halk dilinde bu ad ile telaffuz edilen hareketlerdir. her sene liseli gençlerimiz sopa, boru ve çeşitli alet edevat ve cıvıl cıvıl kıyafet ile bulundukları şehir stadyumlarında müzik eşliğinde belirli kareografilerle gösterilerini ifşa ederler.
hiç bir öğrenci bu çalışmalara katılmak istemez "hocam bacağım ağrıyor, kıçım ağrıyor, küçüklüğümde ayağım kırılmıştı, topalım ben" yalanlarına yatarlar. bu gösteriye katılan öğrencilerin beden eğitim dersi 5 olacak diye yutturur beden hocası, istesekte istemesekte katıldığımız gösteridir.
her sene vuku bulan güzelim hadisedir. neden? çünkü, bize aslında ne olduğumuzu bir kere daha gösterir. bizde bir uygulama rutine bağlandı mı artık ayin kimliğine bürünür. illa onu belli vakitlerde yapacaksın. yazık gençleri alırlar o günden bir iki hafta önce antrenman yaptırırlar, neyin provasıysa beş altı hareket(?) o gün de, ki genelde güneş tepede zebani gibi dikilir. bayılanlar ayılanlar olur, hay ben böyle işin içine diye küfürler edilir içlerinden. törende ilkokul çocuğu gibi nağme yaparak şiirler okuyan bir kız vardır bak o da cepte! sunucular genelde biri erkek biri dişi birilerini davet etmeden ya da etkinliği sunmadan önce sırayla metinler filan okurlar. vali konuşur, kaymakam konuşur ve kendi de inanmaz tam olarak dediklerine. nereden mi anlarsın? metni bi kere büyük olasılıkla kendi yazmamıştır zaten, yazsa da doğru tonlama ve vurgulamayla okuyamaz katiyen. iğreti durur her yıl söylene söylene anlamını yitirmiş sözler. "türk gençliği senden aldığı çağdaşlık meşalesini gururla taşıyor" diye seslenir ataya. sonra gençler çıkarlar, velileri heyecan içinde uzaktan çöp adamların yaptıkları hareketleri izlerler. herkes "biz birşeyler yapıyoruz" havasındadır. tıpkı üçüncü dünya ülkelerindeki gibi devlet memurlarının o ukala tavırları. üstdüzey bürokrasi, kaymakam vali filan...güneş gözlüğü de fikstir ha! gençler güneşin altında kule yaparlar misal, şeref tribünü gökdelen inşa edilmiş gibi şişinir. mi? sahiden öyle mi hissederler yahu? yoksa onlar da bu ne biçim bir karikatür, ne yapıyoruz biz burada diye mi düşünürler. bilmem ki. neyse...
ama hiç sekmez bu, her sene mutlaka tekrarlanır.
bugün provalarına başladığım, 19 mayıs kurbanı olarak yapmak zorunda bulunduğum hareketler topluluğudur. ayağı öne-sağa-sola alma gibi basit temellere dayanmaktadır bu sene olanları. elinizde kontrplak çevirip durursunuz, yok sağa çıkar sola çıkar yok çevir falan.
hepsinden çok beş bin kişinin önünde götümde kırmızı kuyrukla milletin önünde kontrplakla şov yapmaktan utanıyorum biliyor musun?