,5 yılda 20 yıllık acı çeker.akıl yaşta değil baştadır diye daha kaç kere söyleyeceğiz yahu.ne kadar acı çekersen hayatı o kadar iyi anlarsın.
19 yaşındakilere gerizekalı diyebilmek için sözü edilen zeka sınırının bir hayli altında olunması gerek zira o yaşta zeka seviyemiz hepimizin aynıydı diye çemkiresimi getiren yakıştırmadır.