mesela geçen sene birinci sömstre bitip ikinci sömestre başladığında bütün lise talebeleri beden eğitimi öğretmenlerinin kapılarını aşındırmaya başladılar: "hocam n'olur, bu seneki 19 mayıs gösterilerine bizi alın! bu sene biz bu 19 mayıs coşkusunu yaşamak istiyoruz. hergün saatlerce ayakta dururken sizin fırçalarınıza, hakaretlerinize maruz kalmak, hatta zaman zaman da içimizden size küfür etmek istiyoruz. güneşin altında sapır sapır terlerken biz, öğretmenlerimiz öğrenci eksikliğinden okulda ders anlatamasın istiyoruz. bayram günü(!) geldiğinde, protokolün önünden rap rap yürürken bize bakıp sırıtan yaştaşlarımızı izlemek istiyoruz."
yine geçen sene eğitim öğretim yılı başında milli eğitim müdürlüğünde törenler okullara ve beden eğitimi öğretmenlerine taksim edilirken, her beden eğitimi öğretmeni sorumlu şube müdürüne yalvarır bir edayla: "hocam biz okul olarak bu görevi üstlenmeye hazırız ve bu sorumluğu tek başıma kaldırmaya razıyım. öğrenciler içlerinden küfür etseler de ben, görev tanımımla alakalı olmayan birbir işi yapsam da önemli değil. bu bayramı coşkuyla kutlarım kutlatırım ben! okulda yeşil plastik borulara kurdela ekleme vasıtasıyla ürettiğimiz o ilginç aparatları yapmak için harcadığım yaklaşık 15-20 günlük zaman bu vatana feda olsun. nasılsa coşkuyla kutlamayacak mıyız bayramımızı?"