kendini tanımaya çalışan bi gencin * onlu hanelerdeki son senesi. hep alıştığı, bildiği yaştır 10'lu yaşlar. ve 19. yaş bitirilmek istenmeyen yaştır 10'lu yaşlara alışanlar için...
18 in doldurulmasıyla gelen yaştır. ayrıca ehliyet için gerekli yaş ve bir eğlence ortamına ( bar, pub ...vb ) girişte kapıdaki güvenlikler tarafından kontrolü yapılır. kişinin kendi başına harekwet etmesini sağlayan yaştır. *
tehlikeli yaştır, fazla düşünmeden hareket edilir, vücuda kalıcı dövme yaptırmanın yaygın olduğu yaştır. ilerleyen yıllarda sildirmek için çok uğraşılır. geleceğiniz için kararlar alırken aile büyüklerinden fikir almanız gereken yaştır.
4 ay sonra bitireceğim yaş. bu yaş bana çok kötü geldi hayatımın en kasvetli yılını yaşadım bu yaşta. bitsinde kurtulayım artık. yıl olarak bitti de zaten..
ilginç olayların daha sık yaşandığı yaştır. internetten biriyle tanışıp tesadüfen yanına taşınırsınız, farklı bir şehire gidip çocukluk arkadaşınızı görürsünüz vs.
ben büyük şehirde okumak istiyorum diyip hiç bir yeri yazmadığım, bütün arkadaşlarımın üniversiteyi kazanıp izmirden gidip, yeni bir hayata yelken açtığı, benim o çok istediğim izmirde elimde soru bankalarıyla yalnız başıma kalacağım yaş. 3 ay kaldı.
1.79 ile 1.80 arasında algı farkı olduğu gibi 19 yaş ile 20 yaş arasında ruh hali olarak inanılmaz farklılık ve dengesizlikler vardır.Bunun başlıca sebebi üniversite sınavlarıdır bence.
celal güzelsesin derlediği, insanın ağırlıklı olarak değişen fenotipini,fizyolojisini ve yanında da değişen ruh halini-psikolojisini adım adım ve özet şeklinde anlattığı 'yaş destanı' adlı büyük bir sanat eseri olan uzun havasını aklıma getirmiştir. sanat toplumun aynası ve iyi anlamak lazım.
Bir güzel ki on yaşına girince
Gonca güldür henüz açılır
Onbirinde gonca diye koklarlar
Onikide elma deyip saklarlar
Onüçünde cevrü cefa çekerler
Ondördünde hamre şeker benzer
Onbeşinde güzelliğin çağıdır
Onaltıda gören aklın dağıdır
Onyedide göğsü cennet bağıdır
Uzanır kameti selviye benzer
Onsekizde hem artırır zarını
Ondokuzda terkeylemiş arını
Yirmisinde gözetir şikarını
Zincirinden kopmuş aslana benzer
Yirmibeşte bıyıkları burulur
Otuzunda akan sular durulur
Otuzbeşte hep günahlar sorulur
Yalana karışmış irfana benzer
Kırk yaşında gazel dökülür bağlar
Kırkbeşinde günahlarına ağlar
Ellisinde insanlara bel bağlar
Dağbaşına çökmüş dumana benzer
Ellibeşte sızı iner dizine
Altmışında duman çöker gözüne
Altmışbeşte hiç bakılmaz yüzüne
Ahireti görmüş Sübhan'a benzer
Altmışbeşten sonra beller bükülür
Bütün damarlardan kanlar çekilir
Gel gel diye toprak çağırır
Geldi geçti şimdi yalana benzer
Beni ağlatma ki sen de gülesin
Leyli leylim ha leylim
Hem muradan hem maksudan eresin
Yavru yavru yavru ha yavrum
böyle uzun havaları, tsm eserlerini veya yerel sanatçıların yaşadığı toplumun yaşayışını sıkıntılarını anlattığı ünlü olan veya olmayan eserleri sadece benmi seviyorum acaba diye düşünmüyo değilim bazen.
edit: bide link vereyim gardaşlarıma dinleyinde kulaklarınız miş miş lerden bıkmiştir artık pasını alır belki.
13 yıl oldu bu yaşı gömeli. insanın acılarının bile en tatlı olduğu yaştır. Aşkı, cesareti, tutkusu, hüznü, sessizliği bile bambaşkadır. Şimdi anımsıyorum da o zamana dair bir şey bırakmamışım içimde. Şimdiki çocukluğum bile çok farklı bir melodi gibi geliyor kulağıma. Bir dakika. Şimdi aklıma geldi. Sadece adım aynı hala. Yoksa gerçekten bir şey kaldığını sanmıyorum.