o yaşına kadar hiç cüzdana ihtiyaç duymayan insandır. fakat artık üniversite hayatı başladığından, okul kimlik kartı, kredi kartı ve nüfus cüzdanını muhafaza etmesi gereken bir cüzdana ihtiyaç duyacaktır. hayırlı uğurlu olsundur.
(bkz: her şeyin bir ilki vardır)
19 yaşına kadar kullanmayınca, daha sonra bu alışkanlığı edinmesinin çok zorlaştığı insan. hatta 25 yaşına geldiğinde, takım elbisenin iç cebini şişirdiğini düşündüğü için nüksedebilir yıllar sonra bu alışkanlığı. kimliğini, parasını, kartlarını öylece deste, tomar şeklinde taşımaya başlayabilir. her para çekiş, hesap ödeyiş bir mücadele, yığının içinden doğru parçayı bulmaya çalıştığı bir puzzle haline gelebilir. ardından iş dışındaki sivil hayatına da sirayet eder falan filan... sonra bir gün düşünceli bir sevgili cüzdan hediye eder kendisine*. hem de hiç de özel olmayan bir günde, durup dururken. sevgilinin illallah ettiğinin anlaşılması, alınan hediyeyi kullanma mecburiyeti falan derken yeniden cüzdan kullanmaya başlar.
19 yaşından önce sadece nüfus cüzdanı ve biraz para cepte taşınabilir. hatta nüfus cüzdanı taşımasan bile çok sorun olmayabilir. ben genelde taşımazdım hatta o yaşlarda. temiz yüzlü bir çocuk olunca polis, molis çevirmiyor. başıma da kimliğimin tespit edilmesini gerektirecek önemli bir olay gelmedi. ama ilerleyen yıllarda modern şehir hayatı ve bir şekilde cebine sızıp, sürekli varlığını hissettirmek isteyen bankacılık ve finans sektörü zorluyor insanı. organize olmak, derli toplu olmak gerekiyor. cüzdan elzem hale geliyor. yoksa her seferinde iç cepten tombala çekip, doğru kartı bulmaya çalışmakla çok vakit kaybediliyor. bir de arkanızda sırada bekleyen insanlar varsa... allahtan hugo gibi şanslı adamdım. genelde ilk seferde doğru kartı bulabiliyordum da, bir süre başarabildim cüzdan taşımadan yaşamayı.