bazıları sevinmeye başlamış kaddafi zorbası bombalanıyor!:taraf!: diye.hatta bazıları da çıkıp ne yani kaddafi tüm muhalifleri öldürse daha mı iyiydi diyor yüzsüzce.ne yani bm öldürünce daha iyi mi olacak ? kaddafi öldürünce kötü de bm ,nato,abd,fransa -her neyse işte - öldürünce iyi mi ? nedir bu aralarında bu denli çifte standartlı bir tutum gösterecek farklar? daha abd dün ırak ve afganistanı kan gölüne çevirdi hala da kanını akıtıyor masumların.
bu biraz giyotini görüp elektrikli sandalyade ölmeye razı olmaya benziyor.
işin acı tarafı ise her halükarda acı çeken,ezilen taraf masum halk kitleleri oluyor.
amerika orta doğuyu yeniden şekillendiriyor bu çok açık. önce ıraka girdi, saddama artık söz geçiremeyince indirdi hemencecik... daha geçenlerde tunus, ardından mısır... kolay kalelerdi bunlar, hemen düştüler. libya pek kolay olmadı ama, kaddafi direndi, durum ortada. amerika yine barış ve özgürlük sıçmakta.. pardon saçmakta (!) orta doğuya. bu küçük petrol ülkeciklerinde demokrasi işlemez paşam, bunlara monarşi gerek. niyesi gayet açık. demokraside halk seçiyor ya hani başkanını, hükümetini, amerika öyle güzel yapacakki reklamlarını kendi satın aldığı adamların, e halk da bunlar çok iyi diye verecek oyu bunlara. e kuzum türkiyede de durum ne kadar farklı? monarşi olsa ama, gerçekten ülkesinin çıkarlarını gözetse, gerçek bir vatanperver olsa, gerçek bir sosyalist olsa o ülke çok daha iyi kalkınmaz mı, daha da gelişmez mi? monarşi iyidir demiyorum, ama bu ülkeler için gereklidir, amerikanın burnunu sokmasından iyidir (bkz: küba). şimdi ne olacak, demokrasi getirecek amerika.. önce yıkacak her yeri, parçalayacak yürekleri, yüzlerce, binlerce masum insanı katledecek, sonra yakıp yıktığı yerleri yeniden inşaa edecek, ama o yakıp yıktığı ülkenin kendi kaynaklarıyla, sırf kendi müttefikleri, satın aldığı adamlar daha rahat yaşasın diye öldürdüğü o kadar insandan boş kalan yerlerde.. bu da bitti mi, sonra kaynakları sömürmeye başlayacak. e tekrar güçlensin ister mi amerika böyle bir devletin? körfez savaşından ne farkı var bu savaşların? o zaman amerika arka plandaydı, petrol zengini olan bu devletleri savaşa kışkırtıp silahlarını sattı, aradan geçen yıllarda baktı ki bu ülkeler tekrar zenginleşti, kendisi de silah üretmek için o kadar para harcadı, e bari ben de şu petrollere sahip olayım da silahımı da kendime üreteyim, petrolü de kendime akıtayım da dedi, taktik değiştirdi. öyle de güzel yaptıki reklamını 9/11 de kimse sesini çıkarmıyor baksanıza. hani nerde o birleşmiş milletler, insan hakları savunucuları? öyle güzel bir çark kurmuşki kendi istediğinde değişiyor tüm dişliler ve çark kendi istediği yönde dönmeye devam ediyor. bizler de sadece uzaktan seyretmekle kalıyoruz. seçtiğimiz adamlar koltuklarında rahat otursun diye sesimizi de çıkarmıyoruz. özgürüz ne de olsa...
sivil halkın canını alıp kan döken kaddafi'yi alaşağı etmek için sivil halkın canını alıp kan döken güçlülerin savaşı.
türkiye bu noktada nerde, hani nerde diye soracak olursak; en az "1 koyup 3 alacağız" diyen rahmetli kadar öngörüsüz, ciddiyetsiz ve dünyada da zerre kadar esamesi okunmayan bir politika ile nerede olunabilirse işte tam da orada.
ekleme: bir başka rahmetli, sakıp sabancı'nın duruma ilişkin güzel bir sözünü eklemek isterim: "elimizde ne var, üçün biri var!" *
libya halkından çok petrol kuyularına "demokrasiyi" getirmek için yapılan işgal. emperyalistlerin silah üstüne silah sattığı kaddafi yi bir çırpıda devirmek istemelerinin tek nedenidir libya nın düşük sülfürlü petrolü.
Libya'ya hücum" kampanyasının başını çeken Sarkozy';nin 2007 seçim kampanya masraflarını Kaddafi'nin karşıladığını, oğul Kaddafi açıkladı.
Baba Kaddafi de "Sarkozy arkadaşımdır; ama biraz delidir" dedi.
Nerden bu tanışıklık?
Tabii ki ticaretten... Özellikle de petrol ve silah ticaretinden...
Batı koalisyonunun destek verdiği Libyalı muhalifler, Fransız yapımı uçaklardan veya Alman helikopterlerinden atılan italyan yapımı bombalarla eziliyor.
Ambargoya kadar Fransa, Libya'ya füze, savaş uçağı, tank ve Mirage savaş jeti satışlarından 3 milyar dolar kazandı.
Aynı dönemde italya 1.3 milyar dolarlık, helikopter, top ve mühimmat satmıştı.
2004'te BM ambargosu kalktıktan sonra çoğu AB ülkesi Trablus'ta kuyruk oldu.
italya, Almanya, Belçika ve ingiltere, Kaddafi'yi elbirliğiyle silahlandırdı.
Almanya'nın sadece 2009'daki silah satışı 50 milyon euro değerinde... Bu rakam bir önceki yılın 13 katıydı. *
--spoiler--
kuzey afrikanın yer altı zenginliklerini paylaşmaya çalışan batı ülkelerinin savaşadır bu. #10897022 nolu entry'mde dediğim gibi kaddafiyi iç isyanla deviremeyen batı son çare olarak libya hükümetine savaş açtı. yalnız burada libya'ya savaş açan ülkeler petrolü paylaşma konusunda birbirleri ile anlaşmazlığa düşecek gibi gözüküyor.
Amerika ırakta umduğunu bulduğunu sananlar hatta orada bir pasta oluşturup başka ülkelerin de yararlandığını varsayanlar var.Evet Amerki ırakta yaklaışık 2 trilyon dolara yakın parasını kaybetmiştir ve uluslar arası alanda ise katil damgasını yemiştir.
edit: ırak savaşın da amerkian karşıtlığı tüm dünya'da tavan yapmıştır.
fransa'ya yaranılmak ve avrupa birliği konusunda desteğini kazanmak için türkiye'nin de katıldığı savaştır. tamam kaddafi dikdatör olabilir, ama geçmişte bize önemli yardımları dokunan biridir. bu şekilde olmamalıydı...
kaddafi öyle bir diktadör ki, petrol gelirini nereye harcadığına bir bakın.
mesela ülkeyi şantiyeye çevirdi. tükenecek petrol gelirine karşı planlar yapan ve petro-dolarları bir fon ayırma hatta abd-ab finans şirketlerinden çekme ve onların üzerinden satış yapmama eylemine başlamıştı. venezüella-iran destekli bir hareket aslında israili finans eden diğer arap şeyhlerine karşı bir soru işareti olurdu. bu arada arap şeyhlerinin 4 trilyon dolar tutarında mal varlığı-nakit abd-ab kasalarında-topraklarında olduğunu ve yahudi finans şirketleri-bankacılıkları aracılığı ile petrol satışı ve ithalatı yaptıklarını dolayısı ile gelen bu petro-dolarları israile yüzde kaç olarak kredi verdiklerine, kar aktarımlarına bir bakın ve basit bir işletme tekniği olarak israili kim finans ettiğini unutmayın.
bu sırada libyada eğitim-sağlık vb sosyal hizmetlerin ücretsiz olduğu hatta çocuk başı onbinlerce dolar ödendiğinide unutmayın. demokrasi-öngürlük der isen zaten bu olgular, orada yaşayan insanların tabiatına ters.
analiz yapmamız için, insanların sosyal-kültürel gerçeğini bilelim.
ilk başlarda kaddafi'ye karşı yakaladığı ilerleyişin çok da uzun sürmemesi hatta bingazi'ye kadar geri çekilip kapana sıkışmaları ve sonrasında batının müdahalesiyle ilerleyen ve operasyonların duraklamasıyla hız kesen bu isyancı güruh şu anda batı parmağını kıpırdatmayınca iyice etkisiz hale geldi. bu isyancıların silahlandırılmaları ise apayrı bir meseledir. çünkü içinde el kaide unsurlarının da yer aldığı ve teknik olarak bir başın bulunmadığı bu insan topluluğunu silahlandırmak günün sonunda bu silahların amerika ve müttefiklerine karşı kullanılma riskini arttıracağı gibi silahlandırma ne boyutta olursa olsun yine batının efektif ve etkili hava saldırıları olmadığı sürece bu insan topluluğunun kaddafi güçlerine karşı başarı şansı çok azdır.
olası bir silahlı ayaklanma (yakın bir gelecekte) sonucu, elinde silahlı güruh özgürlük-demokrasi-hak diye devlet binalarını-bankaları-alışveriş merkezlerini yağmalasa, kendinden olmayan ve kendisi gibi düşünmeyen, bir arada yaşamı savunan insanların mallarını talan ederek öldürse ne olacak?
üstelik bu insanlar yurt dışı yönlendirme-destek alsa ne yapacağız? demokrasi-özgürlük-hak için sizin canınıza-malınıza tecavüz edilse, sabah okula-işe giden evladınızı morgtan alsanız ne olacak? bavullar ile yollara düşüp çocuklarınız ile çadırlarda kalsanız ne olacak?
bu gün dünyanın en kaliteli 2. petrolüne sahip olmasaydı, bu kadar cahil olmasalardı libya bu kaderi yaşarmıydı?
basit olarak analiz bile yapacak kapasitemiz yok. bilgisizlik ve cehalet içindeyiz.
2009 yılında başlayan 2010 ve 2011 de hızla yayılan ortadoğudaki devrim rüzgarı sonucunda libya 2011 yılında karıştı. ülkeyi dikdatör olarak yöneten kaddafiye karşı halk ayaklandı; başta isyancılar önemli kentlerde şiddetli gösterilerle kendilerini gösterselerde durum hızla büyüdü ve irili ufaklı bir çok kent isyancıların kontrolüne geçti. bu durumda kaddafi önlemlerini sertleştirdi, durum aslında bir iç savaş olarak gözüksede, nato 19 mart 2011 de müdahale kararı alması ile durum küresel hale geldi. bunun esas nedeni libya petrol zengini bir ülke olması. müdahale nato'nun silahlı güçleri tarafından denizden ve havadan yapılıyor, el altından veya açık olarakda isyancılar destekleniyor. sonuç olarak halk perişan oldu; bir çoğu çevre ülkelere göç ederken bir kısmı ülkesinde ölümle burun buruna yaşıyor.