hayattan beklentilerin çok olmasıdır. hayatın anlamıyla fazla ilgilenmeyip dolu dolu yaşanması gereken yaştır. çünkü, çok bilmek insanın enerjisini ve beklentilerini gün be gün çalmaktadır.
özel olmayan yaştır. 17, 18 ya da 19 pek bi şey farketmez. sadece 18 yaşın verdiği oraya buraya, her mekana gitme hevesinin yavaş yavaş köreldiği yaştır. bir de 19 yaş için yazılmış bir şarkı vardır ki dinle dinle doyum olmaz. (bkz: hep yaşın 19)
18in verdiği kabak çiçeği sendromundan kurtulup hayattaki dengelerin yavaş yavaş oturtulmaya başladığı yaştır, candır, aynı zamanda dünya sağlık örgütüne göre ergenlik dönemi yaş aralığının son yılıdır.
ilk senesinde üniversiteye girebilenler için, üniversitede ikinci sınıfa geçip çömezlikten kurtulmak, yeni gelenlere çömez muamelesi yapmaktır. Kimse sallamasa da keyiflidir.
Ergenliğin bitip,büyüdüğünü hissettiğin yaştır.
Artık kişi kendi kararlarını vermeye,kendi
yolunu ve doğrularını seçmeye başlamışsındır.
Görünüş olarak da en güzel veya yakışıklı zamanındasın.
istisnalar hariç; ilk gerçek seks deneyimini yaşarsın.
Bedeninle ve gizli kalmış tutkularınla barışırsın.
Evet artık genç bir kadın veya genç bir adamsındır. young women vs young men
Muhtemelen bu yılın sonuna kadar en çok zaman ayırdığın;
eğlence, seyahat,içki,gece alemi ve bol bol seks olacak.
Hormonlar tavan yapıyor. **
Hatta kendini kapıtırıp, her yakışıklıya iş atacaksın
ya da her güzele sarkacaksındır.
Sevgili konusunda rekor sayılara ulaşabilirsin.
Bunu yapacak enerjiyi de bulacaksın.
Bence hayatın en güzel ve en yaşanmaya değer yaşıdır.
Ya ben çok özlüyorum 19 yaşımı.
Hayatımın en güzel zamanlarıydı.
güzel lan.
bir sene rötarla da olsa kazanılan üniversite, hayallere bir adım daha yaklaşmanın verdiği özgüven...
küçükken ne olacaksın sorusuna verilen cevabın bi kaç sene sonra mesleğin olacağını bilmek...
onyediyi küçük yirmibiri büyük görmek...
hayallere hayal eklemek ve sabırsızlıkla beklemekten mutlu olmak...
sivilcelere veda etmeye başlamak.
eğlenceli şarkılar dinlemek, dans etmek.
eğlenceli insanlar tanımak, bol gülmek.
okumak okumak ve okumak.
biraz da hüzünlü...
en yakın arkadaşı başka şehre uğurlamak.
lise yıllarını özlemek...
bambaşka hayatlar yaşayan çocukluk arkadaşlarına yabancılaştığını fark etmek...
kısaca biraz özlem bol vaat...
güzel aslında, bakmayın bana.
18 sene önce, yaşasın bir sene sonra geleceğim diye sevindiğim durumdur.
oldukta ne oldu be sözlük, seneler ne kadar çabuk geçiyormuş.
edit: bu arada matematik sorusu gibi oldu, bilin bakalım bu araba b şehrine ne zaman ulaşır?